Bölüm 4 : İlaç

24 7 0
                                    

Eien 2  gündür kardeşinin yanından ayrılmıyordu. Liz'in yaraları ise günden güne kötüye gitmekteydi. "Sileas!" diye seslendi içeriye doğru. Sileas onları kurtarıp ormandaki evine getiren kadındı. İçeriden herhangi bir ses gelmedi, " Herhalde ot toplamaya gitmiştir" diye geçirdi içinden Eien. Biraz sonra Sileas elinde bir sepet ile eve geldi. Sepet yabani ve türlü otlar ile doluydu. "Bu otların Liz'in yaralarını iyileştireceğini umuyorum" Eien sepetin içine bakarak "Böyle otlar hiç görmemiştim, bunları nereden topluyorsun?" diye sordu. Sileas elindeki sepeti şöminenin yanına bırakarak köşedeki kütüphaneye yöneldi. Biraz karıştırdıktan sonra eski püskü bir parşömen çıkardı ve masaya getirip açtı.

"Bunu kasabaya gelen bir tüccardan almıştım, biraz eski bir harita ama yine de işimi görüyor

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Bunu kasabaya gelen bir tüccardan almıştım, biraz eski bir harita ama yine de işimi görüyor." Haritadaki sıradağları göstererek "Biz bu dağların önündeki ormandayız" ardından dağların arkasını göstererek "Bu otları ise buradaki ovalardan topluyorum". Eien kafasını kaşıyarak şaşırmış bir şekilde "O dağları nasıl aşabiliyorsun?" diye sordu. "Eski zamanlarda insanların kolay bir şekilde seyahat edebilmesi için açılan bazı geçitler var, elbette çoğu geçit artık kullanılamaz halde ve bazılarında ise haydutlar yaşıyor ama benim kullandığım geçit güvenli ve fazla bilinmiyor" dedi Sileas gülümseyerek. 

"Sileas diyarı benden iyi biliyor olmalısın bu yüzden sana bir şey sormak istiyorum?" dedi fısıltıyla Eien. "Sor tabi ki, elimden geldiğince yardımcı olurum" dedi Sileas. "Kadim Beyaz hakkında bir bilgin var mı?".  Sileas ise gergin bir sesle "Hayır söylediğin şeyi ilk defa duydum, neden bana böyle bir şey sordun?". Eien biraz şüphelenmişti, Sileas'ın kolunu tutarak "Lütfen eğer biliyorsan bana anlatmalısın". Sileas derin bir iç çekerek "Tamam sana bildiklerimi anlatacağım, efsanelere göre  3 ejderha vardır. Bunlar dünyada yaşayan Kızıl Ejder, iblis diyarında yaşayan Siyah Ejder ve Tanrının yanında bulunan Kadim Beyaz Ejderdir. Bu ejderler diyarın dengesini korumaktadır. Ejderhalar çeşitli zamanlarda kendilerine birer taşıyıcı seçerler. Kızıl Ejder genellikle savaşçı ruhlu insanları, Siyah Ejder ise içindeki kötülüğün kendisini ele geçirmiş kişileri seçmektedir". "Ya Kadim Beyaz?" diye söze atladı Eien heyecanla. Sileas kafa sallayarak " Maalesef bu konuda herhangi bir bilgim yok." kollarını birleştirerek "Pekala ben anlatacağımı anlattım, şimdi benim soruma yanıt ver. Bu konuyu neden bilmek istedin?". 

Eien derin bir iç çekerek "Bir kaç ay önce ormanda bu beyaz kılıcı buldum, taşa bağlı bir halde duruyordu. Bir kaç gün önce kılıcımı kaybetmiştim bu yüzden ben de bu kılıcı aldım". "Daha sonra?" diye sordu Sileas merakla. "Şövalyelerin köyümüze saldırdığı gece, bu kılıcı alarak kardeşimi ve annemi kurtarmak için şövalyelerin karşısına çıktım. Hiç şansım yoktu ama ailemin kaçması için fırsat yaratmak istedim. Şövalyenin karşısına çıktıktan sonra kılıcı çektim, ardından büyük bir ışık belirdi. Sonrasını hatırlamıyorum ama kendime geldiğimde şövalyeler kaçmaya başlamıştı. Bizi buraya getirdiğin gün bir rüya gördüm, rüyamda bir meclisin önündeydim ve karşımda beyaz kapüşon giymiş 3 adam duruyordu. Hatırlayamadığım bir kaç cümleden sonra ortadaki adam bana dönerek " Kadim Beyazı kontrol edecek sıradaki kişi sensin!" diye bağırdı. Sonra da uyandım, Sileas bana yardımcı olabilir misin?"

Deutorm Loncası : Büyük SavaşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin