Episode.11 -NEFRET-

118 14 21
                                    

Hiçbir şey demeden yatiyorduk. Yatağın dar olması şuan pek önemli değildi çünkü Taehyung beni belimden sarmıştı. Başımı onun  boynuna koymuştum ve gözlerimi kapatmıştım. Saat tahminen gece yarısını geçmişti. Hoseok yanımıza gelmemişti. Aslında onun bu durumda olmasına şaşırıyorsum çünkü o çok duygusal ve her zaman iyi taraftaydi.
Taehyung biranda elini belimden çekti ve tişörtünü çıkarttı. Ne yaptığına bakıyordum. Boynundaki zincir kolye ve siyah dalgalı saçları onu çok seksi gösteriyordu. Bana baktı ve gulumsedi.

"Sıcak oldu güzelim. Sen de çıkarsana tişörtünü"

Ben donmuş bir şekilde bakarken bana doğru eğildi ve tişörtmu çıkartti. Sonra tekrar eski pozisyonumuza döndük. Ayağımızdaki kısa şortlara rağmen hâlâ terliyordum çünkü bedenlerimizin isisiycok yüksekti. Yine de bir şey demedim ve uykuya daldm

~

Hâlâ ne yapmak istediğie karar vermemiştm. Şuan karar da veremiyordum. Jiminin sıcak nefesi boynuma geldikçe içim ürperiyordu. O yanımda küçük kalıyordu ama bu çok hoşuma gidiyordu. Kendimi biranda Jimine nasıl bağladığımı  merak ediyordum ama asla cevabım olmayacaktı. Sonunda gözlerimi kapattım ve kendimi cennette hissederek uykuya daldım

~

Sabah olduğunda hâlâ aynı pozisyonda olduğumuzu gördüm ve bu beni mutlu etti. Kafamı kaldırınca Taehyung da gözlerini araladı.

"Günaydın, sevgilim. "

Bana ilk defa sevgilim demişti. Ona kocaan gülümsedim ve dudağının kenarına öpücük kondurdum. 

"Günaydın "

Ona bişey demeye utanıyordum. Taehyung bunun farkındaydı ve sadece gülümsüyordu.

"Kahvaltı yapalım mı?"

Bunu derken gerçekten karnımın aciktigini hissettim.
Başını salladi ve mutfağa doğru ilerledik. Hâlâ üzerimize bir şey giymemiştik. Giymemize de gerek yoktu zaten hepimiz erkektik.

Hızlıca masaya kahvaltılıkları koyduk ve yemeğe başladık. Hoseok hâlâ neredeydierak ediyordum. Ama Taenin yanından da ayrılmaj istemiyordum. 1 saniye bile.

10 dakika bile daha geçmemişti ki Hoseok ağlayarak içeriye girdi.

"Üzgünüm Chimmy. B-ben çok üzgünüm. "

Ne olduğunu anlamıyordum. Hoseokun ne dediğini bilmiyordum. Sadece ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. O sırada polis arabasınin siren sesleri geldi.

Polise mi ihbar etmişti?

Gerçekten bunu yaptığına inanamıyordum. O kadar benimle sorun olmadığına dair konuşmuştu.

Taehyung hızlıca ayağa kalkınca masadaki çoğu şey döküldü. Ben ne yapacağımi bilmezken Taehyung eline bıçak aldı ve ağzını bile açmadan Hoseokun kalbine bıçak sapladı.

Hoseok yere düşmüş ve kıvranıyordu. Bu kadar çabuk olayların yaşanmasi ve hiçbir şey yapmadığım için kendime küfür ediyordum.
Sesli bir çığlık atıp Hoseoka doğru koştum. Yanına geldiğimde Taehyung kolumdan tuttu ve beni hızlıca çekti. Ona yaklaşamadim.

"BIRAK BENİ!"

Sesim ilk defa bu kadar sinirli çıkmıştı. En yaki arkadaşım gözlerimin önünde can çekişiyordu ama ben sadece ona bakıyordum. Ağzından kanlar çıktı ve sonunda öylece kalakaldı.

Ölmüş müydü?

O benim tek kardeşim, her şeyimdi. Her zaman iyiliğimi isterdi. Onunla o kadar çok anım ve yapacaklarımız vardı. Ama yapamadan ölmüştü.

Kendimi yerden yere çalıyordum. Sonunda kapı hızlıca açılmaya zorlanınca Taehyung beni kucağına aldı ve masamdan telefonumu cebine atarak evimizin arka yerinden dışarıya çıktı. Bu yer tenha bir sokağa çıkıyordu. Ben hala sesli şekilde ağlarken beni yere attı ve yanağıma hızlı bir şekilde tokat attı.

"Susmazsan öldürürüm Jimin"

O kadar sinirli ve ciddiydi ki onuorada öldürmek istedim.  Hâlâ Hoseokun ölüsü gözümün önündeydi. Kendimi de öldürtmek istedim. Ondan  her saniye daha çok nefret ettim.

Elindeki telfonumla bir kaç tuş çevirdi ve birisini aradı. Sağına soluna bakıyordu. Evin arka kapısıni zor göreceklerdi çünkü biz bile taşındıktan bir kaç hafta sonra ark etmiştik.

Saniyeler sonra yanımıza siyah araba geldi

Taehyung beni kolumdan sıkıca tutup arabanin arkasına attı ve kendisi de öne oturdu.

"İyi misin Taehyung, bu kim?"

Konuşan siyah saçlı esmer tenli bizim yaşlarımizda bir adamdı. Aynadan bana bakınca kırmızı gözlerimi gördü. Hâlâ sessizce ağlıyordum ve tek düşündüğüm Hoseoktu.

"Sana bahsettigim kişi, Jimin. Ağlıyor çünkü şerefsiz arkadaşı Hoseok beni ihbar etmiş. Ben de öldürdüm çünkü yapabileceğim bir şey yoktu. "

Şerefsiz ?

Sinirden köpürdüm ve agizima gelen küfurleri saymaya başladım. Benim en yakın arkadaşımi öldürüp serefsiz demeye asla hakkı yoktu. Hâlâ ağzımdan salyalae akıp ona soverken biranda arkasına döndü ve nerden aldığını bilmedigim silahın köşesi ile kafama vurmuştu. Gözlerim kapandı.

O sırada Yoongi hiçbir şey yapmıyordu ve en son duyduğum Taenin yanındaki adama teşekkürüydü.

"Teşekkür ederim Yoongi. Yardım edeceğini biliyordum"

*

Arkadaşlar eğer beğendiyseniz lütfen yorum yapıp oy verir misiniz 💜




Querido  [Vmin]✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin