Başlangıcımız hiçbir zaman duygusal değildi. Bunu sen de biliyordun, ben de. Bana bakarken kahrolduğumu sen de biliyordun, ben de, o da. Sana kapıldığımı biliyordum, o da. Şimdi onun dudaklarındasın, kendini harika hissediyorsun. Bunu hissedebiliyorum. Burada yalnızca ikimizin olmasını diliyorum iki seferdir ve bu normal hissettirmiyor. Ona haksızlık yapıyor gibi hissediyorum çünkü gözlerim senden başkasını görmüyor. Onu öperken gözlerin bana kayıyor ben kendimi aptal gibi hissediyorum. Sen bunun farkındasın. Senin de bir şeyler hissettiğini biliyorum. O bana yaklaştığında sigaranı yakıyorsun ve bizi izliyorsun. Beni izliyorsun demek bana daha doğru hissettiriyor. Gözlerimiz asla ayrılmıyor. Birbirimizi her cuma akşamı görmemize rağmen uzun zamandır birbirimizi tanıyormuş gibiyiz. İlk gün geldiğimde bir gecelik olacağını biliyordum. Ama her cuma akşamı bu kapıda senin için bekliyorum. Sana teklif etmeye cesaretim olmuyor çünkü biliyorum bu senle yaklaşmamızın tek yolu. Onu öpüyorum. Gözlerimi bir anlığına kapatıyorum seni unutmak isterken. Açtığımda koyu gözlerini görüyorum. Bana atak yapmadığın sürece sana yaklaşmam. Bunu sen de biliyorsun bu yüzden gece boyunca gelmiyorsun ve sadece bakıyorsun. Bu gece anlaşmamız bozuldu çünkü bu gece kârlı olan sadece oydu.
Ertesi cuma akşamı yine geliyorum ama yoksun.
Sonraki cuma yine geliyorum yine yoksun.
Sonraki cumalarda da yoksun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
paris in the rain - dowoo
Fanfiction"aime-moi moins mais aime-moi longtemps" les chansons d'amour adlı filmden ilham aldım.