4. Bölüm

423 38 0
                                    

Alarmın sesiyle yataktan sıçramam bir oldu. Aslında başka bir gün olsa küfür savurarak uyanırdım ama Melisayla dün geceki konuştuğumuz planı uygulayacaktık. Hiç zaman kaybetmeden melisayı uyandırdım.

"Hadi kalk kızım daha evi toplıycaz sonrada planımızı uygulamaya geçircez off hadii sen daha uyuyomusun"

"Yaa eylül beş dakika daha"

"Off hadi sana kalırsa bizim plan çöp"

"Tamam be kalktım tepemde cırlamayı kes"

Hiç vakit kaybetmeden hızlıca evi topladık. Sonrada üstümüzü değiştirip evden çıktık.

08.30

Tam tahmin ettiğimiz gibi Savaşın arabası her zamanki gösterişiyle park edilmiş aynı yerinde okul köşesinde duruyordu. Etrafa bir göz gezdirip kimsenin dikkatini çekmediğimi anladım. Arabanın yanına doğru gitmeye başladım Melisa uzaktan bana bakıp göz kırptı, bu tamam rahatsın Savaş ve tayfası arka bahçede demek oluyordu. Hemen işe koyuldum. Arabanın yanından geçerken cebimdeki sivri cisimle arabanın kenarını çizmeye başladım.

Arka kaputa doğru ulaştığımda cismi cebime atıp hiçbir şey olmamış gibi yüzüme bir gülümseme takındım, uzaklaştım.

Ee benimle uğraşmak ne demekmiş gör bakalım Savaş..

Savaşın ağzından

Kucagımdaki sürtükle öpüşmemi bölen sesin sahibine döndüm. Kızgın gözlerle baktığımda Eser konuştu ;

- Abi çok çabuk gel araba...daha lafını tamamlayamadan arabanın yanına koştum. Herkes arabadaki çiziğe bakıp bir uğultuya sebep olurken bağırdım.

"Dağılın Lan!

Herkes dağılırken parmaklarımın arasına bir sigara yerleştirip arabayı inceledim. Yerdeki şey dikkatimi çekti bir toka sanırım çıtçıtlı birşey.. Bir dakika bu toka..Uff bu kız hiç akkıllanmıyacak mı!! Elimden kurtulamayacaksın küçük!

Eylülden..

Zilin çalmasıyla çantamı toplayıp dolabıma doğru yürürken bir anda kin ve öfke dolu nerde görsem tanıyacağım gözlerle gözlerim buluştu.Bir anda sırtımı duvara yaslayıp elini sertçe yanımda duran dolaba vurduğunda irkildim. O sinirle nefesini dışarı verirken kükredi

" Sana uslu dur demedim mi "

Gözlerim sinirden dolmuş akmayı beklerken ona kızgınca bakıyordum. Koridordakiler bizi izliyorken bir anda Emre yanımızda belirdi. Atak bir sesle

"Araba olayını duydum Savaş, bence bir ufaklığın bu olay için fazla cesaretli olması gerekir. Arbanı çizmek büyük bir zevkti Savaş!!

Emre malı bir anlık özgüven patlaması yaşayıp beni şaşırtmıştı.

Savaşta şaşırmış görünüyorken ani bir hareketle Emrenin suratına yumruğunu geçirdi. Yumruklarını geçirmeye devam ederken telefonu çaldı Emreye "bu iş burada bitmedi" dedi ve uzaklaştı.

Emre patlamış kaşı ve dudağına rağmen bana göz kırptı ben ise göz devirerek oradan uzaklaştım.

Son derste uyuya kalmıştım uyandığımda çıkış zili çalalı 10 dk olmuştu. Oha ya kimsemi uyandırmadı. Koridora çıkıp dolabıma doğru uyuşuk adımlarla ilerledim. Dolabıma kitapları yerleştirdim. Arkama dönüp gidicektimki Emreyle burun buruna geldim Allahım bu çocuk hiç akıllanmiycak, dip dibeydik.

"Senin ne işin var burada"

"Burası benimde okulum"

"Ne istiyorsun"

Aslında bunu sormak yerine neden beni Savaşa karşı koruduğunu sormalıydım. Ama sormamak işime geldi nede olsa beni Savaşın elinden o kurtardı. Hem bu konunun kapanması en iyisi

Emre kolumdan tutup beni kimsenin olmadiğı koridara sürükledi.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen, ya bırak canım acıyo"

Beni duvarla kendi arasına aldı. Allahım bu çocuğun soru ne ?

"Bugün seni Savşın elinden kurtardım Eylül bunun bir karşılığı olmalı."

"Sen ne saçmaladığının farkındamısın

diyerek onu itmeye başladım. Güçlü bedenini sadece itmekle kaldım, yerinden bile kıpırdamadı. Daha çok yaklaştı, bedenlerimiz birbirine deyiyordu artık, kafasını kulagima yaklastirak fısıldadı "Sinirlenince daha seksi oluyosun Eylül" buna bir son vermeliydim ama nasıl. Göz yaşların benden isteksiz bir şekilde süzüldü. Koridordan bir öksürük sesi duydum. Ne olur biri beni şu sapığın elinden kurtarsın. Hey bu Savştı hızlı adımlarla yanımıza gelip Emreye kafa attı. Sonra sinirli ve öfkeli bir şekilde yumruğunu Emrenin suratına geçirdi.

Üst üste onu yumruklarken aynı zamanda "Bir daha seni bu kızın yakınında dahi görmiycem dedi, emre ona bakıp bidaha sırıttı. Savaş daha çok sinirlendi, Allahım bu çocuk neyin peşinde Savaş öldürücek Emreyi. "Savaş yeter, gidelim lütfen bırak onu" diyerek Emrenin üzerinden Savaşı çekmeye çalıştım. Savaş Emrenin üzerinden kalkıp bir tekme attı ona, sonra ona bu burada bitmedi bakışı attı.

Bana döndü, sinirliydi haklıydıda. O olmasaydı belki de çok kötü şeyler olucaktı. "Gidelim" dedi soğukça.

O önden giderken bende arkadan onu takip ettim. Bahçedeydik, ona sanırım bir teşekkür borçluydum, her ne kadar haklı olsamda arabasını ćizdiğim için özür dilemeliydim.

"Ben..şey gerçekten özü.." derken sözümü kesti. Sinirli bir ses tonuyla

"Akşam 08.00 da kâğıtta yazan adreste ol."

Elime kağıdı tutuşturup gitti. Bu neydi şimdi. Kağıdı açıp meraklıca adrese baktım. İçinde bir tamirhanenin adresi yazıyordu altında da not; "Arabamı eski haline getirmeden kurtulamassın benden."

Ne hayır hayır benmi o arabayı eski haline getircem rüyamda görsem inanmam o araba eski haline geri dönemez. Ama kâğıtta yazan adrese de gitmessem Savaş beni s*ker.

Acaba Eylül tamirhaneye gidicekmi merak ediyorsanız yb bekleyin canlarım :)) Bu arada düşüncelerinizi merak ediyorum yorum yapıp vote verirseniz sevinirim. Öpüldünüz *

AKREPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin