Taburcu

90 14 2
                                    

-- melisadan--

İmdattttt!

- Bırakın beni bırakın. Ben deli değilim. Yeter artık nolursunuz bırakın. Dedim ve göztaşlarım yanaklarıma doğru süzülüyordu. Neden kimse beni sevmiyor veya anlamıyor neden???

Ve dışarılardan sesler geliyordu. Evet, tahminim doğru Melek gelmişti. Zaten hayatımın %90'ının içine etti. Benim ilaçlara değil, gerçek mutluluğa ihtiyacım var. Ben sadece mutluluk istiyorum. Ben aslında hiçbir zaman mutlu olmadım. Ne o adamın yanında yani beni istemeyen gerçek olmayan şahsiyetin yanında sorucaksınız nasıl mutlu olmassın. Zengin,para,mülk herşey var. Ama benle hiçbir zaman vakit geçirmediler. Hep bakıcı. Bakıcı.bakıcı. Ben onların kızı gibi görünen bi kızdım. Küçükken hep Melekle uğraşırdım. O benden çok ama çok mutluydu. Zengin değildi belki ama küçücük birşetlw mutlu olabiliyodu. Ve ben Onun mutluluğunu kıskanıyordum. Her zaman her şeyde beni hep geçiyordu. Ama dünyada başka insan yok gibi geldi dolaştı beni yine buldu. Kim olarak Ablam. Dışarıdan sesler yükseliyordu. Sesler kapıya yaklaşınca kapı açıldı ve içeriye doktor,babam ve Melek gelmişti. Onun burda be işi varsa artık. Gitsin sevgilisinin yanına, o çok sevdiği sevgilisinin. Ve doktor geldi.

- Melisa hanım, bu durumunuz ilerlemeden sizi hemen akılhastanesine yatırmamız gerek.
- Şaka dimi şaka. Siz benimle dalga mı geçiyorsunuz? Ben deli değilim.

- Malesef doğru. Eger durumunuz düzelirse yatmaya gerek kalmaz.

- Ben çok iyiyim yaa. Gerek yok öyle hastanelere. Masraflar filen oooo. Çok tutar. Tağam yaa ben iyiyim.

- Biraz sonra kontroller yapılacak, eğer iyiyseniz sizi taburcu edebiliriz.

- Hadi biyan önce yapalım da eve gidelim.
Herkes bana şaşkın bir şekilde bakıyordu. En fazlada Melek.

Ve hemşire tekerlekli sandalyeyle geldi. Ayy bunlarda beni yürüyemiyo zannetcekler.

- Bence bu tekerlekli sandalyeye hiç gerek yok. Ben yürüyebiliyorum.

- Emin misiniz?

- Tabikide hayır.

- Ama az önc...

- Ne olur, ne olmaz. Biz tedbiri elden bırakmayalım. Hemen yataktan doğruldum ve tavşanlı terliği? Bi dakka yaa bu ne böyle? Tavşan mavşan? Çocuk muyum la ben? Neyse biz yavaş yavaş kapıdan çıktık. Ve yaşlı olan hasta bakıcıya:

-Accık hızlı sür de eğlenelim. Hadi uçur beni.

- Kızım ne diyon duymadım da.

- Diyorum kii azcık hızlı süe hızlı. Kplumbağa hızından daha yavaş gidiyoz mübarek. ( Allamm yaa bunu nasıl hasta bakıcı yapmışlar ya da bu neden hala emekli olmamış çok merak ettim. )

- Hızlı gitmeyelim, basa dert alırız sonra doktorlar benim kemiklerimden başlar, hücrelerime kadar giderler.

-Ayy sanki banka soyuyoruz haa. Alt tarafı hızlı git dedim.

- Bişey mi oldu kızım?

- Yok yok yaa ne olsun,hastalık. ( töbeee)

- Hıı iyi iyi. Annenler babanlar nasıl ?

- (allam sana geliyorum,hastanede bundan başka hasta bakıcımı yok, geliyolar en delisini yaşlısını gönderiyolar. Yok hem hastane hem bakıcılar eskimiş. Değişmesi lazım.)

- İyi işte onlar sa ne yapsın hastaneden eve, evdende işe.

- hııı iyi iyi.

Tebessüm etmeye çalışt8m, olduysa artık. Ve sonunda konrtol yarine geldik. Ohh çok şukür. Ve girdim. Ama içerisi çok ağır kokuyordu. İstemsiz bir şekikde gözlerimi karanlığa yumdum.

MUTLULUK  İSTİYORUM ( Düzenlenecek )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin