Seni seviyorum,
Ne olursa olsun seviyorum işte. Senden kaçabilirim,saklanabilirim,sonsuza kadar uzak kalabilirim ama yapmıyorum. Bu benim verebileceğim bir karar değil,senin verebileceğin bir karar. Bana bir kez bakman bile beni sana bir,iki,üç,dört,beş... belki de yüzlerce,binlerce,milyonlarca adım yaklaştırıyor.
Sana asla 'beni bırakma' demedim. Bu bir salaklık değil. Belki de bana böyle nefretle bakman gözüme komik göründü. Yaptığın hata gözüme komik geliyordu. Asla yapmadım Grier,asla sana böyle iğrenç bir şey yapmadım. Bunu en iyi kendim biliyordum ama kendime zarar vermeye devam ediyordum.
Güçlüydüm,ilk zamanlarda güçlüydüm. Daha sonra ise yolda yürürken 'sürtük' diye adlandırıldım. Herkes seni seviyordu,beni değil. Yanımda kimsem yoktu. Senin ise ailen,arkadaşların,ailen ve ben vardım. Sen nefret etsem bile her zaman yanındaydım. Ben birisine karşı olan sevgimi asla nefrete dönüştüremedim,başaramadım. Sen nasıl başardın,Grier ?
Bana aşkla bakan gözlerini düşünmekten kendimi alamıyorum. Düşünmek canımı yakıyor,düşünmek beni öldürüyor ama yine de düşünüyorum. Şimdi kapı çalsa ve bir yılın ardından yine bana gelsen,güzel olmaz mıydı ?
Beni suçlamak yerine sarılsaydın,güzel olmaz mıydı ?
Bir yıl geçmesine karşın seni unutamamak benim salaklığım sanırım. Asla inkar etmek için peşinde koşmadım,koşmayacağım. Sadece bana 'bitti' dediğin gün inkar ettim,yapmadığımı söyledim ama dinlemedin.
Yeni bir yıla daha sensiz girmek istemiyorum,bu yılbaşını benimle geçirmen için ne kadar ağlamam gerekiyor ?
Arkadaşlarım ya da ailem yanımda olsaydı yılbaşı hediyesi olarak seni isterdim. Ama kimse yanımda değil. Carter,Matthew,Cameron,Gilinsky... hiçbiri beni aramadı,savunmadı,avutmadı,nefrete karşı koymama yardımcı olmadılar.
Mahogany bile aramamıştı ama onlara asla kızgın ya da kırgın değildim. Eminim ki Nash gibi bir arkadaşı kaybetmek istemedikleri için benim gibi adı çıkmış bir kızı umursamadılar.
Onları seviyorum,
Onları umursuyorum,
Onlara değer veriyorum,
Onları özlüyorum,
Onu özlüyorum,
Onu seviyorum,
Onu umursuyorum,
Ona değer veriyorum,
Beni düşünmesini,
Sevmesini,
Özlemesini istiyorum...
Yaptığın hata yüzünden bir yıl acı çektim. Diğer kızların düşündüğü şeyleri asla düşünmedim,sana acı çektirmeyi asla aklımdan bile geçirmedim. Senin mutlu olmanı istedim. Peki ya sen ? Sen,benim mutlu olmamı istedin mi ?
Bana ilk kez 'seni seviyorum' dediğinde,bana ilk kez sarıldığında,bana ilk kez dokunduğunda,bana ilk kez 'selam' dediğinde,beni ilk kez öptüğünde bilmediğin bir şey vardı. Sen benim ilk erkek arkadaşımdın,her şeyi bana ilk kez sen göstermiştin. Evden ayrılmayan asosyal kızı kaykay kaymaya götürmüş ve kolunu kırmıştın. Senin için önemsiz anıları beyninden attığında ben onları yerden toparlamış ve yine kendi beynimde ki yerlerine koymuştum. Yağmur yağdığında elinde ki şemsiyeyi fırlatmıştın ve bir saat boyunca yağmurun altında kalıp hasta olmamı sağlamıştın. Bana düşünmeyi sen öğretmiştin ama eğer çok düşünürsem başıma herhangi bir şey gelebileceğini söylememiştin. Neden Nash ? Neden kız arkadaşına inanmak yerine,okuduğun saçma tweet'lere inanmıştın ki ?
İlişkimizi Twitter bitirmişti ve sen beni telefonla arayıp ayrılmıştın. Sanırım beş dakika sürmüştü. O gün ağlamamıştım,ertesi gün,bir hafta sonra ya da bir ay sonrada ağlamamıştım. Ne zaman o resmi Twitter üzerinden paylaşıp bana 'sürtük' dedin,işte o zaman beni ağlatmayı başardın Grier.
Üzgünüm ama artık zamanı geldi.
Artık düşündüğün şeyin yanlış olduğunu görme zamanın geldi.
Sadece bekle Grier,çünkü birazdan tam da yanında olacağım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
It's Over
FanfictionBana yalnız olmayacağımı söylerken aşkla bakan gözleri şimdi "bitti" derken nefret ile bakıyordu. İnkar etmek bir çıkış yolu değildi. Yapmamıştım,yapmazdım. Böyle bir şeyi ona asla yapmazdım,sadece o her zaman sevilen olmuştu,ben ise nefret edilen...