Steve sırtını duvara dayayarak oturmuş, yüzü gözyaşları ile ıslanmış bir şekilde kendi kanının içinde yatmakta olan katilin cesedine bakıp duruyordu. Nedense yerinden kalkıp gidecek gücü kendinde bulamamıştı. İyi hissetmiyordu. Hem bedenen hem de ruhen.Başını duvara yaslayarak gözlerini kapadı. Kendine her baktığında zar zor tanırken şimdi tanımaya çalışmaktan ziyade 'Bu kim?' diyecekti. Üst üste gelen herşey onun ruhunda başka izler bırakmıştı.
Keşke Bucky hayatta olsaydı ve çıkıp gelseydi. Keşke Loki komadan çıksaydı ve görü yeteneği sayesinde burayı görüp Bucky'e söyleseydi. Keşke herşey normale dönse ve normal bir insan gibi hissetmeyi başarabilseydi. Keşke... Keşke... Keşke...
Böyle düşünmek hiç yardımcı olmuyordu. Gözlerini açıp etrafa göz gezdirdi. Ne kadar ıssız, soğuk ve sessizdi, katilin mezbahanesi. Kurbanlarına burada kimbilir neler yaptı. Ne işkencelerle öldürmeye çalıştı. Ölümsüzleştirme başlığı altında ne canilikler yapmıştı.
Gözüne üzerinde kan lekesi olan bıçak takıldı. Acıları son bulabilirdi. Kendi istediği şekilde bunu yapabilirdi. Herşey biterdi o zaman.
'Peki sen gidince Tony ne olacak?'
İçindeki merhametli kişilik yine kendini göstermişti. Tony'i düşündü. Hayır, O bunu kaldıramazdı. Ya intihar eder ya da tamamen aklını yitirirdi. Kendini öldürürken bunu göze alabilir miydi? Tâbi ki hayır. Tony'e bu kötülüğü yapamazdı. Onu kendi canından çok seviyordu. Gözlerini kapattı. Açık tutamıyordu.
"Steve!!"
'Biri bana sesleniyormuş gibi duyuyorum. Sonunda delirdim.'
"Steve!! Uyan salak!! Burada uyumanın vakti mi?"
Ama bu ses... Bu olamazdı.
Birisinin sıcak elleri omuzlarına yerleşti. "Açsana gözlerini. Her bulduğun fırsatta uyuyorsun."
Steve göz yaşlarının göz kapaklarının altından sızdığını fark etti. Sesini yeniden duymak ne kadar güzeldi.
"Açmam. Ya rüyaysan ve ben gözlerimi açınca ortadan kaybolursan?"
"Lan ben Alaaddin'in lamba cini miyim? Aç gözlerini. Hayal değil."
Steve yavaşça gözlerini araladı. Endişeli ama gülümseyen Bucky'nin yüzüyle karşı karşıya kaldı.
"Bucky..."
Steve ellerini onun omuzlarına koyup dokundu. Hissediyordu. Elleri içinden geçip gitmemişti.
"Bucky, Sen yaşıyorsun?"
Bucky sırıttı. "Ben kolay ölmem oğlum, dokuz canlıyım."
Steve gülümseyerek ve aynı anda hüngür hüngür ağlayarak ona sıkıca sarıldı.
Bucky'de kollarını ona sararak saçlarını okşadı. Korkuyla içeriye girmişti. Geç kaldığını düşünmüştü ama Steve ne kadar güçlü bir kişiliğe sahip olduğunu göstermişti. Onun sayesinde yerde kanlar içinde yatan kişi polislerin yüz karası Rumlow olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sociopath Dark "YABANCI"~(STONY)
FanfictionPsychic Dark "MELANKOLİ" hikayesinin devamıdır. Hikayeyi anlamak için önce yukarıda adını yazmış olduğum hikayeyi ve ondan öncesi olan Psycho Dark "YABANCI" hikayesini okumanızda fayda var. +18:şiddet, cinsellik ve kötü etkileyen unsurlar olabilir. ...