"Nasıl yani eski adı ve görünüşüne mi sahipmiş?" Diye sordu Taeyoung. Seulgi görmeyeceğini bilse bile kafasını salladı.
"Bazen insanlar reankarnasyon sonucu çok farklı bir görünüş ile gelebilir ama bazen ise tamamen aynı şekilde gelir, değişen hiçbir şey olmaz." Dedi Seulgi onun anlaması için.
"Peki sen bunu nerden biliyorsun Seulgi, yani dünyaya yine aynı şekilde ve kimlikte geldiğini" diye sorduğunda Seulgi sessizce güldü ve bunu Taeyong duymamıştı, tabi ki ona şeytanla anlaştığını ve bu yüzden bunları bildiğini söyleyemezdi.
"Ben bir hayaletim ve dünyadaki tek hayalet ben değilim Taeyong öğrendim işte kurcalama"
"İyi bari" diyerek bilgisayarını eline alın Taeyong ilk önce dolabın iki kapağını açarak eşya yığınına baktı, Seulgi oradaydı ama Taeyong göremiyordu.
"Sol tarafa oturuyorum, görürsün herhalde diyerek sol taraf oturup bilgisayarı kucağına aldı ve sekmelerden birine tıklayarak açtı."Bu olmadı gerekiyoru, Park Jimin 22 yaşında, benimle aynı üniversitede ama kampüslerimiz farklı. Geçen hafta basket sahasında tanıştık, beni sevdi" Seulgi iyici yaklaşarak gözlerini kıstı ve bilgisayar ekranına baktı.
"Evet bu Park Jimin!" Diyerek gülümsedi, sesin yakından gelmesiyle Taeyong kafasını çevirdiğinde bir boşlukla bakıştı, Seulgi ise onunla burun burunaydı. Hızlıca geri çekilde Seulgi.
"Mumlar on iki tane olucak Taeyong hazır değil mi?" Dediğinde Taeyong onaylar şekilde kafa salladı.
"Onu en az altı saat uyutacak bir uyuşturucu var elimde, zaten beni sevdi gelmekte sıkıntı çıkarmayacaktır. Araba, boş arazi ve uçak biletlerimiz ile bavullarımızda hazır, babamdan rica ettim orda bir ev kiraladık. Eksik bir şey yok sanırım" dedi Taeyong gülümseyerek
Planları iyi ve sağlamdı, Seulgi şeytan ile anlaşmıştı, cuma günü saat altıda Park Jimi'i ona verip kendi bedenini alacak ve dünyaya dönecekti, bir insan olacaktı ve Taeyong onu görecek belkide sarılacaktı, düşününce be kadar basitti değil mi birine sarılmak ve elini tutmak ama Seulgi için öyle değildi, imkansız gibiydi. Asırlardır karşısında kim olursa olsun sesini duyurabiliyordu, sadece uzaktan o dolabın içinden bakabiliyordu. Bazıları ile konuşamıyor sadece uzaktan izliyordu.
"Büyüyü öğrendin değil mi ?" Diye sordu Seulgi. O en önemli noktaydı, eğer büyüyü yapamazsa park jimin ölürdü ölmesine ama Seulgide cehennemi boylardı.
"Merak etme,ezberledim ben onu" diyerek gülümsedi.
"Pekala cuma bizim için heyecanlı olacak o zaman" diyerek gergince gülümsedi Seulgi. "Öyle, ama seni göreceğim için heyecanlıyım"
"Belkide hayal ettiğin gibi çıkmayacağım" Taeyong görmesede sesinden Seulginin moralinin bozulduğunu anlamıştı.
"Muhtemelen hayal ettiğim gibi çıkmayacaksın zaten..." Taeyong derin bir nefes verdi ve nasıl denk geldi bilinmez tam Seulgi'nin gözlerine baktı. "... çünkü hayal ettiğimden daha güzel olduğuna eminim" diyerek Seulgi'nin gözlerinin tam içine bakarak gülümsediğinde Seulgide gülümsedi.
Seulgi bu dolaptan kurtulmak çok istiyordu elbette ama Lee Taeyong'a sarılmayı daha çok istediğine yemin edebilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ghost in the closet | seulyong ✓
FanfictionLee taeyong her gece hayalet kang seulgi ile konuşuyordu. lee taeyong(nct) & kang seulgi(rv) fanficion 2020©️/ miazabel