05-end

284 35 19
                                    

Bir yıl sonra.

Bazen mutlu prenses masallarının bir yalan olduğunu ve asla size yapılan büyüden kurtulamayacağınızı düşünürsünüz. Helede bir asır o büyü ile yaşadıktan sonra. Ben de öyle düşünüyordum, bir asır o dolapta yaşadıktan sonra mutlu olmamım ve o büyüden kurtulmamın bir imkanı yok gibiydi, sanki o dolapta sonsuza dek hayalet olarak kalacaktım ama hayır olmamıştı.

Tesadüf müydü yoksa tanır onu bana bilerek mi göndermişti bilmiyorum ama Taeyong çıkmıştı karşıma, bir asırlık hayalet yaşamımda bana arkadaş olmuştu  ve o dolaptan çıkmama yardım ederek aslında bir nevi kahramanımda olmuştu, dürüst olalım kim bir başkası için bir nevi cinayet işlerdi ki? Bence kimse ama o yapmıştı, o bana yardım etmiş ve beni kurtarmıştı. Tabi baktığında bizimkine pek masum prenses masalı denmezdi bizimki daha çok kanlı ve şeytanlıydı ama biz ve bizim hikayemizde böyle güzel ve anlamlıydı, zaten daha sevimlisi bize uymazdı.

Yüzümdeki kocaman gülümseme çantamı elime aldım. "Hadi Seulgi" diyerek kapının önünde söylenen Taeyong'un yanına ilerledim.

"İki dakika sabredemiyorsun yani" sinirle saçlarımı atkuyruğu yaparken Taeyong'a baktım. O ise daha çok giydiğim şeylere bakıyordu, pek memnun değil gibiydi ama bu benim pek umurumda değildi.

Dolapta yaşadığım süreç boyunca Taeyong'ın kıskanç birisi olduğunu düşünmüyordum ama şu geçirdiğimiz bir yıllık sürede Taeyong'ın nasıl kıskanç bir herif olduğunu fark etmiştim.

Elini uzatarak benim topladığım saçlarımı tokayı çekerek bozup saçlarımın önüme dökülmesini sağladığında ona çatışmış kaşlarımla baktım,bu sayede elbisenin önündeki dekolteyi kapamıştı, o ise omuz silkerek "böyle daha güzelsin" dedi ve sol elimi , sağ eli arasına alarak yürümeye başladığında bende ona ayak uydurmuştum.

Şu an İtalyadaydık, bir yıllık süreç içerisinde bir çok ülke gezmiş ve vakit geçirmiştik. Taeyong benim şu hayattaki en büyük şansımdı ve eğer hataya döndüğümde onu kaybedecek olsaydım bir ömür daha dolapta kalmayı kabul ederdim, çünkü hem dolapta hemde o dolaptan kurtulduktan sonra benim hayatımın en büyük dönüm noktasıydı Taeyong. O dolaptada yaşadığın sürece benimle konuşan, arkadaşlık eden olmamıştı onun dışında ama o bunların hepsini yapmış ve üstüne üslük beni ordan çıkarmıştı.

El ele ilerleyerek bir köprünün üzerinden geçerken bakışlarımı yüzüne çevirdiğimde oda bana döndü.

"Neden öyle bakıyorsun?" diye sordu gülerek.

"Nasıl bakıyor muşum?"

"Bilmem çok aşıkmış gibi" dediğinde bende gülümsedim.

"Aşığım zaten" diyerek yanağını öptüğümde elini belime sararak oda yanağım bir öpücük kondurdu.

"Seni seviyorum dolabımın hayaleti" diye mırıldandığında gülümsedim.

"Bende seni seviyorum hayaletle konuşan deli"

-
the end
umarım sevmişsinizdir♥️

-the endumarım sevmişsinizdir♥️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
ghost in the closet | seulyong ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin