"Ya o varsa Tae eğer yaşıyorsa ne yapacaksın"
Durdu bir şey demedi.
"Sanırım ilk önce sarılırım sonra kokusunu içime çekerim ki eğer bir daha giderse unutmayayim diye ve elini tutarım ne o gidebilir benden ne ben gidebilirim ondan hapsoluruz birbirimize"
Geri çektim kendimi hazırdım söyleyecektim.
"Tae ben ölmedim, o benim seni bulmak için geldim ama sen değişmiştin her anlamda. İyi birisiydin ama ben geri döndüğümde iyi değildin kızlar vardı yanında her gün farklı farklı kızlar."
Tae şaşkın şaşkın bana bakıyor bir şeyleri anlamaya çalışıyordu. Devam ettim
"Çıkamadım karşına beni unuttun sandım. Gidicek hiçbir yerim yoktu ne evim ne de bir ailem sen burda olduğun için gelmiştim çünkü sen benim evimdin ailemdin ama karşına çıkamadım tek paramla otele yerleştim çalıştım ev tuttum küçük eski bir ev. Seninle aynı okula geldim her saniyeni izledim, her gün ne yaptığını ezberledim. Ama cesaret edemedim. Korktum sana yazarken bile kaç kere düşündüm ama sen benden çoktan vazgeçmişsin Taehyung. Ağladım her gün ağladım Tae"
Gözlerimden yaşlar düşerken ona bakamadım ellerini yüzüme koydu ve "Özür dilerim Chaeyoung, bilmiyordum öldün sandım mezarına bile gelemiyordum her gün gelmen için dua ettim ama gelmedin değiştim çünkü yoktun değiştim çünkü sevdiğim insanı bir daha göremicektim hayattan bağımı kestim ne istersem onu yaptım özür dilerim bilmiyordum."
Sarıldı gözleri dolmuştu yaşlar yanağına inince dayanamadım ve gözlerini sildim ve boynuna doladım kollarımı belime ellerini koyarken titrediğini hissediyordum.
"Şaka gibi herşey, yaşıyorsun, nefes alıyorsun. Yanımdasın"
Güldüm "Yanındayım"
***
Evinde oturuyordum okula gitmemiştik bugün çok ısrar etmişti yorgun olduğunu söylemişti ve gülüyordu hep gülüyordu şuanda da evi topluyordu.
Sonunda yanıma geldiğinde bana baktı ve "Aç mısın?" diye sordu. Güldüm ve onun bana yemek yapmasını istediğim için "Evet" dedim. Aç değildim.
"Gel mutfağa o zaman" dedi ve elimden tutarak beni mutfağa sürükledi.
Masaya oturturak dolabı açtı ramen alıp yaparken ben onu izliyordum.
Tanrım aşırı yakışıklıydı.
Bir anda arkasını dönerek yanıma geldi ve çömeldi.
"Yanımda kalmanı istiyorum hep benimle olmanı istiyorum duydun mu?"
Şaşırmamıştım bunu bekliyordum.
"Tamam" dedim ve güldüm.
O da güldü ve yanağımı öperek ramenleri önüme koydu.
Ben rameni yerken o sadece beni izliyordu.
"Yemeyecek misin?"
Kafasını olumsuz anlamda sallayınca üstünde durmadım.
"Sevgilin oldu mu hiç?" diye sordu ona baktım ve olumsuz anlamda kafamı salladım.
"Senin oldu ama değil mi?" dediğimde "Maalesef" demekle yetinmişti.
"Ama kesinlikle sevmemiştim hiç birini, hemde hiçbirini sevmedim." diyerek heyecanlı bir şekilde açıklama yaparken güldüm.
"Evet anlıyorum"
O da gülünce gözlerini gözlerime dikti "Sen değişmişsin yani fiziksel olarak, hala güzelsin ama açıkçası daha güzel duruyorsun"
Eskiden çok güzel değildim biliyordum ama şimdi gayet de güzeldim.
"Biliyorum sensizlik yaradı"
Bunu derken gülmüştüm espri yapmıştım o da anlamıştı zaten
"Ha ha ha çok komiksin"
Birbirimize bakarken kapının çalması ile kafamı çevirdim
Tae ise ayağa kalkarak "Kim acaba?" diye söylenerek kapıya gitti ve açtı.
Sesleri duyuyordum ama kimseyi göremiyordum.
Bir süre sonra ise adım sesleri yaklaşırken yerimde doğruldum ve kapıdan girene baktım.
Bir erkekti okuldan olmalıydı ki üstünde okul kıyafeti vardı
"Misafirin varmış bu kim?"
Başıyla selam veren çocuğa bende selam vererek tae'ye baktım.
"Bu benim okuldan arkadaşım Namjoon rosé ve Namjoon bu da çocukluk arkadaşım rosé"
Namjoon şaşırak bana bakerken neden şaşırdığını düşünüyordum.
"O anlattığın rosé bu rosé mi lan o..."
Tae'ye sessiz olduğunu sanarak bir şey söylerken Tae öksürürerek onu onayladı ve evet o dedi.
"Vaay gözün aydın" diyerek espri yapınca gülmemizi bekledi ama komik değildi Namjoon tek başına gülerek yerde olan çantasını aldı ve sırtına takarken "Keşke gülseydiniz" dedi.
"Neyse siz evde takılın biz okuldayız rahatsız etmeyiz sizi merak etmeyin yani rahat olun görüşürüz sonra"
Diyerek giderken Tae'nin ona vurmasıyla beraber sızlandı ve gitti.
Tae yanıma gelerek "Boş konuşuyor takma sen onu"
"Taehyung bir şey sormak istiyorum" Tae merakla bana bakıyordu "Sor"
"Sizin ortamınızda yanında olan bir kız vardı kahkükllü olan" Taehyung geri yaslanarak "Evet Lisa nolmuş ona" dedi.
"Siz onla şey misiniz?"
Gülerek bana baktı "Ney?"
"Sevgili işte"
"Boşver onu biraz karmaşık durumlar anlatırım sonra yemeğini ye sen"
Dudağımı büzerek ona bakmıştım sevgili olmasalardı hayır derdi niye böyle bir şey diyor ki şimdi.
"Ama.." sözümü bitirmeden telefon çalınca tae telefonu açtı ve konuştu.
"Efendim Lisa"
...
"Hayır neredesin?"
...
"Tamam geliyorum"
...
Diyerek telefonu kapatınca ona baktım o da bana
"Özür dilerim gitmem gerek"
Üzülmüştüm ama belli edemezdim.
"Nereye"
O ayağa kalkınca bende kalktım ve ona baktım.
"Lisa'nın yanına işimiz var da"
Böyle bir zaman da gitmek zorunda mıydı?
"Ama Taehyung daha ye-"
Bana baktı ve kollarımdan tuttu "Geri gelicem zaten bekle sadece gelince konuşuruz bol bol"
Diyerek gitmişti. Ben ona daha sıkı sarılamamıştım bile.
Bu kitap içime sinmiyor Allah kahretmesin ama güzel kurgular var kafamda neyse bir tane daha taerosé texting yazıyorum kafayı yedimmmm ama o daha değişik ve bence daha güzel