Y.N.
Yaşlar:Namjoon ve Seokjin : 17 Yoongi ve Hoseok : 16, Jimin ve Taehyung: 14, Jungkook: 12
İyi okumalar.
***
Arabadan iner inmez bütün kış mesajlaştığım arkadaşıma koşup sarıldım. Dostum fazlaca uzamış hatta benim boyuma yetişmişti.
"Çok uzamışsın Jungkook?"
"Evet hyung baskete başladım."
"Dikkat et beni geçme yoksa seni çok kötü yaparım."
Biz gülüşürken annem ve babam arabadan valizleri indirip Jungkook'a merhaba demişlerdi. Abim oralı bile değildi. O daha çok elindeki telefonla bir şeyler yapıyordu. Birden bire karşı evin kapısı açılmış ve içerden Namjoon hyung çıkmıştı.
"Hoş geldiniz! " Namjoon hyung geçen senelerden biraz daha sessiz bir şekilde bizi karşılayınca şaşırmıştım. Abime kısa bir süre baktıktan sonra annemin elindeki valizi alıp eşyaları içeri taşımamıza yardımcı olmuştu.
Ben deJungkook'u elinden tutup odama çıkardım. Çantamdaki Super Juniour kartlarını çıkartıp ona gösterince gözlerine inanamamıştı.
"Bende Girls' Generation var. Bakmak ister misin?"
"Tabii ki."
Jungkook'un evine gitmek için odadan çıktığımızda abimin odasının önünden geçmiştim. Namjoon ile ikisi kıkırdayıp birbirlerine fazlasıyla yakın duruyorlardı.
"Çok tuhaflar!" Kendi kendime söylemiştim.
"Ne oldu?" Jungkook söylediğim şeyi anlamamıştı.
"Yok bir şey." Çok düşünmeden onun evine doğru ilerledim.
***
Jungkook'un odasında oturmuş kartlara hayranlıkla bakarken küçük çocuğun camdan dışarı aval aval baktığını farkettim.
"Ne oldu?"
"Baksana! Bu sene Namjoon abilere misafir bir abi geldi. Çok güzel dans ediyor." Elimdeki kartları bırakıp onun yanına geçtiğimde ben de camdan dışarı seyretmeye başladım.
Sıska bir çocuk robot dansı yaparken diğerleri onu hayranlıkla izliyor, cd çaların sesini daha çok açıp ona tempo tutuyorlardı. Üzerinde yırtık bir kot ve bol siyah bir tişört vardı. Kocaman siyah kemikli gözlükleriyle muhtemelen kör olmalı diye içimden geçirdim. Neden böyle düşündüğümü bilmiyordum ama sanırım çocuğun havalı halini kıskanmış ve bir kusur aramıştım.
"Çok havalı ya bende öyle dans etmek istiyorum. İdol gibi abi!" Jungkook çok çabuk birilerine hayran olurdu. Küçük olduğu için her şeye ona aşırı havalı geliyordu.
"Ne zamandır burada?" Sıskanın gülerek Yoongi hyung olduğunu tahmin ettiğim diğer çocuğun yanına gidip yüzüne karşı poposunu sallamasına Jungkook kahkahalarla gülerken ben sinir olmuştum.
"Ayyy çok geyce." Pencereden uzaklaşıp tekrar Spider-man baskılı yatağın üstüne oturdum ve dudaklarımı sarkıttım.
"Geyce ne demek hyung?" Jungkook, kocaman gözleriyle yanıma oturup benden cevap beklerken düşünmeden konuştuğum için kendime kızdım. Aslında tam olarak anlamını ben de bilmiyordum. Abim ve okul arkadaşları bize ne zaman gelseler hep bu lafı kullanırlardı. Kucak kucağa iki erkeği gördüğünde ya da birbirlerini okşadıktan sonra bunun hep geyce olduğunu söyler. Dalga geçerlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
First Love [Multhiship]
Fiksi PenggemarMultiship bir hikayedir ama uyarı için lütfen önsüzü okuyun. 4. bölümden alıntı Eski püskü bir dolabın içine girip saklandığımda diğerlerinin sesizce kavga etmelerine hala gülüyordum. "Çekil oradan ben Jungkook ile saklanıcam." Tae'nin canla başla Y...