secundus

697 82 64
                                    

Kendimle bile konuşmak içimden gelmezken insanlara güvenip nasıl konuşabilirdim ki? Kendimden nefret falan etmiyordum, katil olarak da görmüyordum açıkçası kendimi. Önüne gelen her insanı öldüren bir psikopat da değildim. Evet, insanlar para karşılığı birilerini öldürmemi istiyordu, ama bunu sorgulamadan ya da kendimce bir araştırma yapmadan yapmıyordum. 

Şu anda da karşımda ki ekrandan okuduğum -kendimce-önemli yerleri not alıyordum. Yazılan öldürme sebebini okurken kaşlarım çatılmıştı.

Hiç ikna edici değildi. Adam, eşinin ve iki çocuğunun cesetlerini çeşitli yerlerinde ısırık izleriyle vücudlarından tüm kanın emilmiş bir şekilde bulunduğunu, bunu yapanın bir vampir olduğunu düşündüğünü yazmıştı.

Hiçbir şekilde mantıklı gelmeyen bu açıklamalar canımı sıkmaya başlamıştı artık. Basit bir intikam yüzünden kurulmuş bu saçma senaryo sinirlenmeme sebep olurken numarasını da yazmış olduğunu görünce iş için kullandığım telefondan numarayı çevirip adamı aradım.

İlk çalışta açılan telefondan gelen kesik kesik nefes sesleri benim aradığımı anladığını gösteriyordu. 

"O kadar saçma sapan şeyler yazmışsın ki bu işi neden kabul ettiğimi sorgulatıyorsun bana. İkna olmak için kendim gidip emin olmam lazım. Gönderdiğin adrese gideceğim, mantıklı bir şeyler bulursam o zaman tekrar iletişime geçerim seninle, ama eğer seni hiç aramazsam bil ki uydurduğun şeyler yüzünden işten vazgeçmişimdir." 

Bir şey söylemesine fırsat vermeden telefonu kapattım. Bahsettiği yer şehrin dışın da bir mekandı. Daha önce hiç duymadığım yere gitmek için saatin gece yarısı olmasını beklememi yazmıştı. Evden çıkmak için son iki saati de araştırma yaparak geçirmiştim.

Bu sadece bilgi edinme amaçlı bir gözlem olacağı için yanıma ufak ve hafif bir silah almıştım. Siyah pantolon ve siyah bir gömlek giyerek dikkat çekecek bir detayın olup olmadığını kontrol ederken normalde de dikkatleri üzerine toplayan biri olmadığım için bu sorun olmayacaktı.

İnsanlar tarafından duygusuz ve soğuk biri olarak anılmam tam şu anda çok işime yarayacak gibi gözüküyordu. Son kez eksik bir şey var mı diye kontrol ettikten sonra kapıyı kitleyerek evden çıkmıştım. Gelmesi için asansör düğmesine basıp beklemeye başladığım da  Telefonumu çıkarıp adamın dikkatli olmam hakkında saçmaladığı cümlelere göz devirirken duyulan sesle asansörün geldiğini anlayıp gitmek için hazırlanmıştım ki az önce kapattığım kapının çok hafif bir şekilde aralık olduğunu gördüm.

Belime yerleştirdiğim silahı yavaşça elime alırken daire kapısına doğru yürümeye başladım. Kilitlediğime emin olduğum kapının birkaç saniye içinde açık olmasını görmek ister istemez şüphelenmeme neden olmuştu.

Kapı koluna dokunmadan ayağımla hafifçe ittirerek içeri girmiştim. Kapalı olan ışıkları açmak yerine salona doğru ilerlemeye başladım. Evde adım seslerimden başka hiçbir ses duyulmuyordu.

Silahın emniyetini açtığımda duyulan ses kendimi güvende hissetmemi sağlarken evin içinde ki ölüm sessizliğini yatak odamdan gelen ve çok dikkatle dinlendiğinde duyulabilecek  bir ses bozdu. Adımlarımın yönünü oraya çevirdiğim sırada kapalı olan kapı kolunu tutmuştum. Tam yavaşça açıyordum ki telefonumun sesiyle elimi kapı kolundan çektim.

İş için olan telefonu susturmak için bir an önce açtım. 

"Sana beni istediğin gibi arayabileceğini kim söyledi! Ararsam ben ararım demiştim sana!" sert bir ses tonuyla konuştuğum da hattın diğer ucunda ki adam alışık olduğum titrek ve kısık sesiyle konuşmaya başladı.

Sniper [YiZhan]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin