Benimki

"Sevgilisiyim"

Multi medya: ELİS AKSOY
Geç gelen yeni bölüm ile karşınızdayım:))
Sınır : 3 vote

******

Çalan alarmım ile uyandım. Hiç heyecanlı ya da mutlu değildim. Normalde Ezlem ile tatile giderken geceleri heyecandan uyuyamazdım fakat şimdi öyle olmadı.

Yatağımda uyuşuk bir şekilde kalktım ve elimi yüzümü yıkadıktan sonra dişlerimi fırçaladım. Hemen ardında ise duşa girdim.
Serin bir duş aldıktan sonra giyinme odama yöneldim. Beyaz kot şort, Üstüne de siyah badi giydim. Tarzım spor tarzı olduğu için hep sade şeyler giyinirim. Ezlem ise tam tersi elbiseler, topuklu ayakkabılar, etekler. Bazen çok abartılı giyindiği bile düşünüyorum. Görkem ise tam tersi genellikle koyu renklerin hakim olduğu tişört ve erkek şortu giyiyordu. Emiri merak ettiniz değil mi, emir üstünden gömleğini hiç eksik etmezdi. Tam takım giyinir ihtişamlı saatlerini takardı. Çok nadir onu spor giyinmiş görürdüm.

Evdekiler sabah erken çıkacağımı bildikleri için akşam uzun bir vedalaşma merasimi yaptık. Sanki yurt dışına taşınıyorum.
Valizlerimin saplarını uzattım ve Emirin geldiğine dair haber vermesini bekledim. Kısa bir zaman sonra sessizde olan telefonun titreyince ağır adımlarla bahçeye çıktım.
Beni görür görmez yanıma gelen Emir elimdeki valizleri Güler yüzle aldı.
"Günaydın" dedim ve gülümsedim. Emirden de aynı kelimeyi duyunca istemsiz Ezlemlerin evine doğru baktım. Evet beklediğim manzara ile karşılaşmıştım. Görkem, Ezlemi almaya gelmişti ve oda Emir gibi valizleri taşıyordu. İşte bu durum canımı içten içe sıkmıştı. Belli etmedim ve yüzüme sahte bir gülümseme kondurdum.

"Günaydın!" Diye neşeyle bağıran ezleme sakince karşılık verdim.
(...)

Uzun  araba yolculuğunun ardından nihayet otele gelebilmiştik. Alaçatı sevdiğim yerlerden birisiydi. Havası mükemmel ve ferahlatıcıdır.

"Elis bu oteli çok özlemişim,
Tatil mükemmel olcak!"
Heyecan ile konuşan ezleme gülümsedim ve sessizce mırıldandım.
"Ya ne demezsin" dediğimi tam duymamış olacak ki,
"Efendim bir şey mi dedin?" Diye sordu.
"Evet bende çok özledim" dedim. Başını salladı ve hemen ardından görkemin koluna girdi. Olduğumuz yerden uzaklaşmak için bende emirin yanına yanaştım, ardından hafif olan çantalardan birini aldım.

Kısa bir zaman sonra içeri girmiştik. Valizlerimizi odamıza yerleştirip saat 10:30 da aşağıdaki restoranda kahvaltı yapmaya inmek için sözleştik. Herkes odasına çekilerek kahvaltı saatini beklemeye başladı. Ben ise sabah erken kalkmanın yorgunluğu ile odamdaki yatağa kendimi attım ve tavana bakarak son 3 haftayı düşünmeye başladım. Ezlem ile görkem aynı odada kalıyorlardı. Ben ve emir ise karşılıklı odalarda. Onların aynı odada kalmaları bile gözlerimi doldururken ağlamamak elde değildi.
Derin düşüncelere dalmışken ezlemden gelen mesaj beni derin düşüncelerden çekip aldı.

"Canım bizim odadan güneş gözlüğümü getirirmisin?"

Ezlemin gözleri çok hassastı ve gözlüksüz güneşe çıkamıyordu.

"Çıkarken niye yanına almadın?" Diye sordum.
Hemen ardından gelen bildirim ile yine mesaj sayfasına girdim.

"Çantamda sanıyordum, görkemin telefonu kapalı herhalde işi var. Hızlı olursan iyi edersin kör olucam!( oda kartını lobiye bıraktım)"

Delirtecek bu kız beni.
Söylene söylene lobiden kartı aldım ve odaya doğru ilerlemeye başladım.
Odanın kapısını önünde durduğumda kartı okuyucuya okuluyum ve kapını kulbunu indirdim. Odanın içine yayılmış olan erkek parfüm kokusu...yani görkemin kokusu başımı döndüren türdendi. Odaları benim odamın çift kişilik hali gibiydi. Gri başlıklı devasa yatak, dolaplar ve makyaj masası.