Peygamber Efendimiz (s.a.v.), ümmetinin sözlerinde ve fiillerinde hâsılı her hususta Müslüman olmayanlara benzemelerini yasaklamıştır.
Hristiyan ve Yahudiler Aşura günü oruç tuttukları için, ashabına bir gün önce veya bir gün sonrasıyla oruç tutmalarını emretmişlerdir. Selam verme hususunda Hıristiyan ve Yahudilere benzememelerini emretmiştir.
Namaz vakitlerini ilan için ateş yakmak, çan çalmak gibi teklifler -Müslüman olmayanlara benzemek olacağından- Peygamber Efendimiz (s.a.v.) tarafından kabul edilmemiştir.
Gayr-i Müslimlerin ibadet vakitlerinde namaz kılmak, onlara benzemek olacağından mekruh görülmüştür.
Daha birçok hususta onlara benzemeyi yasaklamıştır.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir hadîs-i şerîflerinde "Kim bir topluluğa benzerse, o kimse onlardandır." buyurmuştur. Bu benzeme, bayramlarına, kıymet verdikleri günlere, haç, zünnar gibi şeylere kıymet vermek gibi hususlardadır.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir hadîs-i şerîflerinde:
"Ümmetim, kendinden evvelki ümmetlerin yolunu karış karış, arşın arşın takip etmedikçe kıyamet kopmaz." buyurdular.
Bu hadîs-i şerîfte, Müslümanların diğer ümmetlerin ahlâka aykırı hal ve hareketlerini takip ve taklid etmeleri yasaklanmıştır. Şüphesiz her dinin ve her topluluğun kendine has bir örf ve adeti vardır.
Müslümanların hiçbir dini ve hiç bir milleti taklide ihtiyacı olmayan bir medeniyeti ve hususiyeti vardır.
Furkan sûresinin "Ve onlar (sâlih kullar) yalan yere şâhitlik etmezler (yalan söylenilen yerlerde durmazlar), faydasız bir şeye rastladıkları zaman yüz çevirip geçer giderler." meâlindeki 72. âyet-i kerîmenin tefsîrinde bazı müfessirler "onlar müşriklerin bayramlarına uğramazlar, orada hazır olup durmazlar." diye tefsir edilmiştir.