Bay Yanlış

41 18 85
                                    

oy ve yorumlarınızı eksik etmeyiniz.


''En kötüsü de etrafa renk saçarken, kendi içinde siyah olmak.''


Hayatımız bizim verdiğimiz kararlardan oluşmuyor muydu? Doğrular ve yanlışlar. Ya doğru olarak bildiklerimiz yanlış, yanlış olarak bildiklerimiz doğruysa? Kendimizi biz batırıyorsak, içten içe  kendi kalemizde duygularımız ve mantığımızla savaş içinde olup onları görmezden gelerek amaçsızca savaşıyorsak?

Kim bilir uyanalı kaç saat oluyordu. Dün ki yaptığım amaçsız duygu karmaşasını düşünmekten gözüme bir gram uyku girmemişti. Girse bile en fazla iki buçuk saat ancak ederdi. Tanımadığım o adama karşı kalbim birden bire hızlanmıştı. Bunun sebebinin aslında yıllar önce geride bıraktığım merak duygusu olsa gerekti. İnsanların hayatlarını, benim hakkında söylediklerini ve daha bir sürü şeyi merak etmeyeli çok oluyordu. Yıllar sonra bu duygunun beni yoklaması beni şaşırtan bir diğer etkenden biriydi. Dün arkadaşlarıma söylemiş olduğum şeyler bir anlık duygusal boşluktan oluşmuş cümlelerdi. Ben birisine hiçbir zaman sevgi veya aşk duygularını beslememiş birisiydim ve dünkü olayın bu duygular açısından olduğunu da sanmıyordum. Sonuçta beslememiş olmam o duyguların nasıl bir his olduğunu hissetmeyeceğim anlamına gelmiyordu.

Bir anlık duygusal boşluk yüzünden arkadaşlarımında duyguları ile oynamak, aslında olmayan bir şeyi varmış gibi göstermek, moralimi sabah sabah daha fazla bozulmasına sebep olmuştu.

Yatağımda daha fazla pineklemekten vazgeçip hastaneye de geç kalmamak adına uzandığım yerden kalkıp rotamı lavaboya hedefledim.Ellerimi ve yüzümü yıkadıktan sonra dolabımın karşısına geçip siyah bir pantolon üstüne beyaz bir crop tişört geçirip hareket bakımından rahat olmak için beyaz sporlarımı geçirdikten sonra saçlarımı tepeden bir at kuyruğu yapıp makyaj olarak dudaklarıma dudak parlatıcısı sürerek, göz makyajı olarak da far ve rimel sürdükten sonra küçük bir sırt çantası alıp içine gerekli olan eşyalarımı koyup odadan mutfağa kendimi atmam bir olmuştu.

Bir bardak su içip sindirim sistemimi sabah sabah çalıştırdıktan sonra kahvaltı olarak haşlanmış yumurta yapıp, sallama çayımı koyup yirmi dakika da kahvaltımı bitirdim. Portmantodan kot ceketimi ve çantamı elime alıp kendimi kapının dışına atmam bir oldu.

Apartmandan herhangi bir komşuyla muhabbete girmeden inmem ile olduğum yerde kendimi alkışlayıp arabama doğru ilerleyip arabama atlamamla kırk dakika da hastaneye vardıktan sonra  bi' huh'layıp  odama doğru ilerlemeye koyuldum. Koridorda gördüğüm hastalara, hemşirelere tebessüm edip odama girip montumu ve çantamı asıp üstüme önlüğümü giydikten sonra kantine doğru ilerlemeye başladım. Birazdan iki manyak arkadaşımın odama damlayıp dün akşam gruba yazdığım yanlış duygular konusunda beni sorguya çekeceklerini bildiğimden ve kahve almaya zamanımın olamayacağını bildiğimden onlar gelmeden sıcacık kahvemi elime alıp odama geri döndüm.

Önümdeki hasta dosyalarına bakarken kapının birden hızlıca açılmasıyla bizimkilerin geldiğini anlamam uzun sürmemişti. Bardağımda ki son yudumu dikip ikilinin çatık kaşlarına bakmaya devam ettim. Daha fazla bunların ciddi olma çabalarına dayanamayıp konuşmaya başladım.

''Ne? Ne var? Niye kaşınız çatık bakıyorsunuz be?'' 

Belfü'nün yüz ifadesi hiç iyi şeyler söyleyecek gibi bakmıyorken konuşmasıyla doğru söylediğimi anlamış oldum.

''Kanka şimdi söyleyeceğim şey tıpta dahi yazmıyor. Ben senin beynine, kalbine sokayım tamam mı annecim? Kızım sen salak mısın! La madem duygularından emin değilsin ne bok diye bizi de heyecanlandırıyorsun. De mi Berkan?''

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 15, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Eller GünahkârHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin