Vals; Ayağıma Basma

9 0 0
                                    

Otel odasına dönene kadar zaman sanki çok güçlü bir öğütücünün dişlerinde parçalanıyorcasına zor geçti. Paltosunu astı, gömleğinin yakalarını düğmeleri sökercesine açtı. Yatağına değil odadaki tekli koltuğuna geçti. Öyle gergindi ki, bu deri koltuk sanki onu sarıp cildine yapışmak isteyen siyah bir canavardı. Yüzünü yıkamak, kendisini toparlamak istiyordu. Bedenini ele geçirmeye çalışan bu canavardan sıyrılıp banyoya gitti. Aynaya baktığında terler içindeki suratını, kızarmış gözlerini, terden birbirine karışmış saçlarını gördü. Duş alamayacak kadar aceleci hissediyor görüntüsünü de yaşadığı şeylerden ötürü gayet olağan karşılıyordu. Acelesi kızının resmine bakmak içindu. Paltosundan resmi, sigarasını ve çakmağını çıkardı. Çok nadir içtiği sigaraya bu kez zihnindekileri düzgün bir cetvelde görmek adına ihtiyaç duyuyordu.
Ahşap çalışma masası karşısındaki ahşap, yeşil minder serili sandalyeye oturdu. Odada sigara içmek yasak olduğu için küllük bulunmuyordu. Not defterinden kopardığı bir kaç sayfayı üst üste koyup kenarlarını yukarı doğru katlayarak bir küllük haline getirdi. Kızına ait bu resmin üzerindeki John'un kurumuş kanını silmek istemedi, önce bu haliyle bakındı resme. 7 yaşındaki, sarışın, saçları iki yana toplanmış kızı; kollarını ismini Ray koyduğu her boğumu farklı renkteli oyuncak tırtılını sarmış, kameraya gülümsüyordu. Bu fotoğrafı çeken Jane'nin ta kendisiydi. Alex'in boyama kursuna gitti ilk günün akşamıydı. Ray'i kendi elleriyle boyamış, 6 aydır da tek bir geceyi onsuz uyumadan geçirmemişti. Bu fotoğrafı John'un cansız bedenine yerleştirenler kimdi, kızı şu anda uyuyor olmasına rağmen tehlikede miydi, bilmiyordu. Jane'i tekrar aradı. Kendisi eve gelene kadar dostu Alex ile berabar Luke'un evinde kalabilirler mi ya da onu kendi evlerine davet edebilir misin diye rica etti. Sebebini gelince açıklayacağını söyledi. Jane onu kırmamıştı ama elbette bu davranışların Oliver'a göre olmadığını biliyordu. O gelinceye kadar sabretmeye razı oldu. Oliver telefonu kapatır kapatmaz gidiş-dönüş aldığı açık tarihli biletiyle ilk uçaktan yer ayırtmak için havayolu şirketinin numarasını e-maillerindeki bilgiye bakarak çevirmeye başladı. Aklı özgür değildi gözü tekrar tekrar fotoğrafa takılıyordu. John'un fotoğrafa bulaşmış kanına tekrar bakınca vicdanının köşeleri özgürlük kapısından geçmek için sığmayacak kadar sivrilmişti. En azından cenazesine kalmalı mıyım yoksa bir an evvel kızımın yanına gitmeli miyim diye bir iç muhasebeye tutuştu. Kızını korumaları için polise fotoğraftan bahsedemiyordu çünkü olan biteni önce kendi anlamadan hiç umulmadık bir belaya bulaşmak istemiyordu. O fotoğrafı oraya koyanlar oldukça net bir mesaj vererek her şeyin kendi aralarında kalmasını istiyordu. Bu da onun kalmakla gitmek arasında elini kolunu bağlıyordu. Birden durakladı. Bir şeyi farketmişti.

SAMARRA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin