Tony hayatından çok sevdiği eşine yalan söylemişti. Onun yalan söylemesine tahammül edemezken hem de. Şimdi onun bir anda araya mesafe koyması fiziksel işkencelerden beterdi. Onu en son dudaklarından öpeli bir hafta olmuştu. O gece ki olayın üstünden geçen koskoca bir hafta boyunca hem de. En azından biraz merhametli davranmıştı da yanında yatmasına izin vererek bir de kokusundan mahrum bırakmamıştı. Tek tesellisi buydu.
Flashback...
Katil, Bucky'i atlatarak gözden kaybolmuştu. Ve Bucky o gece yanlarına eli boş dönmüştü. Steve'i aşağıya çağırmışlar ve bir kerede Bucky ona durumu detaylı bir şekilde açıklamıştı.
Steve tabi ki onu sessizce dinlemişti. Ama Tony aslında onun içinde ne volkanlar patladığını, ne fırtınalar koptuğunu tahmin edebiliyordu. Tahmin ettiği bir diğer şeyde Bucky'e değilde, kendisine kızgın olduğuydu.
Sevgili oldukları zamanlarda bir keresinde Steve bardan çıkıp Bucky'nin evinde sabahladığı kısmı ona söylemek yerine yalan söylemeyi tercih etmişti. Zaten onu izleyen Tony'nin olaylardan haberdar olduğunu bilmeden hem de. Tony acısını ondan kötü çıkarmıştı. Bu da Steve'i üzmüştü.
Bucky gittikten sonra Tony onun gerçek düşüncelerini almaya çalışmıştı. Ve Steve geçmişteki bir kırgınlığı deşerek derinlerden gün yüzüne çıkarttı. Zamanında Tony'nin ona söylediği cümlelerin aynısını söyledi.
"Neler yaşadığımı bile bile bana yalan söyledin. Kimseye inanmazken sana inanmak ve hatta güvenmek istedim. Ama şuraya bak. Hangi noktaya geldik. Ben bunu sana yapmaktan mutlu muyum sanıyorsun? Sana vermek istediğim tek acı zevkten olsun isterdim. Nedense bana ihanet etmişsin gibi hissediyorum."
"Beni bağlayıp kırbaçladığın gün bana bunları söylemiştin ve şimdi sen aynısını yaptın. Bana yalan söyledin Tony. Üstelik hayati tehlikemin olduğu bir konuda. Güvenimin sarsıldığını, yerle bir edildiğini hissediyorum. Ve bu çok canımı yakıyor. Yanımda yatabilirsin Tony, ama bir süre beni öpme ya da bana dokunma. Bu da benim sana verdiğim ceza olsun. Şahsen ben seni kırbaçlamayı istemiyorum çünkü."
Tony "Beni senden mahrum bırakacaksın. Bundan daha kötüsü olabilir mi? Kırbaçlasan acım daha çabuk sonlanırdı."dedi umutsuzca.
Steve kaşlarını çattı. "Daha kötüsünü yapmadığıma dua et."
Arkasını dönüp odasına gitmişti.
Flashback bitti...
Eğer bu Steve'in ona uygun gördüğü cezaysa çekmek zorundaydı. Ve kısa süre sonra affetmesini umut etmekten başka çaresi yoktu.
Bir hafta Steve için çok uzun geçmişti sanki. Yatağa yattığında arkasına yatan bedenin kokusunu alıyor ama sarılamıyordu. Çünkü ona kızgındı ve her hata işlediğinde çabucak affetmek istemiyordu. Tabi bu arada kendini de ondan alıkoymuş oluyordu. Neden sadece onun canını yakacak birşey bulamamıştı ki? Bu cezayı daha ne kadar uzatırdı, işte bunu bilmiyordu.
O gün Tony'nin menajeri Wanda geldi ve film çekimi yapılacak yere gitmeleri gerektiğini söyledi. Tony o kadar çok Steve'le barışma kısmına odaklanmıştı ki bunu unutmuştu. Artık reddedemezdi. Kontratı imzalamıştı ve şartları yerine getirmediği takdirde yüklü miktarda tazminat ödeme durumuyla karşı karşıya kalırdı. Onun parası yoktu ve bunu Steve'e ödetemezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sociopath Dark "YABANCI"~(STONY)
FanfictionPsychic Dark "MELANKOLİ" hikayesinin devamıdır. Hikayeyi anlamak için önce yukarıda adını yazmış olduğum hikayeyi ve ondan öncesi olan Psycho Dark "YABANCI" hikayesini okumanızda fayda var. +18:şiddet, cinsellik ve kötü etkileyen unsurlar olabilir. ...