Episode.21 -VEDA-

147 17 9
                                    

Gözlerimi açtığımda bedenimin fazla ağrıdığını hissettim. Esnemek istesem de kollarımı kaldıramadım. Gözlerimi bir kaç kez kırpıştırdım ama yatar pozisyonda değil oturur pozisyonda olduğumu anlamam geç olmadı. Hemen bedenime baktım. Bir sandalyeye bağlanmıştım. Hâlâ evdeydim. Etrafıma hızlı hızlı bakarken mutfaktan bir kaç adım sesi işittim. Sonra da sesin sahibini gördüm. Elinde bir su şişesi ile yanıma geliyordu. Uzun boylu, üzerinde bir takım ve esmer birisiydi.

(İşte böyle bir şey hayal edin siz ♥️)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(İşte böyle bir şey hayal edin siz ♥️)

Hafifçe gülümseyerek önümde diz çöktü ve elini yüzümde gezdirmeye başladı. Her ne kadar kıpırdanıp ' bırak' desemde gücü karşısında şuan büyük ihtimalle acınası haldeydim. "Sen kimsin , bırak beni " sesim oldukça yüksek ve sinirli çıkmıştı. Adam elini yüzümden sonunda indirmişti. Yüzüne dalga geçer gibi gülümseme yaydı. "Sevgilin benden bahsetmedi mi?"
Düşünmeme gerek kalmadan bu adamın Namjoon denen adam olduğunu anlamıştım. Adam büyük bir kahkaha patlattı. Ayağa kalktı ve etrafımda volta atmaya başladı. "Bana bir teşekkür borçlusun Jimin" bir elini omzuma koymuş ufak ufak sıkıyordu. "Kes sesini" adam omzumu daha çok sıktı. "Açıkçası seni bu işlere dahil etmek istemedim." Sandalyede bir kaç kez kıpırdandım. "Özellikle en yakın arkadaşın Hose-" kan beynime sıçramıştı. "Sakın onun adını ağzına alma Sakın!" Adam biran durdu ve derin nefes verdi. "Ama sonra sen o sevgilin olan piç ile oynasmaya başlayınca seni de öldürmeye kadar verdim ". Durdu ve devam etti " Ha bide şu size yardım eden Yoongiyi" ağzımdan o konuşmasını bitirmeden hıçkırık sesleri çıkmaya başlamıştı. Gözlerim doldu , bağırarak ağlamak ve Taeye sarılmak istiyordum.

"Üzgünüm Jimin ama her an burda olabilirler. Ki ben uzatmayı sevmem "
Sonra kaşlarını çattı ve bana baktı
"Çok fazla bekledim , bu an için "

Ben daha ne demek istedigni anlamadan ellerimin ve ayaklarımın ipini çözdü ve beni hızla ayağa kaldırdı
"Üzgünüm Jimin" kahkaha attı ve belime hızlı bir bıçak sapladı. Bedenimi hissetmiyordum. Her yerim titriyordu. Olduğum yerden yere düştüm. Ağzımdan kan çıkıyordu. Bilincim kapanmak üzereydi. Namjoon ortalıkta görünmüyordu. O sırada kapı açıldı. Görebildiğim sadece bir çift ayaktı. Onu da tam göremiyordum. Sonra biranda adımı duydum. "Jimin" bu Taenin sesiydi. Gözlerim gözleri ile buluştu. Ağlıyordu. Üzerinde kan lekesi vardı. Elini saçlarıma geçirdi.
Daha sonra arkasında Namjoonu gördüm. "T-taehyung" Tae dediklerimi anlamaya çalışırken kafasına sert bir darbe yedi ve o da şuan benim gibi yerde yatıyor kafasının arkasında kan akıyordu. Kalbim fiziksel ağrımdan çok Taeyi böyle görmeye dayanamadı.
"Seni çok seviyorum, Tae"
.

Yoongi arabayı sürüyor ben ise Jimini düşünüyordum. İkimizde konusmuyorduk. Sonunda kuytu bir yere geldik. "Yoongi sen git. Bu benim sorunum. " Yoongi gözlerimin içine derin derin baktı "sorunun değil Tae , sorunumuz " bana sıcak bir gülümseme karşısında ona sıkıca sarıldım ve arabadan indik. Ortalıkta kimse görünmüyordu. Hızlıca etrafa göz gezdirdim. "Tae , ikiye ayrılmalıyız. Hızlı olmalıyız " başımı olumlu anlamda salladım ve hemen etrafı aramaya başladım. Elimdeki silahi terlemekten tutamıyordum. Bir kaç dakika içerisinde her yeri aradıktan sonra tekrar eski yerime geldim ama Yoongi yoktu. Belki bir şey buldu diye düşünerek o tarafa koştum ama karşımda sadece kanlar içinde kalmış bir Yoongi buldum. "ac gözlerini, Yoongi. Beni bırakma. Yoongi" sesim titrek çıkıyordu. En değer verdiğim insanı kaybediyordum ve bu benim hatamdi. "Git Taehyung. Jiminin yanına git" onu kucaklayıp arabaya bindirmeye çalıştım. Onu burada bırakmayacaktim. "Yoongi sakin beni bırakma " ağlamalarım içinde kendi kendime konuşuyordum. O ise artık bana yanıt veremiyordu. Bir kaç dakika dizlerimi kendime çekip sesli bir şekilde ağladım. Sonra onu köşeye çekip son kez sarıldım. "seni almaya geleceğim kardeşim "

Arabayı evin önüne park ettim ve hemen kapıya yöneldim. Ellerim titriyordu. Jimine sarılıp buralardan gitmek istiyordum. Ama öyle olmadı.
Kapıyı açtığımda ikinci bir şok geçirdim. Sevdiğim adam yerde cansız bedeni yatıyordu. Her yeri kandı. Koşarak yanına gittim. "Jimin" bağırdım. Ağladım. Daha fazla acı içime işledi.
Saçlarını okşadım. Onu da kaybedemezdim ama elim ayağıma dolaşmıştı. Beynim durmuştu. Bir şey düşünemiyordum. "T-taehyung" ona daha çok yaklaştığım sırada kafamda sert bir ağrı hissettim. Gözüm kararmıştı. Bedenim yere yığılmıştı. Gozlerimden yaşlar artık sessiz şekilde akıyordu. Jimine baktım.
"Seni seviyorum, Tae" sonra gözleri kapandı. Kalbim parçalanıyordu. Onu ve yoongiyi kurtaramamıştım. "Ayağıma kadar geldin Kim Taehyung"
Alaycı bir sesti. Kafamı ona acı içinde çevirdim.
Kim Namjoon
Onu öldürmek istiyordum. Onu kendi ellerimle parçalamak istiyordum.
Kendimi ayağa kaldırmaya zorladım ama ayağını karnıma bastırdı.
"Acele etme yorgunsundur "
Ağzımdan ona küfür etmekten başka hiçbir kelime çıkmıyordu.
"Sevgilin de öldü, Yoongi de " sonra yanıma diz çöktü.
"Şimdi sıra sende Kim Taehyung"

Sonra bir adet silah sesi yankılandı ormanın derinliklerinden. Cansız bedenler gökyüzünde buluşmak için havalandılar .
İlk önce onları Yoongi bekledi
Sonra Jimin
Ve sonra Taehyung.

.

Final bölümünü de yaptık Umarım beğendiniz güzellerim♥️ Sizi çok seviyorum ve desteğiniz için teşekkür ederim. Biraz ara vermek istiyorum ve daha sonra ise Sope au fici ile geri döncem. Sağlıcakla kalın 💜💜💜

Querido  [Vmin]✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin