Beomgyu cenaze işlerini halletmişti ve geri dönmek için otobüse bindi. Yeonjun'un odasından ayrıldığı gün telefonunu kapatmış ve hiç açmamıştı.
Telefonunu açarken Yeonjun'dan mesaj geldiğine emindi, önce okumamayı düşündü ama bundan hemen vazgeçti.
Daniel🌟:
Beomgyu çok özür dilerim
Gerçekten ne diyeceğimi bilemiyorum
Yaptığım hoş değildi biliyorum
Ama seni öyle görmeye daha fazla dayanamazdım
Daniel🌟:
Benden nefret ediyorsun değil mi?
Özür dilerim.
Böyle olsun istemezdim...
Keşke o mesajı hiç atmasaydım.
Daniel🌟:
Özür dilerim Beomgyu.
Kendim olmaya korktuğum için özür dilerim..
Cesaretim olmadığı için özür dilerim..
Böyle biri olduğum için özür dilerim..
Daniel🌟:
Tek amacım yanında olup seni desteklemekti.
Ama sana daha zor günler yaşattım.
Özür dilerim..
Daniel🌟:
Umarım iyisindir..
Binanın hiçbir yerinde yoksun.
Nereye kayboldun??
Lütfen kendine dikkat et.
Daniel🌟:
Normalde hep şirkette olurdun.
Yoksa babaannenin yanına mı gittin?
Belki de dinlenmelisin bu şekilde.
Daniel🌟:
Özür dilerim
Yeonjun sürekli özür dilediği için Beomgyu'nun kalbi sızlatmıştı. Gerçekten hiçbir sebep yokken kendisini desteklemişti hatta çoğu zaman mutlu etmişti. Hem Daniel olarak hem Yeonjun olarak yanındaydı daima. Ama neden böyle hissettiğini bilmiyordu. Sanırım kandırılmış olmak, salak yerine koyulmak onu kırmıştı.
Beomgyu'nun dinlenmeye ihtiyacı vardı hem de çok uzun bir süre.
Yurda geldiğinde direkt kendisini yatağına attı.
Ve eline telefonunu aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
maze in the mirror ⋆ #beomjun #yeongyu
Fanfic[%50 texting] Hayatımın en karanlık zamanlarını geçirdiğim, beni esir eden aynanın içinde mutluluk tohumları yeşermeye başlamıştı. Aynada çatlaklar oluşturan o tohumların kime ait olduğunu bulmak istiyordum.