Belliki doktor baya bir zamandır burdaydı sonra bir az daha az ses tonuyla:
"Bu gun ayaklarının sargısı açılacak artıq eve gide bilirsin zamanla hafızan yerine gelecektir bir kaç ilaç yazdım ağrın olursa içersin" diye sözünü bitirdi. Bu gün beni mutlu eden en güzel haberdi artıq ciyerlerime kadar dolmuş hastane havasından kurtulucaktım. Amma bir anda sevincim kesildi. Doktor bana "eve gide bilirsin" dedi Eve?? benim bir evim varmıydı? nerdeydi? "Annem" (her ne kadar ona anne demeye alışmasamda) benim çıkmamdan daha çok bana bir şeyler anlatmaktan kurtulduğu için seviniyordu qaliba. Onunla konuşurken gözlerine dikkatle bakıyordum bir an bile gözlerimi ayırmadım. Amma sanki bir şeyler gizliyormuş gibi hep gözlerini kaçırıyordu.Doktor kapıya taraf dönerek her zamanki gibi iyneliyici sesiyle :
"Esmaaaaa! Yine nerdesin?! Bu böyle gitmez aklın hep bir yerlerde seni dissipline göndericem" dedi. Esma kapının ağzından içeri girerek:
"Amma efendim beni siz ..."
"Sus dedim sana! Hastanın sargısını değiştir çıkış işlemlerini hallet!" Esma hemşire yine başını aşağı salmıştı bi şey söylemedi. Ona bakınca hayatın onu nasıl yıpratdığını gorüyordum. Belliki zor durumda yaşıyan biriydi. Ve eminim bu doktoru mecburiyyetden çekiyordu. Doktor gitmeye hazırlanıyoduki kendimi tutamadım ve :
"Doktor Selçuk, çalışanlarla böyle konuşma hakkını size kim verdi?!" diye hesap sorucu bir ses tonuyla sordum. Doğrusu neden böyle bir şey yapdığımı anlamamışdım. Esma hemşire içinmi yapdım? Yoksa onun yerine başka biri olsaydıda yaparmıydım bilmiyorum. Doktorda beklemiyordu qaliba. Bana taraf dönerek sinirli şekilde bir bakış atdı ve yoluna devam etti. O kadar kendini beyenmiş ve ukalaydiki cevap bile vermedi. Cok sinirlendim ve "Buna hakkın yok"diyerek bagırdım. "Annem" :
"Ömer o senden büyük birinin işine karışmaya senin hakkın yok asıl" dedi. Esma hemşire daha da utanmışdı ve artıq ağlamamak için kendini zor tutuyordu. Bu kadın benim annemmiydi?? benim annem bu kadar bencilmiydi? ne demek hakkın yok? karşımda suçsuz yere azarlanan biri var ve o benden göz yummamı bekliyordu öylemi? Esma hemşire ona dönerek
"Özür dilerim efendim" diyip çıktı. Ayağımın sargısını başka bir hemşire değiştirdi. Sonra "annem" beni arabaya doğru götürurken çıkış kapısına yakın bir yerde Esma hemşirenin aladığını gördüm. Anneme dönerek:
"Sen git ben geliyorum" dedim.
"Nereye Ömer? Ömer? Öm..?"artık onun yanından uzaklaşmıştım. Esma hemşirenin tam arkasında durmuştum. Arkasında biri olduğunu büyük ihtimalle hiss ediyordu. Amma dönmüyordu.
"Esma hemşire kendini üzme" diyince korkarak donüp arkaya çekildi.
"Yine mi sen? Git artıq giit. Beyendinmi yapdiğını işten kovdu beni. Şimdi ben napıcam? Anneme ne söylücem? Kim bakıcak ona ?" honkürtuyle ağkayarak bu sözleri söylüyordu. O an yapdığıma pişmandım. Pişmanlık duygusu tüm bedenimi sarmıştı. Ayağımın sargısı yeni değişdirildiğinden ayakta durmakta zorluk çekiyordum. Esma hemşire tam yanımdan geçti. Hatta her zamanki gibi açık dalgalı bıraktığı saçları yüzüme dokunmuştu. Gitmesine izin veremezdim ona yardım etmeliydim. Dönerek
"Esma hemşire" çağırdım amma bakmadı. Artık ayaklarım beni taşıyamıyordu çıkış kapısına doğru anca yürüye bilmiştim. Annem arabanın yanında beni bekliyordu. Yanındaki büyük ihtimalle şöfördü. Koşarak yanıma geldiler. Beni arabaya taşıdılar. Arabanın arka koltuğuna yerleştikten sonra eve doğru gitmeye başladık. Yollara dikkatle bakıyordum amma aklım Esma hemşiredeydi. Acılarıma birde "vicdan azabı" eklenmişti...Ömer gerçekten zor bir dönemden geçecek. İyi günler kendinize iyi bakın. Okuduysanız sevinirim :)