6- Patron bebek

34 2 1
                                    




Y.N. Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın lütfen :)

***

Kim Jimin: bu senenin en güzel süprizi Calico oldu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kim Jimin: bu senenin en güzel süprizi Calico oldu.

Mutluydum, bu resmi iki gün önce çekip profilime koymuştum ve insanlar çok beğenmişti. Aynı şekilde Yoongi'nin de beğenmesi beni mutlu etmişti.

Belki de hala bir şansım vardı ve vazgeçmemeliydim.

Sonra  pek bir şey yapmamıştık. Bir kaç dakika ne yapmam gerektiğini Jungkook ve Taehyung ile tartışmış ve Taehyung'ın tavsiyelerinin hepsine hayır dememle en sonunda filmi açıp izlemiştik.

O kadar mutluydum ki Taehyung'ın ortaya geçmesine bile izin vermiştim. Ne de olsa kardeşi ile kıçını yırttığı filmi izlerken yan yana oturmalıydı.

Film konusu bakımından bana acayip Yoongi ile beni hatırlatmıştı. Adam ondan büyüktü bir kere! Tamam Yoongi o kadar yaşlı değildi ama gene de benden iki yaş büyüktü işte.

Taehyung sözünü tutmamış ve bize bütün müstehcen sahneleri izletmişti. O sahnelerde oda o kadar sessizdi ki kuruyan boğazımı ıslatmak için yutkunurken çıkan sesimden bile utanmıştım. Perdeleri de kapattığımız için oda kapkaranlık olmuştu halbuki saat daha öğlen üçtü.

Tae ile Jungkook'un çok yakın oturduklarını görebiliyordum ve içten içe ilk kez bu duruma gülümsemiştim. Neyseki film bittiğinde herkes rahat bir nefes alıp ayaklanırken denize gitme kararı almıştık ve sonrası gayet sıradandı.

Denizden sonra eve gelip duş aldım ve tekrar bilgisayarımı açıp facebooka girdiğimde gördüğüm şey ile kalbim güm güm atmaya başlamıştı.

Bir yeni mesajınız var!

Min Yoongi: Nasılsın Jimin? Bu yaz görüşemedik.

Ben: iyiyim hyung sen nasılsın? Festival nasıl?

Min Yoongi: Festival güzel ama çok sıcak burası. Şimdi kendimi çadırımıza attım orada takılıyorum.

Açıkcası Yoongi'nin online olmasını beklemediğim için hemen gelen cevap üzerine heyecanlanmıştım. Bir şeyler yazmalıydım ama ne yazmam gerektiğini bilmiyordum. En iyisi havadan konuşmaya devam etmekti.

Ben: Burası da sıcak hyung. Denize giriyoruz ama gene de serinleyemiyoruz :)

Bir kaç saniye gemiş ama cevap gelmemişti. Ben de huzursuz olmuştum. Neden bir şey yazmıyordu ki? Acaba sıkılmış mıydı muhabbetimden? Belki de Hoseok gelmişti ve beni unutmuştu.

Tam tamına 15 dakika ekrana bön bön bakmıştım ama cevap gelmemişti. Mesaj kutumdan çıkıp profiline baktığımda bir şey paylaşmadığını görmüştüm. Tam bilgisayarımı kapatacakken abimin resim paylaşmasıyla olduğum yere mıhlanmıştım resmen.

Abim aslında Namjoon ile kendini çekmeye çalışırken arka kadraja Yoongi ve Hoseok'da girmişti. Fotoğrafı hemen masaüstüme indirip yaklaştırarak hemen analiz etmeye başladım.

***

"Jimin hyung senin üzülmeni istemiyorum. O yüzden bence bu konuyu kapatmalısın."

Gözlerim dolarken Jungkook'un bana söylediklerini dinliyordum. Haklıydı hem de çok haklıydı. Kendi kendime gelin güvey olmuştum. Kendimi yatağımda geriye atıp tavana bakarken ona cevap verdim ama sesim çok kısık çıkmıştı.

"Haklısın galiba Kookie."

"Hadi biz de facebook'a selfie atalım mı? En azından eğlendiğimizi düşünürler."

Ona yarım ağız gülerek baktığımda gülmemek için dudaklarını ısırmıştı. Tanrı aşkına, üzerimde Mickey Mouse baskılı şortlu pijama takımım vardı ve odamda ağlak suratımla oturuyordum. Şu an bir selfie için çok da doğru bir zaman değildi.

Bu sefer yüz üstü dönüp başımı ellerimin üstüne koyup onun tarafına döndüm.

"Jungkook?"

Muhtemelen popo tarafımda falan delik olduğu için bakışlarını pijama altımda yakalamıştım.

Bu pijamayı gerçekten atmalıydım ama en rahat şortum da buydu. İstemsizce elimi arkamda gezdirdiğim an Jungkook'un bakışları da panikle gözlerime kaymıştı.

"Kilo aldım o yüzden her şeyim ya yırtılıyor ya da olmuyor." Mahcup bir şekilde gülerken Jungkook'un gözlerinde önce siniri ve sonra da sempatiyi gördüm. Oturduğu yerden kalkıp yanıma yatağa uzanınca hemen kenara kayıp ona yer açtım. Tek kolunu boynumdan geçirerek beni kendine çekince bende her zaman rahat olan göğsüne kafamı koydum.

"Sen çok güzelsin Kim Jimin ama kendini hiç sevmiyorsun." Eli saçımda gezinirken göz yaşlarıma engel olamamıştım. Sahiden ben neden kendime hiç güvenmiyordum?Bana bakmak için başımı geriye çeker çekmez  alnıma koyduğu öpücükle daha çok ağlamaya başlamıştım ki sonra dudaklarımda hissettiğim şey ile bir anda ağlamamı kestim.

Jungkook'un dudakları benimkilerin üstündeydi ve ben daha ne olduğunu anlamadan uzaklaşmıştı. Gözlerimi kocaman açmış ona bakarken aniden ne pozisyonda olduğum aklıma geldi ve hemen onun göğsünden kendimi kaldırdım.

"Ne yapıyorsun?" Ellerimin üstüne yükselmiş ona yukardan bakıyordum. Büyük olan bendim ve Jungkook ne zaman saçmalasa onu azarlayan da ilk ben olmuştum. Gerçi o çok nadir saçmalardı.

"Öyle yapmasaydım susmayacaktın Jimin!" Sesinde panik vardı ve bu duyduğum en saçma açıklamaydı. Gerçi doğruydu ve ağlamam kesilmişti.

"Bir daha böyle bir şey yapma sakın Jungkook! Biz arkadaşız." Bunu söylemem üzerine sinirle o da oturduğu yerden doğrulup bana baktı.

"Tamam o zaman sen de salak salak şeyler için ağlama!" İlk kez sesini bana  yükseltmişti ve yanakları al al olmuştu. Tekrar gülmemek için kendimi zor tutmuştum. Burnumdan akan sümüğüm büsbütün beni rahatsız etmeye başlayınca yataktan kalkıp masamın üstünde duran peçetelerle burnumu temizledim.

"Bence yarın gene sinema partisi yapalım. Taehyung'ı arayıp çağırıcam ama bu sefer filmi ben seçicem. Senin ahlakın bozuldu cidden." Kendi kendime olanlara gülüyordum. Cidden Jungkook saçmalamıştı.

Bir anda arkama dönmemle onun bakışlarını gene arkamda yakalamıştım ve bu durum beni iyicene  çileden çıkarttı.

"Yaa Jeon Jungkook!" Hemen gözlerime  baktı ve tişörtünü aşağılarına çekiştirerek odamdan koşar adımlarla uzaklaşırken arkasından bağırdım.

"Patron bebek izleyeceğiz kesin! Bundan sonra sana o tarz filmleri yasaklıyorum."

BÖLÜM SONU


Kendinize iyi bakın. Bir sonraki bölüm görüşürüz.

First Love [Multhiship]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin