Yıl 2003
Karanlık odayı aydınlatan tek şey büyük şimşekler ile yere şiddetle ve sinirle düşen yıldırımlardı. Bir kadının acı çığlıkları tüm odayı kaplarken karşısındaki adam kadına acıyan gözlerle bakıp dişlerini sıktı ve bir elini yerde dizlerinin üstüne çökmüş kadına uzattı.
"Daha fazla ağlama Magda Eisenhardt. Ağlaman bu cezanın bedelsiz kalmayacağını göstermiyor."
Kadın, yeşil gözlerinden akan acı yaş damlalarını silip, adamın kendisine uzattığı eli tutup ayaklarının üzerine kalktı ve dik duruşunu yine sergiledi.
"Karnımda üç haftalık bir bebek var. Beni öldüremezsiniz."
Mavi gözlü adam kadının elini bırakıp, birkaç saniye sessiz kalmayı tercih ettiği için odada ağır ve korkutucu bir sessizlik oluşmuştu. Kadının korktuğunu biliyordu ama korktuğu öldürülmesi değildi. Kadının korktuğu bebeği ile beraber öldürülmesiydi. Böyle büyük bir gücün ortadan kalkmaması lazımdı. Zaten tüm bunların sebebi karnındaki bebek değil miydi?
"Biliyorum Magda..." dedi adam burukça bir gülümsemeyle. Adamın da bu işten memnun olmadığı ve üzüldüğü yüz ifadelerine yansıyordu."Sana bu cezayı neden verdiğimizi düşünüyorsun? Karnındaki bebek sadece bir lanet. Geleceğimiz için bir tehlikeden başka bir şey değil."
Kadının ince ve kavisli kaşları aniden çatılınca adam dudaklarını birbirine bastırıp kadının kırmızıya dönen gözlerine bakmaya ısrarla devam etti.
"Lanet öyle mi!? Neden!?"
"Çünkü o da senin gibi bir cadı olacak."
"Senin gibi bir cadı? Şuana kadar kendimi ve benliğimi geride bırakıp insanlık için savaştım! Gerekirse canımı ortaya koydum! Karşılığında aldığım teşekkür bu olmamalıydı Stephen."Stephen kafasını hafifçe sağa yatırıp mahçup bir şekilde baktı kadına. Bu günün geleceğini aylardan beri biliyordu. Bunu yapmaması için çok yalvarmıştı fakat Magda bu konuda kararlıydı.
"Büyü ile kendini hamile bıraktıramazsın Magda. Bu yasak."
"Çünkü ben türümün son örneğiyim ve benden bir tane daha istemiyorlar."
"Üzgünüm. Meclise karşı gelemem."Kadın bakışlarını yere çevirip kafasını olumluca salladı. Meclisin buna karşı geleceğini hep biliyordu ama bir umut yapmıştı bunu. Şimdi elindeki son umut parçasını almak istiyorlardı.
"Biliyorum..." dedi hafif bir gülümsemeyle. Dudaklarını birbirine bastırıp kafasını sallamaya devam ederken. "Biliyorum Stephen. Meclise kim karşı gelebilir değil mi?"
Stephen bir şey demeden kadına bakmaya devam ediyordu ama bir şeylerin yanlış gittiğinin farkına varmıştı. Magda'nın bu kadar sakin kalması normal değildi. Bu durumu hemen kabullenmesi hiç normal değildi.
"Magda aklından neler geçiyor?"
"Bir anne olarak sadece kızımı korumak istiyorum."
"Bu ne demek!?"
"Ohlaval quenten to ro âhdal!"Gecenin koyu karanlığı bir anda kırmızı rengine bürününce Stephen bir adım öne gelmişti fakat kadının sert büyüsü göğsüne çarptığı için bedeni duvarla buluşmuştu.
"Magda yapma bunu!"
"Oheles vorrenge şahlal toe lima oh re!"Kadın acı bir çığlık ile tekrardan düştü dizlerinin üzerine. Bir elini hızla havaya kaldırıp baktığında yavaş yavaş toz olduğunu görmüştü.
"Magda ne yaptın sen!?"
"Yapmam gerekeni."
"Kızını başka birinin vücuduna gönderiyorsun!"
"Bir gün geleceğim Stephen ve sana yemin ederim ki o gün geldiğinde herkes benimle kızımın önünde diz çökecek..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Our Daughter Is A Witch ✰Stony✰ ❦Superfamily❦
FanfictionTony Stark ve Steve Stark Rogers iki yıldır evlilerdi fakat yaşadıkları kötü olaylar sonucunda boşanma kararı aldılar. Boşanacakları gün mahkeme salonunda yaşanan bir olay onları tekrardan birbirlerine bağladı. "Hamilesin ve ben baba olacağım!" ❦...