ZİYARET

397 15 1
                                    

Sabah çalan alarmla gözlerimi araladım. Komidinimin üstünde duran, telefonuma uzanıp alarmı kapattım. Saat daha 6:00'dı , üstümdeki yorganı tekmeleyerek yataktan kalktım. Banyoya gidip ılık bir duş aldım, duştan çıkıp bornozumu üstume gecirdim. Kıyafet dolabımın önüne geçip giyecegim kıyafetleri alıp dolabın kapaklarını kapattım (kıyafet multimedya da) kiyafetlerimi giydikten sonra saçlarımı kurutup , serbest bıraktım. Komidinimin üstünden Telefonumu ve kulakligimi alıp evden çıktım.

Havadaki sogukluk icimi titretmesine rağmen yurumek istedim .Biraz yürüdükten sonra, taksi bulup taksiye bindim. Gideceğim yeri söyleyip dışarıyı izlemeye başladım.

Dışardan bakılınca herkes ne kadar mutlu, neşeli sanki hayatlarında ki herşey dört dörtlük , veya hayatımda ki boşluklar , umutsuzluklar böyle dusunmeme neden oluyordur. Ne fark eder ki ? Mutlu oluncak günler tükendi hayatımda ki , mutlu günleri düşlemek ,tirnaklarinla betondan bir duvarı kazmaya calismak gibi anlamsız....

20-25 dakikalık yolculuktan sonra mezarlığı gelmiştim. Taksiciye parasini uzatıp taksiden indim. Mezarlıktan içeri girdikten 10 dakika sonra onun mezarının başındaydim.

"Ben geldim..

Nasılsın? Umarim iyisindir , çünkü ben hiç iyi değilim, gittiğinden beri. O mezarda yalnız değilsin , benim ruhumda orda , seni oraya gömerken o seninle birlikte gömüldü. Tam 3 yıl önce bugün.

Ölüm garip bir şey... O an ki şokta algilayamadigim şeyi aradan 3 yıl geçmesine rağmen hala algiliyamiyorum. Sanırım beyin kabul etmedikçe ölüm, Ölüm olmuyor...

Sana bir şey itiraf edeyim mi abi ?

Artık hatırlamıyorum... Seninle gecirdigimiz zamanlar, hatıralar, mutlu gunlerimiz , Kum tanelerinin suda kaybolup gittiği gibi, benimde zihnimden kayboluyor. Gerisi ne mi ? Boşluk , karanlık ama o boşluğa rağmen , beynimde dönüp dolaşan ölüm anın. " gözümden aşağı doğru kayan bir damla göz yaşını elimin tersiyle silip, konuşmaya devam ettim. " Sana verdiğim sözü tutucam. Bunu sana yapanın kim olduğunu bulucam. Beni her ne kadar bu karanlığın içine sürüklemek istemesende , artık karanlığın tam ortasindayim. Ve son olarak seni özledim abi..."

Mezarlıktan doneli 2 saat olmuştu , yatağa uzanmış boş boş tavani izliyordum. Biraksalar sonsuza kadar böyle kalabilirim. O sırada aklıma Buğra takıldı geçen akşam ki yemekten beri onu görmemiştim , polisler ona bişey yapmış olabilir mi acaba? Sonuçta içerden cikmamisti ve polislere yakalanma ihtimali vardı. Off! Ben ne düşünüyorum Arasın arabasına kusmustum utanç verici, ve bundan daha da utanç verici şey ise beni iç çamaşırlariyla görmesi ve bunu onun yapması. Ben bunları düşünürken ısrarla çalan telefonumu yatağın içinde bulup açtım. "Aloo" ,

" PÜF noldu yagmur",

" sanada meraba kaba kız" ,

"ufff",

" uflama tamam, aksama geliyon demi? Kızlarla plan yaptık , dışarı çıkcaz. "

"Bilmiyorum, keyfim yok. Evde kalıp uyumak istiyorum."

"Bahane üretmeyi kes Ya, geliyorsun. Akşam 8 -9 gibi alırız biz seni , kapatıyorum yemek yicem bay bay."

Dedi çat diye kapattı. Yağmur bu hayatta dostum diyebilcegim tek kişiydi, bana her anlamda, her konuda destek verir. Abim oluncede toparlanmam için çok çaba harcadı . Hâlâ da cabalar. Bu yüzden yağmuru herkesten ayıririm.

Saate baktığımda 19.30 'du , oflayarak yataktan kalktım. Dolabımdan siyah deri etegimi , üstüne koyu bordo ince askilarinda seyrek zımbalari olan büstiyerimi alıp giydim. Ayakkabı olarakta siyah topuklu deri ayakkabılarımi giydim saclarimin uçlarınada hafif maşa yaptım. Makyajımıda abartmadan sade bıraktım.

Aynada kendime bakınca gayet hoş ve güzel görünüyordum. Tam o sırada dışarıdan yağmurun arabasının korna sesini duydum. Telefonumu alıp dışarı çıktım.

Kızlarla selamlastıktan sonra , sohbet etmeye başladık. Her zamanki gibi konularimiz okuldaki dedikodular, damlanin hakandan ayrılmasına pişman oluşu ve barışmak için gösterdiği performans , bla bla..

Nihayet herzaman takıldığimiz yere gelmiştik . Yağmur arabayı park ettikten sonra içeri girdik . Burası genelde çok kalabalık, olmasına rağmen herkes kendi havasında takılır. Basın içinde ilerlerken bir yandan dans eden insanların arasından geçmeye , bir yandanda kızların geri kalanının masasıni aramaya çalışıyordum. Kafamı sağa sola çevirirken üstümde oluşan islaklikla kafamı önüme çevirdim karşımda duran kişiyi görmemle şansıma bir kez daha lanet okudum. Karşımda elinde üzerime dökülmüş içki bardağıyla duran aynı zamanda sinirli bir Aras vardi

"Önüne baksana yaaa " diye cırladım üste çıkmak için . Sınırlı duran kaşlari , hayret ve şaşkınlıkla yukarı kalkıp eski sinirli haline tekrar döndü. Kulağıma yaklaşıp.

"Önüne bakması gerektiği halde, bu kalabalığın içinde bi sağa, bi sola çırpınan sensin." bu sözü beni ofkelendirmisti.

"Alt tarafı bir içki , uzatmasan? Ayrıca üzeri kirlenende benim. Çekilirsen üzerimi temizliycem" karşımda eğlenirmis gibi yarım ağız güldü.

"Yarisi bile olmayan kiyafetin umrumda değil, içkimi döktün git bana içki al , (eliyle arkasındaki barin kalabalikligini gosterdi) o kuyruğu bir daha çekemem" ukala kendini beğenmiş pislik.

"Sana içki almak mi ahahah komiklesme lütfen çekil" ben tam yanından geçerken kolundan tuttu kulağıma üfleyerek

"O ickiyi istiyorum.Burada bekliyorum . Hızlı ol." Konumu ondan kurtarıp yürümeye başladım . Hah! Icki bekliyomus daha çok beklersin! Kalabalık olduğu yetmiyormuş gibi yagmurlarida kaybetmiştim. Yağmurları aramayi erteleyip lavaboya ilerledim. Iceri girdiğimde sigara alkol ter kokuları harmanlanmis bir şekildeydi içeride olan 2 kiside cikmislardi rahat rahat temizliyebilirdim artık. Peceteyi ıslatip etegimdeki içkileri temizlemeye başladım ve büstiyerimi De bilerek dokmus gibi her yerime bulaşmisti ahh

"Sana içkimi istedigimi söylemiş tim!" Anlık şokla afalladim eteğimden kafamı kaldırıp aynadan kapıya yaslanmis arasa bakıyordum.

" Sana içki getireceğimi soyledigimi hatırlamıyorum. " ellerimi göğsümde kavusturup arasa döndüm.

" Ama ben getirmeni söyledim. " bu saçma konusmaya daha fazla dayanamicagimi anladım. Elimdeki Peceteyi çöp kovasina atıp kapıya doğru yoneldim. Bu hareketimden aras hoslanmamis olucakki ben daha ne olduğunu anlamadan beni duvarla arasına aldı . O kadar çok yakındik ki nefeslerimiz birbirine karışıyordu.

Kalbimin atislarini beynimden hissedebiliyordum .

" Ne o heyecanla din mi yoksa ?"

KARANLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin