Ajan Böcek ve Casus Kedi

Öpücük

Bu bölüm birazcık uzun o yüzden zevkle okuyun lütfen.

Kagami'nin Gözünden

Marinette ile Luka görevden gelmişti ve biz de zaten görevimizi bitirmiştik. Fakat benim için bu görev gerçekten bir fiyasko idi.

Flashback

Göreve vakti gelmişti ve bu benim Adrien'a açılma şansım olabilirdi. Fakat görevin şuan ne olduğunu bilmiyordum. Tek bildiğim Luka ve benim gitmemi istediği için zor olabileceğiydi o kadar.

Alya'nın yanına gittim ve orada Adrien ile karşılaştım o da görevi öğrenmek istediği için buradaydı heralde. Fakat sinirli görünüyordu.

Ben: Alya görev nedir?
Alya: Görev derken?
Ben: Luka ve benim gitmem gereken fakat sonradan Luka yerine Adrien'a verilen görev!
Alya: O...
Adrien: Görev değilmiş sadece yıllık çalışma içinmiş! Hani herkese bir şans verirdi bu kız?
Ben: Öyle deme onun testleri genelde zor olur!
Adrien: Ya tabi!
Ben: Neyse haydi gidelim!
Adrien: Hızlı ol! Buna bu kadar vakit harcayamam.

Fikrimi değiştirdim bu çocuğa aşık felan değilim! Kendisi çok, çok ama çok kaba!

Görev yerine gelmiştik ve bitirmesi çok zordu. Eminim o da aynısını düşünüyordu ama tek söylediği...

Adrien: Çok kolaydı!
Ben: Ya tabi!
Adrien: Ayak bağı olmasaydın kesin daha önce bitirmiştim!
Ben: O zaman neden bir daha ama bu sefer tek başına denemiyorsun? Sonuçta ayak bağı olmam sana.
Adrien: Şuan işim var!
Ben: Ne işi?
Adrien: Bu seni ilgilendirmez!
Ben: Peki ama hızlı ol bununla harcayacak fazla zamanım yok! Eğer sensiz gidersem bana da kızacaklar!
Adrien: Benim sözlerimi çalma!
Ben: Süre azalıyor!

Ve bundan sonra bir yere gitti. Takip etmeye çalıştım ama başarısız oldum. Daha sonra büroya gittim ve onu kapının önünde gördüm.

Adrien: Çok yavaşsın!
Ben: Seni beklemek istemedim o kadar!
Adrien: Ama bu sefer de ben seni bekledim.
Ben: Neyse haydi içeri girelim!
Adrien: Tamam yürü haydi.

Flashback Bitti

O gerçekten çok kötü biri! Luka haklı bu çocukta bir şeyler var!

Marinette'in Gözünden

Büroya gelmiştik ve artık Adrien'a rütbe verme vaktim gelmişti. Bu yüzden odama geçtim ve 1. rütbe yıldızlarından bir tane aldım. Bunu hakediyordu ve hakedene gerektiği gibi davranmak benim görevim.

Yıldızı aldım ve diğerlerinin yanına gittim. Herkes ben geldiği için ayağa kalkmıştı ve asker pozisyonuna geçmişti.

Ben: Rahat!.... Adrien Agrest bir adım öne çık!

4. Sıradaydı ve hemen bir adım öne çıktı.

Adrien: Emredin efendim!
Ben: Senin rütbene karar verildi!

Elimdeki yıldızı yakasına taktım. Herkes yıldızı görmeye çalışıyordu. Sonra Adrien da eğildi ve baktı.

Adrien: 1. rütbe olacağımı biliyordum! Siz çok basitsiniz!
Ben: Düzgün konuş yoksa rütben düşer!
Adrien: Peki efendim!

Bu nasıl olurdu? O yardımsever kediden böyle bir şarlatana nasıl dönüşebilirdi? Bu çok tuhaf!

Oradan ayrıldım ve odama geçtim. Arkamdan ise Adrien geldi.

Adrien: Her şey için özür dilerim! Ben, ben sadece...
Ben: Boşver bunu ve daha dikkatli konuş!
Adrien: Hayır demek istediğim o değil! Sizin yanınızda saçmalıyor ve kendim gibi davranamıyorum!
Ben: Ne demek bu şimdi?

Bana yavaş yavaş yaklaştı. Nefesi yüzüme çarpıyor ve bu beni geriyordu. Arkaya doğru gidiyordum. Fakat bu yararsızdı. Arkamda sadece koca bir duvar vardı. O ise daha da yaklaşıyordu.

Adrien: Şu demek...

Dudakları bana yaklaşıyordu. Fakat ben elimle ona koca bir yumruk atmıştım. Sonuçta ben bir savasçıyım. Pısırık bir kız değil!

Ben: Bir daha bu saçmalığı yapma!
Adrien: Ama...,
Ben: Sessiz ol seni, seni... rütben düşürüldü. Sen artık 4. rütbesin anladın mı?

Ayağa kalktı. Gözlerinden alev fışkırıyordu sanki ve dişlerini çok fena sıkıyordu. Gene de sakince arkasını dönüp çekip gitti. Ben de onun gibi yapmalıydım heralde! Bugün annemlerin yanında kalmalıyım. Onlar için çok tehlikeli olsa da buna ihtiyacım vardı.

Kılık değiştirip bürodan çıktım. Fakat hala Adrien'ı düşünüyordum. Aklından ne geçiyordu ki? Böyle böyle eve kadar ulaştım. Büroyu biraz uzak yaptığım için yol da uzun sürmüştü. Fakat şimdi evdeydim. Fırınımıza girdim ve..... Bu olamaz!

Adrien: Selam Marinette! Nasılsın?
Ben: Hiçbir şey olmamış gibi mi davranacaksın?
Adrien: Ne?
Ben: Neyse boşver burada ne işin var senin?
Adrien: Sadece kruvasan almaya gelmiştim.

Sonra babam gelip o müşteri kılıklıyı yolladı. Beni görmemişti. Bu yüzden ben de Adrien'ı takip etmeye karar verdim. Fakat o sadece kruvasan yiyor ve yoldan geçenlere yardım ediyordu! Bu nasıl bir şizofrendi ki? Birden durdu.

Adrien: Ne zamandır beni takip ediyorsun?
Ben: Bunu da nereden çıkardın?

Birden arkasını döndü.

Adrien: Bana yalan söyleme!
Ben: Sen nasıl bir şizofrensin? Büroda beni öpmeye kalktın, herkese kötü davrandın, kahramanlık yapmaya gelince yardım ettin ama büro dışında farklı birisin! Senin kaç kişiliğin var?
Adrien: Ben....

Bana yaklaştı ama bürodakinden farklıydı bu seferki. Bu çok samimiydi. Yine öpmeyi mi planlıyordu bilmiyorum. Fakat bu sefer ona.... aşık olmuş gibiydim. Bu kişiliği ile kalsa ne olurdu ki?

Adrien: Üzgünüm?

Kendimi kontrol edemiyordum. Ne değişmişti ki? O aynıydı ya da aynı olduğunu sanıyordum. Hayır bu olamazdı. Rüyadaydım heralde ama rüyada bile olsam mutlu olmak istiyorum. Birden ona doğru yaklaştım ve kendimi onun dudaklarına bıraktım. Fakat bu sefer geri çekilen o olmuştu.

Adrien: Marinette! Biz, biz sadece arkadaşız! Bürodakiler konusunda üzgünüm sadece seni denemek istedim. Gerçekten de arkaşlarının anlattığı gibi biri misin diye! Lütfen....
Ben: Buna sevindim! Karşılık verseydin seni pataklardım.
Adrien: Ne? Bu....
Ben: Evet seni kandırdım. Demek ki dediklerimi dinliyorsun.
Adrien: Buna sevindim. Hoşçakal.
Ben: Görüşürüz.

Gitmişti. Fakat neden böyle yapıyor? Neden beni duygularımla oynuyor. Ben onu seviyorum ve bunu biliyorum.

Ben: Fakat o beni sevmiyor.
Tiki: O zaman denemeye devam!
Ben: Tiki?
Tiki: Pes mi edeceksin?
Ben: Hayır. Fakat denemek de istemiyorum!
Tiki: O zaman akışına bırakacaksın öyle mi?
Ben: Galiba öyle! Haydi eve gitme zamanı şuan tek istediğim babamın macaronlarını yemek.

Yol boyunca hiç konuşmadık. Ben birazcık ağladım o kadar. Fakat hala gelecek bilinmezlerle dolu!

DEVAM
EDECEK

Bu bölümden sonra 8 bölümlük karikatür var. Okumak istemeyenler direk geçebilirler.