Episode.12 -YALNIZ-

112 18 8
                                    

Gözlerimi açtığımda yatakta yatıyordum.  Hâlâ üzerimde bir şey yoktu. Gözümün önüne biranda Hoseokun öldüğü zaman geldi. Ona veda bile edemedim. Ona sarılmadım hatta dokunamadım. Daha sonra aklıma Taehyung geldi. Gözümden istemsizce yaşlar gelmeye başladı. Elimi yüzüme götürdüm ve yüzümü kapattm. Hıçkıra hıçkıra ağladım. Anılarımız aklıma akın etti
Hoseokun ilk kez benimle çocukken tanışırken bana elindeki keki vermesi,
Lise zamanımızda sürekli gelecek hayali kurmamız ,
Üniversiteye geçince ev bulma telaşımiz ve Hoseokun ben ne zaman ağlasam başımı omzuna koyup bana daima yanımda olacağını demesi, Beni sevdiğini söylemesi .

Onu şimdiden çok özlemiştim. O benim her zaman yanımda oldu ama ben olamadım. Kendimden nefret ettim.

O sırada birisi elimi tutup yüzümden çekti. Gözlerim yanıyor ve açmak istemiyordum. Kendimi biraz toparladım ve kafamı karşımdakine dikince Taehyug olduğunu gördüm.
Elimi hızlıca ondan çektim. Benim aksine tertemiz siyah takım giymiş ve saçına şekil vermişti. Kolunda pahalı bir saat ve belinde ceketinin önüne geçmiş silahı vardı.

Kafamı hızlıca tekrar aşağıya indirdim. Ona tekbir kelime etmek istemiyordum ve burdan hızlıca gitmek istiyordum.
Hoseok ile her zaman hayalini kurup aldığımız küçük bir ev vardı. Elbet lazım olur diye almıştık. Şehir merkezinden uzaktaydı ve çok sirindi. İçini hoseok'a uygun dekor ettirmiştik.
Ama böyle lazım olacağını düşünmemiştim.

"Gitmek istiyorum"

Taehyung birkaç saniye durdu. Yüz ifadesi nasıldı bilmiyordum. Daha sonra o susunca sinirle ayaga kalktım,hızlıca odayı süzdüm ve kapıya yürüdüm. Oda çok sadeydi. Beyaz ve belli belirsiz maviler ile döşenmişti. Bir iki adım atmadan Taehyung kolumdan tuttu ve beni kendine çevirdi.

"Üzgünüm Jimin, Her şey için. Ama benden gidemezsin. Bunu seni sevdiğim için diyorum. Beni polise vermen bir şey ifade etmez. Zaten aranıyorum. "

Yüzünden hiçbir şey anlamak belli değildi. Ama artık ona asla güvenemezdim. Biran önce çıkmalıydim.

"Beni bırak Taehyung. Ne halin varsa gör ama beni bırak. Sen katilsin. Sen benim kardeşimi öldürdün"

Ağlamaya çoktan başlamıştm. Taehyug kolumu sıkı sıkı tutuyordu. Ben ise gitmek için çabalıyordum.

"İlk önce duş al ve sonra yemeğini ye. Şuan çok yorgunsun. Doğru düşünemiyorsun. "

Gülümsedi ve devam etti.

"Dolapta sana uygun kıyafetler var. "

Kolumu bıraktı ve odayı terk etti.

Yine bir başıma kalmıştım.

Tıpkı Hoseokun benimle tanışmadan önceki gibi.

Ve şimdi de Hoseok beni bırakmıştı.

Direk duşa girdim ve küvete su doldurup uzun uzun ağladım. Çığlık attım. Ne yapacağımı bilmiyordum.

Kaç saat geçti hiçbir fikrim yoktu ama hala küvetteydim. Sıcak olan su soğumuştu. Derim büzüşmüştü. Ama ağlamıyordum. Sadece bir noktaya odaklanmış bakıyordum. Bir şey düşünmüyordum. Biraz daha böyle kalabilirdim.

~

Her şey çok ani gidiyordu. Hoseok beni ihbar edince kendimden geçtim ve kim ben yakalamak istese Hoseok gibi hepsini öldürdüm. Jiminide öldürecektim. O Hoseoka bakarken bıçağım çoktan havalanmıştı ama ona yapamazdim. Onu gerçekten seviyordum.

Yoongi bizi alınca ona bizim için bir ev ayarlamasını söyledim. Biraz burada kalmam iyi olacakti. Ev ormanın derinlerindeydi. Dişi da kamufule edildigi için pek görünmüyordu.

Şimdi Jiminin  çığlıkları yeni yeni kesilmişti. Onu kendisi ile baş başa bırakmak istedim. Kafasını toplaması lazımdı.

~

Sonunda küvetten çıktım ve havluya bürünerek dolabın başına geçtim. Elime gri bir eşofman ve bol siyah bir t-shirt aldım. Hızlıca giyindim ve saçlarımı da havlu ile kuruttum. Pencereden dışarı baktım ve yerden oldukça yüksekteydim. Her yerde ağaç vardı. Dışarıya hâlâ bakarken kapım açıldı. Arkama bile dönme gereksinimi duymadım.

"Ben çıkıyorum "

Ben de çıkmak istiyordum ama tamamen

" Beni evime götür"

"Birkaç saate dönerim"

Hiçbir şey demeye fırsat vermeden kapıyı kapattı ve gitti.

Evde tek kalmıştım.

*
Kuzularim beğensiyseniz yorum yapıp oy verir misiniz lütfen 🥀

Querido  [Vmin]✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin