Bir zamanlar, şiddetli duygularla inanmıştım ki, gereksindiğim kişi, her kaosta istemsizce sığındığım sendin. Zira, hastalıklı bir şekilde bağlanmış ve inanmış durumdaydım. Fakat sonraları, çok sonraları, bunun komik bir aşık olma ve acı çekme isteği ve çabasından doğduğunun bilincine vardım. Peki bu çaba ve isteğin nedeni neydi? Yıllarca kabullenemediğim,asla yediremediğim yalnızlık, derin bir yalnızlık; yalnızlığım...Bunun o kadar da zavallıca değil ve hatta,bir bakıma onurlu bir duruşun mühim bir gereği olduğu kanısına vardım. Fakat yine de bu gölgesizlik beni öldürüyor. Uçsuz bucaksız yalnızlığımı hangi ses, söz dindirebilir? Benim dinlemediğim şarkı, okumadığım şiir kaldı mı? Nicedir, kendimi şiirlere boğdum, şarkılara buladım.Fakat canlanmak yerine daha da gömüldüm. Sonra sustum. Söze varana kadar sustum. Söze vardım, susmam bitmedi. Ben sana vardım, yalnızlığım dinmedi. Anladım ki: "Yanında olduğum zaman her zamankinden yalnızım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bay Memnuniyetsiz'e Söyleyeceklerim
Romancebin kere denedim silemedim. biliyorum, yüz bin kere denesem yine silemeyeceğim. şimdi bu gurur eksikliğini, her silemediğimi yazarak taçlandırma vakti.