5.BÖLÜM

532 38 2
                                    

Multideki Kuzey. Yb geç geldi, üzgünüm. Sınavlarim vardi. Vote verirseniz sevinirim. İyi okumalar canlarim :DD

Kâğıtta yazan adrese gitmek için taksi durdurdum. Adresi tarif ettim. Hava biraz soğuktu, üzerimde salaş ama beni sıcak tutan bir hırka vardı. Başımı cama yaslayıp dışarıdaki insanları seyretmeye koyuldum. Her türden insan vardı.

İşten çıkanlar, alışveriş yapanlar, bir yere yetişmek için koşturan insanlar...

Ben ne yapıyordum ? Savaş beyin emrettiği yere gidiyordum. Durumlar nasıl bu hale geldi bilmiyorum. Savaş benim her zaman birlikte olmayı istediğim kişi, önceden beni tanımıyordu bile şimdi ise aynı sınıfta, aynı sırada oturuyoruz. Beni emreden de kurtardı. O beni ne kadar sinirlendirsede ben ona hep aşık kalıcam. Acaba tamirhane de ne yapıcam? Yani o arabayı nasıl eski haline getircem? o araba eski haline dönmez der akşam eve geç gidersem babam bana yeni bir tarz yapar. Tamam sakin olucam gidip bir bakayım ne yapabilirim? Yapabiliceğim birşey yoksa eve dönerim. Tenha ve karanlık bir yola girdik, ürkmeye başladım.

"Geldik" adama ücreti ödeyip taksiden indim. Allahım nereye düştüm ben böyle, hem bu yol niye bu kadar sessiz. Ürkekçe ilerlerken uzun boylu biri çıktı karşıma. Kumral dalgalı saçlarıyla ve kaslarıyla inanılmaz çekici gözüküyordu.

"Selam fıstık" yavşak çıktı.Ihım "Seni tanımıyorum" diyebildim. Üzerime doğru yürümeye başladı, siktir şimdi sıçtım.. Savaş nerde ya? O yaklaştıkça ben geriledim "Tanışırız şimdi" dedi.

Ne? Bu ne oluyordu şimdi? Arkadan birşeye çarptım, sert birşeydi, dönüp bakmamla o gözleri gördüm. Kahverenginin muhteşem tonlarını içinde barındıran o çekici gözlerle...

"Savaş nerdesin?"

"Tanıştınız demek" bora benim kuzenim diye de ekledi.

"Kuzeninmi?"

Boraya dönüp bakmamla "eevet tanıştık" deyip yanımızdan ayrılması bir oldu. Niye gittiki bu şimdi? Bana yavşadığını Savaşa söylememdenmi korktu?

"Beni takip et" ses Savaştan gelmişti.

"Emredersiniz" deyip gözlerimi devirdim. Acaba beni ne bekliyordu?

Önü koca sürgülü demirlerle kapatılmış tamirhanenin önüne geldik. Savaş kapıları iki yana itip içeri girdi. Bende arkasından.

"Savaş, bak eyer işimiz uzunsa-"

Kıyafetlerin içeride, beş dakikan var"

diyip sözümü kesti.

"Ne"

"Bu kıyafetlerle çalışmayı düşünüyorsan sen bilirsin"

Tamirhanenin içinde ayrı bir bölüm vardı. İşçilerin kıyafetleri ve kişisel eşyaları vardı. Hah benim bahçivanımda orda beni bekliyor. Elime alıp çabucak giyindim. Nasıl görünüyorum acaba ? Köşedeki aynanın karşısına geçip kendime baktım. Mavi bahçivan üzerimde o kadarda kötü durmamıştı. Biraz boldu ama rengiyle göz rengimi dahada belirgin etmişti. Saçlarım dağınık topuzuyla gayet iyiydi. Savaşın karşısına çıkabilirim artık.

"Bahçivan hiç fena durmamış! seni buraya işçimi alsak?"

Gözlerimi devirip, susmassan senide araban gibi yaparım bakışı attım.

"Ne yapıcam?"

"Önce arabayı yıka"

Daha neler, ben daha önce hiç araba yıkamadım. Seslice gülüp

AKREPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin