Kapının çalmasıyla beraber birbirlerine bakan üç arkadaş da heyecanlıydı. Kapı alacaklı gibi çalınırken Cemal kapıyı açtı. Kapıda söylenen uzun adamı dinlemeye devam ettiYa kardeşim siz sa-
Barış'ın lafını bölen şey Cemal' i 5 yıl sonra tekrar görmekti. Sesli bir şekilde yutkundu. Gözlerini, onları çok özlemişti mesela. Bakışlarıyla,gülüşüyle,kokusuyla mutlu ederdi onu ve şimdi yine karşısındaydı. Yine bakıyordu yeşilleriyle.
Barış kafasını düşüncelerden arındırmak için kafasını sağa sola salladı. Kendini toparlayıp konuştu.
Cemal senin ne işin var burada?
Burası benim evim Murat.
29.05.2015
Bir basketbol antrenmanı daha sona ermişti. Cemal soyunma odaına girmişti. Kendine ait olan 29 numaralı dolabı açmıştı. Oradan tişörtünü alıp üstüne giydi. Bu sırada içeri giren Barış'a kaydı gözleri. Barış ona gittikçe yaklaşırken Cemal arkasını dönerek dolabını kapattı ve kilitlemeye fırsat bulamadan Barış kollarını miniğinin beline sardı. Cemal ne olduğunu anlayamamıştı. Anahtarı yere düşürmüştü. Başını eğip anahtara bakmaya çalıştığında Barış işaret ve baş parmağıyla küçüğün çenesini tutup kendine çevirmişti.
Cemal ona karşı bir şeyler hissediyordu fakat Barış'ın ona bir şeyler hissettiği umuduna kapılmak istemiyordu. Bunun nedeni hayal kırıklığına uğramak istememesiydi.
Barış'ın okyanusunda boğulsun. Varsın kimse görmesin. Hatta cankurtaran bile gelmesin.
Cemal düşüncelerini zihninden kovup konuşmaya çalıştı.
B-barış ne yapıyorsun?
Barış sesine hafif bir melodi tınısı ekleyerek cevap verdi
Bir armağan gibi, Tanrı'dan bana
Kış güneşinde altın kirpiklerin.Cemal Can uçtuğunu hissediyordu. Barış'ı ilk gördüğü gün dinlediği şarkıydı bu. Şarkının her sözünü ezbere biliyordu. Karşısındaki bu adam ise şimdi ona bu şarkıyı söylüyordu. Cemal artık içinden bir şeylerin tekrar canlandığını hissetti. Cemal, Barış'ın ona söylediği şarkının bir diğer kuplesini bahşetti uzun adama.
Ben seni çok sevdim.
Sen oku kelimeleri gözlerimden.Barış, Cemal'e bakarken Cemal gülümsedi. "Tanrı gibi gülmeyi nasıl başarıyor?" diye düşündü içinden Barış. Hangi insanoğlu bir insanı kendine her an hayran bırakabilir? Bu sorunun cevabı Barış'ın karşısındaki Cemal'deydi. Barış bir anda nazikçe Cemal'in dudaklarının üzerine kendi dudaklarını örttü.
Cemal Barış'ın dudaklarının tadının neye benzediğini düşünürken. Ellerini Barış'ın saçına daldırdı. Barış'ın gülümsemesini hissetti dudaklarında. Tam ayrılacaklarken bir kahkaha sesi duyarlar.
Yunus Emre elinde telefonunun kamerasını tutarken şöyle söyledi:
Yakalandınız. Acaba bu görüntüleri gören müdürümüz ne yapacak? Hadi size hayırlı işler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
wrong guns // cembar
FanfictionGönderdiği yanlış silahlar yollarının tekrar kesişmesine neden olmuştu. /HİKAYENİN GERÇEK KURUM VEYA KİŞİLERLE BİR İLGİSİ YOKTUR. TAMAMEN KURGUDUR./