✵
Steve sırtına hızla inen darbe yüzünden dizlerinin üstüne düşmüşken kafasına bastırılan asanın ağırlığını hissetti.
Kendisi dişlerini birbirine kenetlemiş ve nefes nefese kalmış hâldeyken dibinde duran tanrı kılıklı adam kibir dolu sesiyle konuştu.
"Diz çök."
Yeni bir yüzyıl anlaşılan hiç de farklı olmayacaktı. Senelerdir değişen tek şey savaş verdiği kişilerin üstlerine giydikleri gibi gözüküyordu. Tavırları ve istekleri aynıydı, üstelik bu küstah emri bir ara kendi adından çok duyar olmuştu.
Daha fazla fırsat vermeden eliyle asayı sertçe yana itmiş ve kıvrak bir hareketle iki boynuzlu garip bir kask takan, yeşil kostümlü adamın suratına tekmeyi geçirerek afallamasını sağlamıştı.
"Hadi oradan!" Brooklyn aksanını belli edecek şekilde konuştu.
Bu sırada SHIELD jetinde ona eşlik eden yeni tanıştığı ajanın söylediklerini de kulaklık aracılığıyla gayet net duymuştu.
"Adam yerinde durmuyor."
Natasha'nın elinde Scepter ile duran adamı etkisiz hâle getirmesi için kendisinin de ona ortam sağlaması gerektiğini biliyordu ancak kızıl saçlı kadının da dediği gibi yakın dövüş hareketlerini çok iyi karşıladığı için yerinde tutmak zordu.
Ya da Steve basitçe buzda geçirdiği onca vakitten sonra paslanmıştı. Neredeyse son 1 aydır düzgün uyuyamaması nedeniyle SHIELD'ın spor salonuna kapanmış olması da çare etmiyordu.
Asanın karnına indirdiği darbe yüzünden yaklaşık 5 metre sürüklenip yere düştü. Ağzından ufak bir inilti çıkarken yeniden ayağa kalkmak için çabaladı.
Natasha yavaşlayıp Steve'e bakan Loki'nin ona istediği fırsatı vermesiyle tanrıyı vuracaktı ki sistemler devre dışı bırakılmadan hemen önce hoparlörleri patlatacak kadar giderek yükselen rock müziğini duydu.
"Ajan Romanoff, beni özlediniz mi?"
Natasha istemsizce duyduğu sese karşı bilmişçe iç çekerken dudağının kenarını esir almaya çalışan sırıtışı tuttu. Ekranda yazan 'sistem devre dışı' sinyaline bakakaldı.
Steve ise üstlerinde duran jetten gelen garip müziği duyduğu gibi düştüğü yerden o tarafa doğru başını çevirdi.
Saniyelik zaman diliminde gördüğü tek şey arkasında yoğunlaşma izi bırakarak hızla gelen kan kırmızısı robotun yavaşlayıp hızlı ve düz bir hareketle yüksek bir enerji patlamasını önündeki tanrıya yollaması olmuştu.
Sadece bu hareket tuhaf biçimde Loki isimli fesatlık tanrısını sert bir biçimde yere sermeye yetmişti. Steve bunun için doğmuş gibi eforsuz hareketlerle yere havalı bir pozda iniş yapan kahramanı gördüğü gibi ayaklandı.
Tony zırhında bulunan tüm iticileri ve füzeleri merdivende oturan siyah, uzun saçlı adama doğrulttuğunda, "Hamleni yap, geyik kafalı." diye konuştu. Demir maskesi yüzünden sesi tamamen robotik çıkmıştı.
Yanına yaklaşıp tam dibinde durarak aynı kendisi gibi Loki'nin yanlış bir hamle yapmasını bekleyen ve onu süzen adamın varlığını ise elbette hissetmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝗌𝗍𝗈𝗇𝗒: 𝗁𝗈𝗐 𝗂 𝗆𝖾𝗍 𝗒𝗈𝗎𝗋 𝖿𝖺𝗍𝗁𝖾𝗋
Fanfiction•marvel au. Çocukluğunu ve gençliğini dolaylı yollardan zehir eden süper askerin buzdan çıkış haberini alan Tony Stark için hayatı dönüm noktasına girmiştir. |devam ediyor|