Two~

1K 111 94
                                    

Derin bir nefes verip yatağına uzandı mavi saçlı çocuk.

Kafası aşırı karışıktı. Böyle bir seneryo beklemiyordu. Onun özel ders falan verdiğini düşünmüştü. Acaba iki senedir neden geçemiyordu sınavı? Geçmemek için özel bir çaba gösteriyor olmalıydı.

İnce parmakları saçlarını düzeltti. Kafa patlatmaya değmezdi. Ders başladıktan sonra hiç muhattap olmamışlardı zaten. Yeni tanıştığı bir insan hakkında gereksiz fazla düşünüyordu.

Zoraki de olsa poposunu yataktan kaldırıp ders çalışmak için masa başına geçti. Eğer iyi bir yer istiyorsa kimsenin dikkatini dağıtmasına izin vermemeliydi.

-

"Günaydın."

"Günaydın ballı çöreğim. İyi misin? Uykusuz
duruyorsun."

Yeonjun ona endişeli gözlerle bakan
arkadaşına yorgun bir gülümseme sundu.

"Geç saatlere kadar ders çalıştığım için olabilir." Dedi

Evet, bu tamamen yalandı.

Bütün gece Soobin denilen o çocuğu hayal etmişti. 'Tanrım!' Diye geçirdi içinden 'Bu kadar çabuk olmaması gerekiyordu.' Tamam birilerine çok kolar tutuluyordu ama bu fazlaydı.

Tae inanmaz gözlerle ona baksada üstelemedi. Arkadaşının koluna girip onu sınıfa yönlendirmeye başladı.

"Sanırım bugün bir çılgınlık yapıp etüdü ekebiliriz ne dersin?"

Mavi saçlı olan sadece başıyla onayladı. Sınıf kapısının önüne vardıklarında İçeriden çok yüksek sesler geliyordu. Kapıyı açtıklarında tam bir kaosla karşılaşacaklarını tahmin etmemişlerdi.

İşin tuhafı, yerde yatan Choi Soo Bin onun üstünde yumruğu havada bir Jeon Jungkook beklememeleriydi. Evet, bu cidden çok garipti.

"Noluyor lan burda?!" Diye hararetli bir şekilde fısıldadı arkadaşına Tae. Yeonjun'da inanmaz gözlerle karşısındaki manzaraya bakmaya başladı.

"Sana kimse insanların yönelimi ile ilgili konuşma hakkı vermiyor. Saygıdan yoksun it herif!"

JE-ON JUNG-KOOK BAĞIR-MIŞTI. Genelde kolay kolay sinirlenmeyen ki sinirlense bile laflarıyla yerin dibine sokan biriydi. Ama şu durumda suratı sinirden kıpkırmızı olmuştu. Evet, işler ciddiydi.

Soobin alaycı bir gülümseyle karşısındakine baktı. "Niye sende onlar gibi bir ibne olduğun için bir tarafına mı dokundu?"

Jungkook'un Soobin'in yakalarını sıkan yumrukları baskısını daha da arttırdı neredeyse parmak boğumları bembeyaz olmuştu.

"Bak piç herif, benim yönelimim seni zerre ilgilendirmez. Ki öyle bile olsa bu sana beni böyle kınama hakkı vermez. Benden geçsen bile bu kafayla toplumda yer edinemezsin. Şu eski beynini yenisiyle değiştir. İnsanları rahatsız etme."

Jungkook'un havalı cümlesiyle ortamdan çıt çıkmazken minik bir "clic" sesi ortamda bomba etkisi yarattı.

Herkes bir anda iki arkadaşın olduğu tarafa dönünce mavi saçlı olan afalladı. O sırada yanından bir "Ehehe" tınlaması geldi.

Tae elinde telefonla yaklaşık 30 kişinin suratına bakıyordu.

-

"Niye yaptın ki şimdi bunu!?" Sinirli bakışları en yakın arkadaşını buldu.

"Tanrım! Aşırı seksi duruyordu sence ne yapsaydım?" Yeonjun gözlerini devirdi. Bunun hesabı ona sorulmayacaktı nasıl olsa. Defterine bir şeyler karalamaya döndü

QUERENCIA | YeonBinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin