Çantamda yıkanmış hâlde duran kazağı vermek istemesem bile bu düşüncenin saçmalığının farkındaydım. Adamın kazağını kaçıramazdım ya!
Eftal'i görmek -Eftal demek heyecanımı katlıyordu- için sabırsızca adımlarımı hızlandırdım, otobüsü kaçırırsam onu göremezdim.
En arkada olmasını beklediğim kişi, yoktu. Çöken omuzlarımla beraber yavaşça en arkaya geçip cama başımı yaslayarak biraz uyumayı diledim. Eh, gelmemesinin tek iyi yanı kazağı bendeydi.
Uyku ile uyanıklık arasında gidip gelirken omzuma binen hafif ağırlıkla gözlerimi aralamak zorunda kaldım. Sol tarafıma baktığımda yüzüme bakan mavi bir çift gözle irkilsem bile bunu belli etmemeye çalışarak kısa bir günaydın mırıldandım, bu kadar yakınımda olması iyi değildi yine de omzumu çekme gibi bir aptallık yapmayacaktım.
"Geç kalmışım... yedi durağımız kaldı." Kendi kendine söylenmelerine gülerken yüzünü incelemeye başladım. Ezberimde olduğunu sandığım yüzüne bakarken kaşının üzerindeki piercinge gözlerim takıldı, daha dün olmadığına emindim. Baktığım yeri fark etmiş gibi dudakları kıvrıldı ardından kulağıma doğru uzattığı kafasıyla sessizce konuşmaya başladı. "Güzel olmuş mu?" Sakin ol Tuna. Biraz geri çekilmeliydi, sıcak basıyordu bana! "Olmuş ama-Ama neden fısıldayarak konuşuyoruz?" Onu taklit ederek sorduğum soruya gülerken yavaşça kafasını kaldırdı.
"Telefonunu verir misin?" Sorgular bir biçimde bakmama aldırmadan kucağımda olan telefonu hızlıca eline alarak gülümsemeye başladı, bu gülümsemenin yerini asık bir surata bırakması pek uzun sürmedi. Ne olduğunu anlamadan parmağımı elleri arasına almasıyla ona bakakaldım, o ise önemsiz bir şeymiş gibi kilidi açtıktan sonra parmağımı kucağıma geri koydu. Parmak ucumun uyuştuğunu hissediyordum.
"Numaramı kaydettim, biraz yavaş ilerliyorduk hızlandırayım dedim."
İneceğim durağın isminin yankılanmasıyla çantamı açarak kazağı uzattım. "Bende kalmasın." O ise memnuniyetsiz bir yüz ifadesiyle elimdeki kazağı almış, ağzının içinde birkaç cümle yuvarlamıştı. İçlerinden yalnızca görüşürüz dediğini duyabilmiştim. Kapıda beklerken açılan kapıyla hızlıca bağırdım "Görüşürüüz Eftal!"
Alper, eskiden sevdiğim arkadaşım olan, beni satmıştı. Yanımda bir saniye durmadan Serap'ın yanına gidiyordu oysa ona Eftal ile olan tüm olayları anlatmak istiyordum. Yönelimimi bilen sayılı kişilerdendi bu yüzden ona anlatmak için heyecanlıydım, anlatabileceğim insan yoktu resmen.
Adımlarım arka bahçeye gittiğinde Eftal'ın kaydettiği numaraya bakmak için telefonumu elime aldım, o sıra birkaç dakika önce gelen mesajı görmemle karnım kasıldı.
"Aşık olduğum adam?" Kendisini kaydediş şekline gülerken bir yandan onun beni nasıl kaydettiğini düşünürken diğer yandan attığı mesajlara bakıyordum.
Aşık olduğum adam: öyle kolay aşık olmam
ana senin ayrı bir havan var
seni gördüğümde beynim oyunlar oynar
Can Ozan, severim
Ayrıca aşık olduğum adam?Aşık olduğum adam: buyrun benim
sakinleş Tuna, öylesine yaptımÖylesine yapmıştı, ismini değiştirirken ne demem gerektiğini düşünüyordum. Çok... garipti.
Eftal: öğle arasındasın değil mi?
seni rahatsız etmek istememsen beni rahatsız etmezsin ki
yani, evet öğle arasındayımEftal: bana aşık olduğunu düşünmeye başlıyorum
düşünmeni engelleyen bir şey yok
Eftal: ah, desene platonik takılmak zorunda değilim
seni büyük bir dertten kurtardım
Eftal: çok haklısınız
hakkınızı nasıl ödeyebilirim beyefendi?bilemiyorum artık, orasını siz düşünün
Eftal: okul çıkışına gelsem ve seni bir yere götürsem?
Ona güvenmeyip gitmeyebilirdim ama bu hayata bir kere geliyordum ve istediklerimi yapmaktan korkmayacaktım. Eh, çantamdaki biber gazına da güveniyor olabilirdim orası ayrı.
tamamm, anlaştık
Eftal: hadi zil çalacak birazdan
git dersineYazdıklarına göz devirirken cevap vermedim. Elimdeki telefona tekrardan mesaj geldiğinde ayağa kalkıyordum.
Eftal: ayıp
Eftal: yanımdayken de aynı performansı bekliyorumsen beni yersin
iki katımsın resmen, ne performansıEftal: çünkü sen bebeksin
18 yaşındayım?
Eftal: hâlâ bebeksin
gidiyorum şimdi, çıkışta görüşürüzSınıfa ilerlerken yüzümdeki aptal sırıtışı silemiyordum. Aptal Tuna.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bir şarkı tut | bxb
Novela Juvenil| hissettiklerim için sürekli özür diliyormuşum gibi hissediyorum