Günler, aylar, yıllar.. hepsi birbirini kovalar.. nasıl başlayacağımı, nasıl bitireceğimi, ne yazacağımı bilmiyorum. Sadece çok istiyorum yazmak. Çünkü bu beni rahatlatıyor. Bu yeri kendimi tanıtmak için harcamak istedim. Yaşım, yaşadığım yer, nereli olduğum, doğduğum yer ben bunların hiçbir önemi olmadığını düşünüyorum çünkü benim nasıl biri olduğumu bunlara bakarak isteseniz de anlayamazsınız. Çünkü hiçbirini ben seçmedim. Mesela saç rengimi sorun saç şeklimi. Değiştirmediysem bile ben böyle istediğimdendir. Ben böyle yaptığımdandır yani kendi kendimin kendi hayatında olan bir değişimdir bu. Psikoloklara gittim, psikiyatri ilacı kullandım. Yeri geldi gözü kara hissettim, yeri geldi özgüvensiz, bazen de çok küçük hissettim kendimi. Sanki bu dünyaya, buraya ait değilmişim gibi..
Ama ait olmasam da burada olmak zorundayımdır. Benim sadece 2 sevgilim oldu ilki M ikincisi R dersek,
M'den hoşlandım. Ama onu sevmedim. Onu unutmam kolay oldu sadece bu konuları düşününce geliyor aklıma. Beni aldattı çokta önemli değil bu onun keni karakteridir hani en başta dedim ya kim olduğumu boşverin hikayemi öğrenin diye.. onun da hikayesi ve karakteri buydu.
R'yi sevdim. Hâlâ aklımın bir köşesinde, başta onu sevmiyor, sadece beni sevdiğini için onunla çıkıyordum. Bugün 24 Mayıs onunla ayrıldığımızda 25 Ekimdi. Çıkma tarihimizi bilmiyorum fakat beni terk etti. Çok uzun zaman oldu bence. Ama hâlâ aklımda işte gidişi dün gibi. Bir tane daha sevdiğim oldu onunla sevgili olmadık ve inanım isteğim sevgili olmak değil mutlu olmak bir olmak birbirimizin mutsuzluğuyla birlikte mutsuz olmak değil, birimizin mutsuzluğunda dahil birlikte mutlu olmaktı. Olamıyorsak mecburen birlikte ağlamaktı. Ona da "E" diyelim.Her şey çok güzeldi. Seviyordum. O da sevdiğini söylüyordu. Ama bir eksikler vardı hep hissediyordum. Onun sevdiği biri vardı. Eski sevgilisini unutamıyordu. Şu an hâlâ onunla konuşuyoruz aslında ama çok soğuğuz. Araya mesafe değil araya dağlar parmaklıklar demir kafesler girmiş. Araya kat kat duvar girmiş ve bırakın tuğlayı bir çakıl tozu düşüremiyorum.
Yorgunum. Fazlasıyla..
Aşk hayatım böyle. Gelelim günlük hayatıma. Günlük hayatımda da sakin biriyim. Biri bana bulaşmadıkça suratına baktığım pek söylenemez. Asosyal değilim fakat insanları sevmem ama severim de. Kararsızımdır ama değilimdir de. Mesela çoğu kişiye imkansız görünen hareketleri yaparım. Çünkü gerçek alfalar böyle yapar. Ne demiş Kylie Jenner "ranga ranga."
Neyse konumuz bu değil. Saç rengim pembe. Ailem izin vermemişti. Ben de boya alıp yaptım. İnanamayacağınız kadar boş ve çok bir tepki verdi babam. Her ergen kız gibi babamdan nefret ediyorum. Önceden çok severdim ama artık sevmiyorum çünkü hayatı bana resmen zehir ediyor. Bir kardeşim bir abim var. Annem 2 kardeş dayım teyzem annem. Annem ortanca teyzem en büyükleri ve dayım en küçük kardeş. Teyzemin bir oğlu var Enis. Teyzemi ve ailesini severim. Dayımın 2 oğlu var. 2 evlilik yaptı. İlk evliliğinden maalesef boşandı ve çocuğu yok. Aslında ben ilk eşini daha çok seviyordum fakat buna da dayımın mutluluğu için katlanıyoruz.
Baba tarafım 10 kardeş say say bitmez tek sevdiğim kişi dedem. Onun haricinde babam da dahil olmak üzere hiçbirini sevmiyorum. Kademeli olarak bakılırsa sevmeme listeme;1. Geri Kalanlar
2. Babam
3. Dedem
(En sevdiğimden en sevmediğime.)Beş tane de ölüleri var. Babaannemi önceden severdim fakat annemle babamın arasını bozmaya başladığından beridir, nefret ediyorum denebilir.
Belli olarak sevdiğim renk yoktur. Her rengi severim. Burada bölümü yarım kesip uyuyacağım çünkü çok uykum geldi. Ama siz bu bölümü hızlı geçiceksiniz çünkü ben eğer bunu yayınlamışsam uyanıp yazmaya devam etmişimdir.
Her neyse benim hayatımın çokta bir önemi yok zaten ileride anlarsınız.
Bu son yılımızdı.
Okula çok hazırdım ve herkese karşı sevgi dolu hissediyordum.
Normalin aksine..
Bir gariplik vardı bende..Okula girdim. Kızları gördüm. Hepsiyle tek tek sarıldım. Birbirlerine tam olarak "dehşet" içinde baktılar. Çünkü normalde pekte alışılmadık bir durum olan benim onlara sarılmam hepimize garip geldi.
Bende dahil..
Yine erkekler tuvaletinin içinden geçerek kızlar tuvaletine ulaşıyorduk. Okulumuzun en saçma yönü de buydu ama bence bu bile güzeldi.. erkekler tuvaletinin duvarındaki tablolar beni çok etkilemişti. Daha önce yoktu fakat yeni asılmıştı sanırım...
Bir eyfel kulesi: Arka planı eyfel kulesinin renginde, ve eyfel kuleside gökyüzü renginde.. önü ise bomboş bir insan yok. Bu resim beni etkiledi.. hemde çok bir de başka bir resim daha vardı. Neden tuvalete resim koyarlardı ki ? Arkadaşlarımızı beklerken inceleyelim diye mi ?
Herneyse.. kızlarla oradan geçip kendi tuvaletimize girdik. Klasik ayna konuşmalarından sonra hiçte klasik olmayan, şeyler olmaya başladı. Mesela benim herkese iyi davranmam, herkesi şaşırtmaya başladı. Aslında ben böyle daha iyiydim bence. Evet eskidende herkese iyi davranırdım ama hep bir mesafem vardı. Şimdi ne olduysa onu aşmışım ve bence bu mükemmel bir şey..
Benim adım Ceyda. 19 yaşındayım. Hobim ve fobim yok. Ama kapı açık ortamda oturamıyorum. Kapı kapalı olmalı ortamda rahat bulunmam için. Bazen bazı istisnai durumlar olabiliyor o zamanlarda kapı açık yatabiliyorum ama bu istemsizce oluyor. İflas etti sevebilen organlarım. Öyle boş boş yaşıyorum. Etrafımda 15 yaşında duygusal kız çocuklarından farksız kızlar var. Haydar ismini severim çünkü beni güldürüyor. Yani güldüren insan değil kelimenin kendisi. Ailemle yaşıyorum. Annem biraz garip bir kadın. Babamda ondan hallice.
Lise sona gidiyorum. Çünkü bir sene geçim ve bir sene de kalmam var.
Adım Gece olsun isterdim. Çünkü Gece'yi severim. Çünkü Gece tüm yanlışları gizler ve Gece'yi sevmem çünkü gece tüm yanlışları gizler.
Sikiyim okulu. Ders dinleyen aptaldır. Ergen diyorlar ama tüm bu dersleri dinleyip sadece tek bir sınavla hayatımızın belirlenmesi çok saçma.
İşte böyleyim bende.
Sinir problemim var. Yanlız kalmaktan hoşlanırım. Ölene kadar yanlız bırakılsam çokta umrumda olmaz. Çünkü insanın her şeye alıştığını da tecrübe ettim.
19 senelik serüven hepsini burada yazabilirim. Psikoloğumun önerdiği günlüğü kullanmak istemezdim ama..
Merhaaba arkadaşlarr,
Bir hikayeye başlamaya karar verdim. Neden diye sordum kendime cevabım nasıl oldu, nasıl dedim bir şekilde oldu. Bu şekilde kendimi ikna ettim ve yeteneğim sorgulanır ama yazmaya karar verdim. İlk birkaç bölüm alışma sürem olduğundan hazırlayıp başlamaya karar verdim. Umarım ilerleme kaydedebiliriz. Satırlarımdan güzel şeyler çıkar ve okuyanları mutlu edebilirim birazda olsun. Görüşleriniz hikayenin gidişatını değiştirebilir. Benim de daha güzelleştirmemi sağlayabilir lütfen bu konuda desteğinizi esirgemeyin. Hepinizin desteklerini bekliyorum. Bazı bölümler psikoloğumuzun Ceyda için verdiği günlüğe yazdıklarını, bazı bölümler de güncel hayatından kesitler ve olaylar olarak ilerleyeceğiz belki ileride daha da yaratıcı şeyler olabilir. Olaylar hemen gelişmeyecek bu nedenle sıkılabilirsiniz. Ama sabır her şeyin anahtarıdır bende sizin bunu okumasını sabrım sayesinde kazandım sanırım. Bir kitabım daha var ama onda tıkandım ve devam edemiyorum çok ona da bakmayı düşünüyorum. Lafı çok uzattım ilk bölüm olduğundan açıklama yapma gereği duydum. Son olarak kendinize iyi bakın diyor ve gidiyorum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sanrılar
Teen FictionSıradan bir aşk hikayesi, kitap bitmesin diye ortalarda saçma sapan problemler yaratıp başrolleri sevgili yapmıyoruz sonra da finalde sevgili oluyorlar. Okumanız için hiçbir özelliği yok. Tek fark uçuyorsun cannabisle.