5.BÖLÜM

57 3 1
                                    

ALLİSON:
Aşağı indiğimizde halam kahvaltıyı hazırlamış bizi bekliyordu.Her ne kadar iyi olsamda dün geceki kusmaları ve ağrıyı hatırlayınca iyi ki sarhoştum diyorum. Tabi John'un beni iç çamaşırlarımla gördüğünü göz önüne alırsak keşke sarhoş olmasaydım diyorum.Sert bir şekilde sandalyemi çekip oturdum.Masa da ölüm sessizliği vardı kimse konuşmuyor aynı anda da ben halamla göz göze gelmemeye çalışıyordum.

Tam halam bizi o halde görmedi.Diye geçirirken halam sırıtarak konuşmaya başladı."Sabah sizi uyandırmak için yukarı çıkıp odanıza çıktım"bekle halam sırıtıyormuydu.BENİM HALAM!Normalde kızıp çağırması gerekirdi çünkü halam erkekleri sevmeyen feminist bir kadındır bunun nedeni ise sanırım bir aşk hikayesi var.Her neyse şimdi konumuza dönelim.Halam derin bir nefes alıp konuştu."Önce John'un odasına girdim.John'u orda bulamayınca senin odana girdim Allison çok tatlıydınız bende uyandırmaya kıyamadım hatıra olsun diyede fotoğrafınızı çektim."sonra dudaklarını birbirine bastırdı kahkahasını tutmaya çalıştığı çok belliydi.Tanrı bilir benim yüzüme gülüyordu.Böyle şeylerden utanıp kızaran biri değilim.Daha çok sinirlenirim veya umursamam.Başımı iki yana sallayıp göz ucuyla John'a baktım.O da sırıtıyordu.O niye sırıtıyordu ki bir de bana bakarak.Belki de ben abartıyordum her neyse.

Sonra kapının o iğrenç zili evi doldurdu.Bu durumdan kurtulmak için koşarak kapıya gittim."AÇTIM BEN!"diye bağırdım.Simon karşımdaydı.elinde de bir buket çiçek almıştı.Sanırım özür dilemeye gelmişti beni orda sarhoş halimle yalnız bıraktığı için.Düz bir şekilde ona bakıp göz devirip nefesimi verdim.Böyle şeylere gelemezdim ben ilişki olayı aşkım cicim çiçekler falan ıyy.Nefret ederim.Sonra halamda kapıya gelip durumu kurtardı."Simon içeri gelsen."dedi Simon'da onay beklercesine bana bakmaya başladı.Bende başımla onaylayıp içeri salona geçtim.O da peşimden beni takip etti.Mutfak salonu görüyordu ve John'da ordan bizi izliyordu.Halam"Ben sizi yalnız bırakıyım."dei ve yukarı çıktı ama John hala bizi izliyordu.Simon üçlü koltukta yanımda oturuyordu.Bana doğru dönüp kafasını John'la bakışmalarımı kesicek şekilde önüme getirdi."Ben dün akşam için özür dilerim."dedi.Dayanamayıp konuştum.

"AHH bu kadar duygusallık yeter ama.Özürler falan baydı istemiyorum özür senden.Özür diliyceksen yapmasaydın dün beni öylece bırakıp gitmeseydin."dedim şuan sadece konunun kapanmasını istiyordum.Simon beni yanlış anlayıp"Seni öyle bırakmamalıydım hatalıyım biliyorum.Çok özür dilerim."dedi."Tanrı aşkına yeter artık!Özür falan istemiyorum.Senin yaptığın bir hareketten niye kırılıyım ki ilgi falan mı duyduğu mu sanıyorsun.Partiye yalnız gitmiyim diye yaptım.Yaptıklarının gözümde değeri yok.Seni arkadaş olarak bile görmüyorum.Neden biliyor musun çünkü BLACK'ların ailesi dışında arkadaşları olmaz.Çünkü BLACK'lerın ailesi dışında acıması gereken kimse olmaz olamaz.BLACK'LERIN AİLESİNDEN  BAŞKA GÜVENİCEĞİ KİMSESİ YOKTUR!"diye bağırıp ayağa kalktım."Bittiyse çıkabilirsin."dedim demir kadar soğuk sesimle.

                                                             * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * *


Pazartesi sabah uyanı siyah pantolon siyah t-shırt giyip uzun siyah yağmurluğumu giydim ayağımada siyah sporlarımı giyip telefonumu cebime attım.Çantamı hazırladım ve aşağı indim.Halam bugün okula gelmiyceği için arabayı John kullanıyordu.Okula girdiğimizde bütün gözler beni buldu geçtiğim bölümdeki insanlar bana korkuyla bakıp kenara çekildiler benden korkmalarını seviyordum.Onlardan üstün olmak korkutmak bana aşaıdan bakmlarını izlemeyi seviyordum.John'la birbirimizden ayrılıp sınıflara dağıldık son derse girmeden önce telefonum çaldı.Simon'dan mesaj gelmişti sınıfın önünde durup mesajı açtım.

-"Kütüphaneye gel konuşalım."

+"Ne konuşucaz?"

-"Sorma sadece kütüphaneye gel zaten kalabalık korkma sana bir şey yapmam :D" uyuz birde gülen surat atmış!

+"Aslında ben değil senin korkman lazım sonuçta yapıcaklarımdan rezil olucak olan sensin.Böyle kolay konuşabildiğine göre yumruklarımı özlemiş olmalısın?"

-"Tamam senden korkuyorum.Sende kütüphaneye gelde cesur olduğunu bana ispatla."

+"Derse giricem gelemem."

-"Çok önemli ama :/"

+"Hayır"

Yazıp telefonumu tekrar cebime koydum.Sınıfa girip yerime geçtim ders kimyaydı.Hocada gelip dersi anlatmaya başaladı.Tam dersin ortasın da yine mesaj geldi.Şükürler olsun ki telefon sessizdeydi.Arka sırada oturduğumdan ve sıralar tekli olduğundan açıp mesaja baktım.Yine Simon:

-"Hadi ama çok önemli diyorum."

+"Dersteyim."

-"Çık bir şey demez hoca."

+"Simon olmaz."

-"Bu konu daha önemli."

+"Burdan yaz."

-"Olmaz yüz yüze olmalıyız."

+"Hayır."

+"Hem senin dersin yok mu?"

-"Beden ve Matematik hocası rahatsızlarmış gelmediler John'lar da burda."

+"-lar?"

-"Bell falan işte ne oldu bir sorun mu var? ;D"

Bell miş hala onlarla takılıyo embesil bu çocuk ya.Sinirle ayağa kalkıp çantamı ve telefonumu alıp sınıftan çıktım.Merdivenlerden inip kütüphaneye geçitim.Bakalım neymiş bu önemli mesele !

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 24, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KARANLIKTAN AYDINLIĞAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin