Ben reyhan.İzmir'de yaşıyorum.18 yaşınayım ve şuan tam hız koşuyorum.Nedeni ise birazcık garip.Ben okuldan eve dönüyordum.Yolda fazla yürümekten yoruduğum için parka girdim.Delicesine yağmur yağıyor ve ben parkta oturuyorum vay beeee.Tamam,üzerimde kırmızı yağmurluğum ve kulakığımdaki müziğimle ortam çok güzel olabilirdi.Tabii şarkının en güzel yerinde omuzuna dokunan duygusuz şahıs olmasaydı.kulağındaki müzikle yavaş yavaş vedalaşırken ,kaslarını sinirle çatıp karışımdaki çocuğa baktım.Pardon ÇOCUKLARA... 3 kişilerdi , gözleri boş boş bana bakıyordu .
"efendim?" dedim . Önde olan yüzünü bana doğru yaklaştırdığında burnuna gelen içki kokusuyla kendimi bankın diğer ucuna doğru kaydım .
"Ateşin var mı?"dedi bitanesi . Biran vücudumun sıcaklığından bahsettiğini zannettim , daha sonra ise bunun ne kadar salakça olduğunu farkettim . Zaten böyle birşeyi ancak ben söylerim .
"Yok " dedim korktuğumu belli eden bir sesle . Önde olan kolumu tuttu ve "Senin gibi ateşli bir kızda eminim biraz ateş vardır" diye bağırdı suratıma . Lanet olsun bu koku o kadar iğrençti ki...Dayanamadım ve gelen öğürtüyle adamın ayakkabılarına kustum . Adamlar şaşkınlıkla öndekinin ayağına bakarken tabanları yakalayarak kaçmaya başladım . Hem kaçıyor , hem küfür ediyor , hem ağlıyordum . Önüme gelen saçlarımı tutmaya çalışıp arkama baktım . Lanet olsun içkili insanlar nasıl bu kadar hızlı koşabilir ki? Daha kaç dakika koştuğumu bilmiyorum ama bir ormalığın oraya geldiğimde bir an duraksadım . Hadi ama ben buralarda bir orman olduğunu bilmiyordum . Tekrar arkamı döndüğümde adamların daha yeni köşeyi döndüklerini gördüm . Gözüm bir an adamın arkasındaki parlayan yazıya takıldı . "HAYVANAT BAHÇESİ" . Tabii ya . Şimdi hatırladım burayı . Başka çarem kalmadığını anlayıp son hız ormana daldım . Koşabildiğim kadar koşarken alnıma , koluna çarpan ağaç dallarının derimi sıyırdığını hissediyordum . Arkamdan tşörtümün çekilmesiyle yakalandığını anladım . Geriye doğru sendelerken elimle düşmemek için tutunacak yer aradım . Tutunamadığımda dengemi korumak için arkamı döndüm . Ayağımın yerdeki ağaç köküne takılmasıyla "Kurtarın beniii" diye çığlık atıp kafamı direyemeyerek tırtıklı bir ağaca çarptım . Yere savrulduğumda yerin eğriliğiye yokuş aşağı yuvaranmaya başladım . Artık kolumu bile kaldıramıyordum . Modemi kalın bir ağaca çarpmakla durduğunu anladım . Başım dayanılmayacak derecede ağrırken yavaş yavaş bir şey düşünemediğimi farkettim . Bilincim gözlerimle beraber kapanırken son duyduğum "Kim var orda!" sesiyle beraber iki el ateş sesiydi .