⋆çünkü güzelsin⋆

560 69 96
                                    

Beomgyu saatlerdir yatakta dönüp duruyordu. Yarınki değerlendirmeyi düşünmekten bıkmıştı. Bir kaç kere tekrar kalkıp pratik yapmaya yeltendi ama tüm gücünü değerlendirmeye saklamalıydı.

Telefonu eline alıp saatine baktı. Saat 03.00 olmuştu. Bu sefer de uyuyamadığı için strese girmeye başladı. Yarın 10.30'da başlayacaktı değerlendirme, ya uyanamazsa?

Güzel şeyler düşünüp uyumayı denedi, arkasını duvara döndüğünde yatağının karşısında duran çalışma masasının oradaki beyaz ayıcığa gözü ilişti. Belki ona sarılmak işe yarayabilirdi.

Ayıcığını aldı ve tekrar yatağına girdi. Ayıcığın var olması bile ona güzel hissettiriyordu. Bi' düşününce.. Onunla ilgili olan her şey kendini güzel hissettirmeye başlamıştı. Yüzüne içten bir gülümseme kondurup kalbinden ve beyninden tüm endişeleri atarak uykuya daldı.


-


Saat 10.00'du ve Yeonjun seçmelerin yapılacağı salona gelmişti. Gözü sürekli etrafta Beomgyu'yu aramaya başladı. Bir türlü göremedi, endişelendi. Zaten çok heyecanlı ve gergindi, üzerine de "Acaba uyanamadı mı?" düşüncesi gelince kalbi sıkışmaya başladı.

Beomgyu'nun son zamanlarda uyumadığını ve çok yorulduğunu biliyordu. Daha fazla zaman kaybetmeden yurt kısmına doğru ilerlemeye başladı. Yarım saatten az kalmıştı, kendisi bir şekilde halledebilirdi seçmeleri ama Beomgyu halledebilir miydi? Bir an önce ona ulaşmayı istiyordu ve az önceki büyük adımları daha da hızlanmaya, adeta koşmaya başladı.

Yeonjun, odanın kapısı açar açmaz gürültü yapıp Beomgyu'nun uyanmasını sağlamayı planlıyordu. Ama kapıyı açtığında karşılaştığı manzara yüzünden tüm planlarını unutmuştu. Sevdiği çocuk ona aldığı beyaz ayıcığa sarılmış , bir bebek masumluğunda uyuyordu. O an zamanı durdurmak ve uzun bir süre öylece onu izlemek, bakışlarıyla sevmek istedi.

Yavaşça yanına yaklaştı, bırakın gürültü yapmayı parmak uçlarında ilerliyordu. Ulaştığı yatağın yanında dizlerinin üstüne çöktü. Sağ dirseğini yatağın baş kısmına yerleştirdi ve başını eline dayayıp onu izlemeye başladı. Beomgyu öyle güzel ve kusursuzdu ki içine sığmayan sevgi gözlerinden yaş olarak dışarı attı kendini. Karşısında savunmasız bir şekilde uyuyan çocuğun saçlarını okşamamak, yüzünü sevmemek için kendisine zor hakim oluyordu.

Yeonjun'un eli kendisinin kontrolünde değildi artık. Boşta olan sol eliyle önce Beomgyu'nun gözüne düşen saçları yavaşça kaldırdı. Yüzü biraz daha açılmıştı ve yüz hatları kusursuz bir şekilde kendini gösteriyordu. Yeonjun'un saçında olan eli adeta narin, küçük bir papatyayı okşuyormuş gibi hareket ediyordu. Eli önce, Beomgyu'nun kahverengi saçlarından siyaha çalan kaşlarına indi sonra yüzündeki her bir detayı eliyle çiziyormuş gibi minik burnunun üzerinden ilerleyerek dudaklarına geldi. O kadar yumuşaktı ki dudakları.. Kendine, düşüncelerine zor hakim oluyordu. Odaya ne için girdiğini unuttu. Bir eli Beomgyu'nun dudaklarında diğer eli kendi kafasının altında sevdiği çocuğu izliyordu, içi huzurla dolmuştu.

Çok geçmeden o huzur Beomgyu'nun uyanmasıyla son buldu. Yeonjun yanlış bir şey yaparken yakalanmış gibi yerinden fırladı. Beomgyu daha tam ayılmadan bi şeyler yapmalı, söylemeliydi.

"ÇABUK KALK SEÇMELERE GEÇ KALACAĞIZ!"

Beomgyu'nun bu sözleri duymasıyla yatağından fırlaması bir oldu. Hemen saatine baktı ve seçmelere sadece 5 dakika kalmıştı. Zaten eşofmanıyla yattığı için üzerini değişmesine gerek yoktu ama tişörtünü değiştirmek istedi. Böyle özel günlerde babaannesinin ona aldığı tişörtü giyer, uğurlu geldiğine inanırdı. Yeonjun kapının orada onu beklerken Beomgyu dolabına ilerliyordu, bir  yandan da tişörtünü çıkarmıştı. Dolabına ulaştığında direkt uğurlu tişörtünü giydi. Bu olay en fazla 30 saniyede gerçekleşmiş olsa da Yeonjun hâlâ bunun etkisindeydi. Bir anda neye uğradığı şaşırdı ve sesli bir şekilde yutkunduktan sonra devam etti.

maze in the mirror ⋆ #beomjun #yeongyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin