"sensin, petty."
petty'nin gözlerindeki öfke beni dilim dilim doğrarken bunu hiç söylememiş olmayı diledim.
"seni bu aptalların hipnotize etmesine izin vermeyeceğim, astrid." petty diğerlerine döndü ve bağırdı.
"ÇÜNKÜ KATİL KİM BİLİYORUM!"
herkes birbirlerine bakıyorlardı, içimden bir ses hiçbirinin katil olmadığını söylüyor.
"iki sen önce, reagen'ın zorbasını öldüren kişi lukas'tı. onu suçlamıyorum, reagen'ı kurtarmak için yaptı." lukas tam itiraz edicek gibi ağzını açacakken-
"katil: lukas. ölüm saati: akşam 7:25. öldürme şekli, kağıt ile şah damarı kesmek. nasıl suçun üzerini örttü; kendi parmak izini bırakmadan kanı bıçağa buladı ve kağıdın parmağını kesmiş gibi yapmak için parmağına kesik açıp babasına kağıdın parmağını kestiğini ve elini sarmaya gittiğini söyleyip kanlı kağıdı geri dönüşüm kutusuna atması."
lukas'ın dili tutulmuştu, bağırdım.
"O ZAMAN YİNE LUKAS OLABİLİR!"
"olamaz." dedi petty. "değil mi, lia?"
"evet." dedi lia. "lukas rigel öldüğü gün bizimle kalıyordu, yanımızda lena da vardı, tabu oynuyorduk."
o zaman... kim?
"ne lanetlendik ne de 6 gün olayı bir tesadüf değil, lanete cidden inanan biri bu sene ölmekten korktuğu için öldürmeye karar verdi."
ölmekten korkmak... bu bana reagen ile yaptığımız konuşmayı hatırlattı.
reagen'a baktığımda o da bana bakıyordu. o kadar direkt bakıyordu ki içim ürperdi."ama sen okula kaydolduktan 5 gün sonra geldiğin için 1. günün aslında 6. günündü, bununla beraber hiçbir öğrenci bunu bilemez. tabii eğer-"
dominic'i işaret etti.
"kilidi açıp müdür yardımcısı yokken odasına girmemişsen."
"bu rachelle'ın fikriydi!" diye kendini savunmaya çalıştı dominic.
"ben sadece bu sene de yeni biri geldi mı öğrenmek istedim! biliyorsunuz iki sene önce yeni biri gelince birileri ölmüştü."
dedi rachelle kötü kötü reagen'a bakarak.
reagen diğerlerinin aksine kendini korumadı."şöyle oldu, yalnışsam beni düzletin fakat," işte böyle, petty anlatmaya başladı.
"dominic, dosyayı aldı, ama açmadan onu bekleyen arkadaş grubuna götürdü ki birlikte açsınlar. lia, rigel, lukas, rachelle."
sayarken teker teker herkese baktı ve sonra devam etti.
"tabii rigel ve rachelle lanete inandıkları için en çok etkilenen kişilerdi, rachelle'ı lena sakinleştirdi ama rigel hiç kimseye korktuğunu söylemeyi kendine yediremedi."
cebinden bize gösterdiği notu çıkardı.
"asıl hikayeye başlıyorum, rigel panik oldu, ölmekten o kadar korkuyordu ki-"
"öldürmeye karar verdi."
konuşan kişi reagen'dı, aniden her şeyi anlamış gibiydi, yumruğunu sıktı ve fısıltıyla petty'den özür dileyip devam etmesini söyledi.
"isimsiz bir not yazdı, parmak izine baktığımızda bu notun james'e olduğunu söyleyebiliriz." james başıyla onayladı.
"james notta söylenildiği gibi ana sınıfa gitti, fakat rigel ona saldırdı. rigel'i boğazından tutup duvara yapıştırarak boğuşmayı kazanan james, onu öldürmeden sınıftan çıktı. rigel, bunun sonu olduğunu düşündü. başkası tarafından öldürülmekten o kadar korkuyordu ki.. james onu gördüğü için onu ispikleyeceğinden emindi, o da hapisanede çürümedense bıçağı aldı ve kendine sapladı."
nefes nasıl alınıyordu? sınıftaki herkesin kanı donmuştu, tir tir titriyorduk.
"şimdi, hâlâ ben olduğumu mu düşünüyorsun, astrid?"
kendimi tutamadım ve koşup petasha'ya sarıldım, ağlıyordum. benim sırtımı okşadı, demin katil olmasıyla suçladığım kişi... beni teselli ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
icecicle- reagen pavlikosky
Terror"6 gün," diye mırıldandı reagen. "bu 6 gün bizi lanetledi."