Zamanı Geldiğinde O Da Savaşacak

555 42 130
                                    

"Babamlar sadece biraz fazla üstüme düşüyorlar." diye mırıldandı kumral kız. Bir eli önüne düşen saçlarına gittiğinde Stephen usulca kızın önüne düşmüş saçını kulağının arkasına iteledi ve hafifçe tebessüm etti.

"Onlar seni çok sevdikleri için böyle yapıyorlar." Sesi yumuşak ve güven verici bir tonda çıkarken Wanda gülerek kafasını iki yana salladı.

"Stephen, beni anlamıyorsunuz. Bak, ben hepinizi anlıyorum. Bir anda tuhaf güçlere sahip oldum ama onları kullanmalıyım. Peter nasıl adapte olabildiyse ben de olabilirim." Konuştukça gülümsemesi solup ciddi bir şekilde büründü güzel yüzü. Kırmızı badisinin kollarını iyice sündürüp ellerini kapatırken açık kapıdan dışarıya kısa bir bakış atıp tekrardan yeşil gözlerini Stephen'a çevirdi.

"Kendi güçlerini düşün. Çok güzel güçlerin var. Onları kullanman yasak olsa ne yapardın?" Wanda bir fısıltı ile konuşurken, Stephen iki dudağını da hafifçe havaya kaldırdı.

"Seni anlayabiliyorum, Wanda."

"Ne yani? Sanada mı yasakladılar gücünü kullanmanı?" genç kızın kaşları şaşkınlıkla kalkarken, Stephen hafifçe omuzunu silkti.

"Zihin okuyabiliyormuşsun. Steve öyle söyledi."

Wanda büyük bir gülümseme ve heyecan ile kafasını sallayıp "Evet, iki gün önce keşfettim. Peter'in zihnini okudum. Çok güzel değil mi?"

Stephen, kızın heyecanına gülmeden edemezken kafasını onaylarca sallayıp "Evet, çok güzel bir güç." diye mırıldandı. Daha sonra ayağa kalkıp kırmızı pelerinini sırtına geçirdi.

"Babanlar ile konuşacağım. Seni biraz serbest bırakmalarını söyleyeceğim. Lütfen benim yüzümü kara çıkarma Wanda."

Wanda en başta şaşırsa da daha sonra hızla kendisine gelip Stephen'a sıkıca sarıldı. "Tanrım! Stephen çok teşekkür ederim."

Stephen en başta sarılmasa da kısa süre sonra tek kolunu kızın beline sarıp gülümesi. "Wanda, sana sarılmak çok güzel ama eğer Steve bizi bu şekilde yakalarsa kalkanını kesinlikle yüzüme yapıştırır. Bunu biliyorsun."

Wanda büyük bir kahkaha atıp geriye çekildi ve ellerini şortunun cebine koydu. "Bu arada haftaya doğum günüm var. 18 yaşıma gireceğim. Yani artık tam olarak hür bir birey oldum. Seni de beklerim."

"Doğum günün şimdiden kutlu olsun. Gelmek için uğraşacağım ama söz vermek istemiyorum."

"Gelirsen çok mutlu olurum, Stephen." dedi Wanda geri geri adımlamaya başladığında. "Sen gelmeden pasta kesmek istemiyorum. Hem pastam biterse zaman taşını kullanarak onu yeniden eski haline getirebilirsin."

"Tabii ki de. Zaten zaman taşını alma sebebim biten pastaları yeniden eski haline getirmek."

Wanda biraz güldükten sonra bir şey demeden hızla odadan çıktı. Çerçeveler ve ne olduğunu anlayamadığı otların arasından büyük salona geçtiğinde Steve ve Tony'nin öpüştüğünü, Peter'in ise telefonda biri ile konuştuğunu gördü.

"Neden bir dakikalığına bile olsa birbirinizden ayrı kalamıyorsunuz ki?" diyerek Steve ve Tony'nin yanına gitti. Steve hızla Tony'i iteleyip geriye çekilirken Tony "Küçük cadı." diyerek kızına döndü. "Steve ile 21 yıldır beraberiz. O zamandan beri sayısız kez öpüştük ama babacığın hâlâ öpüşürken benden utanıyor. Bu da yetmez gibi eğer öpüşürken biri yanımıza gelirse beni iteliyor. Boşuna babana Rahibe Steve'im demiyorum."

Wanda gülerek Steve'e döndüğünde sarışın babasının belirli şekilde gözlerini devirdiğini daha sonra maviliklerin kendi yeşillikleri ile buluştuğunu gördü.

Our Daughter Is A Witch ✰Stony✰ ❦Superfamily❦Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin