Ben bu oyunda yoktum.Onunla boy ölçüşmeye cesaret var mıydı? Hiç sanmıyordum ama belki.Ah be Güntaç şu içim bile yanıktır sana.Hem senli hem sensiz nasıl olurdu? Bilmiyordum.Onu sevmek intiharın içindeki yaşamı istemek kadar uç geliyordu bana.Uçurumlardan öyle çok atlamıştım ki artık birinin yokluğu bile bana koymazdı.Kalbimdeki mezar iki kişilikti ve bir gün öldüğümde aşkım da benimle beraber ölecekti.Ellerimi tutsun istediğim eller başkalarına liman olmuştu anlaşılan.Gözleri kitap olsa gözlerim kör olana dek onu okur; dilim hep onu konuşurdu ve kollarım hep onu sarardı. Düşman mısın be adam? En büyük yenilgim olmak yetmemişti sanırım.Bir insanın gözleri böylesine güzel böylesine derin bakar mıydı ki? Ben onu gördüğüm gün tüm bildiğim ezberlerimi unutmuştum.O gözleri eğer görseydiniz Tanrı şahidim ki tüm benliğinizi unuturdunuz.Aynısını birebir yaşıyordum işte şu anda.Okula giderken aptal gibi ayakkabıma takılıp düşmek üzereyken kolları yine beni tutmuştu.Kısaca teşekkür edip geceden silinecekken gözleri sorgularcasına gözlerimin ta içine kenetlenmişti.
-Ne var be? Ne baktın o kadar?
-Hani bir cevap bekliyorum?
-Yokum ben.Tamam mı?
-Yenilgiyi baştan kabul ettin yani öyle mi?
-Kabul etmedim sadece bu işe dahil olmak istemiyorum.
-Gel bir iddiaya girelim senle.
-Neymiş?
-Bak şimdi çiğ köfte yeme yarışı yapacağız ve ben kazanırsam sen benim dediğimi yapacaksın.Kazanırsan ben senin istediğini.
-Tamam.
Okulda ders arasında nereden bulduğunu bilmediğim çiğ köfteyi masaya koymuştu ve ben sadece 10 tane yiyebilmiştim.Kaybediyordum.Ne isteyecekti kim bilir? Mutsuzluğumu belli ederek yenilgi bayrağını çekmeye hazırdım.
-Şimdi ayağa kalkıp ben Güntaç'ı çok seviyorum diye bağır.
Ne?! Bu kadarı çok fazlaydı.Boyundan büyük işlere girersen sonu böyle olur salak Güşta! Sesimi yutmuş gibiydim sanki!
-Ben Güntaç'ı çok seviyorum!
Tanrı aşkına! Böylesine deli saçması bir şeyden başka isteyecek onlarca şey varken bu muydu yani ya? Sevdiğim çocuğu bazen gerçekten tanıyamıyordum.Sinirle sınıfa gidip sırama oturdum lakin yaşadığım rezillik yüzünden bütün gözler üzerimdeydi.Ah şu erkekler! Kızları zora sokmayı ne çok seviyorlardı! Oflayarak sırama başımı yaslarken bugünün hemen bitmesini diledim.Biri sesimi duysaydı da şu lanet okul binasından çıkıp yatağımda uyuyabilseydim rahatça! Sanki evren sesimi duymuşcasına aniden derslerin teknik arızalardan dolayı iptal edilmesi dünyanın en güzel haberiydi bence! Adeta uçarcasına eve giderken herkesin kahrolasıca bakışlarından nefret ediyordum.Bakmasalar gözleri rahat etmezdi sanırım.Sabır dileyerek eve girip yatağıma kavuşmanın huzuruyla mest olmuştum.Çantamı yere atıp uykunun kollarına teslim ettim ruhumu.Uyandığımda yemek yiyip biraz kitap okur sonra belki annemleri arardım.Biraz kestirdikten sonra kıyafetlerimi değiştirip yemek yedim.Ardından annemleri aradım fakat ikiside telefonunu açmamıştı.Neler oluyordu anlamıyordum ki? Neyse.Demek ki müsait değillerdi deyip fazla takılmadım.Sahile çıkmak üzere ceketimi alıp yürürken yine bu dağ öküzünü karşımda bulmayı beklememiştim elbette! Neden istemedikçe karşıma çıkıyorsun be adam? Bazen bazı şeyleri anlamaya çalışmak sandığımdan da zor oluyordu.
İçimdeki çocuğun ölümünü seyrettim.
Hayallerim birer birer yok oluşunu.
En güzel anıların tükenişini.
Seni sevmekten kül oldum ey sevgili.
Sevmek bazı durumlarda yeterli olmadığı için içimi tüketmişti. Tükenmişliğimin zirvesinde onun beni fark etmesini bekleyen müptezel bir aşıktım işte.Aşık olmak çok zordu biliyor musunuz? Aklı sende olmayanı yüreğinde taşımak ne zor şeydi.Ama içim içimden çıkıp beni mahvedene dek sevmiştim ona dair ne varsa.Yıllardır aşıktım ben o kahvelere.Kahvenin en güzel tonuydu o gözlerin.Gözlerine meftun olmuştum bir gece yarısı ve de alamamıştım kendimi ondan.Sevgili canımın içi sen benim tüm yarınlarımsın.Sen benim tüm yeminlerimsin.Sevgilim benim adını dilimde zikredip dışa vuramadığım yarim.
Sen ki içime imtihansın.
Sen ki benim canımsın.
Sen ki benim nefesimsin.
Sen ki canımın ta için içisin.
Gözlerinden gözlerimi çekip yürürken kolumu tutmasıyla kolumu aniden elimi geri çektim.Ne yapıyorsun sen be? diye bağırabilmiştim sadece.Verebildiğim tek tepki bunun ötesine geçmemişti maalesef.Arkamdan geldiğini bilirken umursamadan hızlı adımlarla yürüyordum ki ayağımdaki topuklular beni biraz zorlamıştı.Ne diye şunları giydiysem ya sanki?! Ayaklarım kopsaydı diyordum içimden kendime hatta belkide ağız dolusu küfürler ediyordum.Biraz daha hızlanarak bulduğum banka oturduğumda sessizce denizi seyrettim.Denizin sesi çok güzel geliyordu kulaklarıma.Kulaklarımın duyabileceği en güzel sesti diyebilirim.Havanın sıcaklığı beynime çivi çakıp beynimi yerle bir etmiş gibiydi.Banktan kalkıp yürümeye devam ederken hızlı adımlarla belkide hiçliğime yürüyordum korkusuzca ve bir anda dünya karardı yok oldum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OKYANUSLAR SEN
RomantikBen boğuluyordum. Çığlıklarım duyulmuyordu . Duvarlar üstüme üstüme gelirken, ölmeyi denedim. Sonra bir el uzandı bana. Hayatım değişti. Bende bu kalbim onunla dursun istedim.