Sonunda taburcu olmuştu elçin. Herkes etrafında pervaneydi. Babası Rauf ağa ise kızına bakamiyordu. Miransa konuşmak için cabalasada kimse izin vermiyordu.
Elçin odasına çıkmış yatağına uzanıyordu.
Kapı çalınca "gir"dedi semra bir kaç poşetle gelmişti."bunlar hastaneden getirdim kızım buraya bırakıyorum " diyerek koltuğa bıraktı. Kapının eşiğine gelip"birşey istermisin"dedi elçin başını hayır anlamında sallayınca çıktı.
Canı sıkılıyordu. Telefonunu alıp nisayi aradi ama açan olmadı. Beyzayi aradı ama oda açmadı. Bu sefer odanın içinde gezmeye başladı. Daha sonra poşetlere baktı. İçinden kıyafetleri alıp dolabına yerleştirmeye başladı. O sırada bir not düştü.eline alınca kasları catildi.
~ lütfen bir kez olsun konuşmama izin ver~
Dayanamadı ve aradı mirani. Zaten bir haftadır sürekli konuşmaya çalışmıştı.
Ama istememişti hem o istese amcası şahin izin vermezdi.
Telefon açılınca Miran heycanla
-alo elçin
+.....
-aradin ben ben ne diycegimi bilemedim
+.....
-konus lütfen iyi misin sesini duyuyim
+Ne istiyosun
-konusmak
+Konuşacak bisiy kalmadı.
-lutfen dinle bugun hava kararmadan seni gittiğimiz ağacın altında bekliycem. Sen gelmesende orda beklerim sen gelene kadar
+İyi bekle
-gorusuruz
+.....
Elçin suratına kapattı telefonu üzülüyordu.
Kafasını dağıtmak için eline bir kitap aldı ve okumaya başladı.
"Yalnızım. Çünkü herhangi biriyle değil.
Degecek kişiyle devam etmeliyim bu yola" can güzelim bir siiriydi. Kitaptaki adam sevdiğine okuyordu.
Biraz daha okudu ama sonunu merak ettiği için baktı zaten çok kitap okumayı seven biri değildi.
Sonunda evlenmislerdi. Ama alternatif bir final daha hazırlamıştı yazar ve su cümlelerle sonlandirmisti;
"Olmuyor değil mi? Ne yaptığını merak ediyosunuz nerde olduğunu hemde deli gibi. Unutmak istiyorsunuz ama olmuyor. Yüzü gülüşü bakışı hiç çıkmıyor aklınızdan.
Zaman zaman karninizdan kalbinize bir ağrı hissediyorsunuz. Bensiz yapabilir mi? Yada ben onsuz yapabilir miyim?
Olmuyor ne siz onsuz ne de o sizsiz yapamıyor. Ama hayat bu her zaman mutlu son olucak değil ya. Ha sunuda unutmayin;
Mutlu son yoktur. Cunki eğer bı son varsa orada mutluluk olmazdı. Ama siz yinede mutlu sonlara inanın olurmu? "
Elçin bunu okuyunca sanki derin bir acı hissetti. Miranla olan şeyler aklına geldi. Belkide bu yüzden dedi içinden.
Kendini kötü hissedince duşa girmek istedi hep böyleydi ne zaman kötü olsa soğuk su ile duş alırdı.***
Elçin mutfakta semraya yardım ediyordu.
Yemek yenmiş herkes çay içiyordu.
Elçin ise hala mirani düşünüyordu hava soğuktu. Semraya odama cikicam deyip yukarı gitti. Yinede vicdani el vermemişti. Gidecekti gizlice. Üzerine kalınca bir hırka aldı daha sonra gizlice arka kapidan çıktı.
Havanin sovukluguyla titredi. Yoldan taksi geçtiğini görünce el hareketi yaptı. Taksiciye yolu tarif edip geldi.
Miran ordaydi. Oturmuş öylece etrafı izliyordu.
Sessizce yaklaştı elçin kızarmıştı Miran soğuktan. Nede hasret kalmıştı ona.
Yerde olan çubuğa basınca Miran onu farketmisti.
"Geldin biliyordum" Miran heycanla sarıldı ona kokusunu içine çekti.
"Geldim hemen konuş gitmem gerek."
"Otur" ikiside Kaya'nın ustune oturdular.
"Özür dilerim. Her şey için senin içinde kendim içindi baban içindi. Ama ben bilemedim. Evet amacım seninle evlenip sonra ayrılmakti. Ama nerden bile bilirdim sana sık olucagimi. İnan çok denedim. Olmaz dedim. O sana emanet ama olmadi. Sonra eğer sana kötü davranirsam en azindan kolay ayriliriz sandım ama olmadi.
Yapamıyorum ben sensiz yaşayamam.
Affet beni " Miranin gözleri dolmuştu.elcinde aynı şekilde.
"Ben gitmeliyim"
"Peki. ben seni bırakıyorum."
"Tamam"
Birlikte arabaya bindiler ama ikiside hiç konuşmadı.
Sokağın başında durdular. Elcin araçtan inerken Miran onu tuttu ve
"Özür dilerim. Ama seni sevdiğim için pişman değilim."
Elçin derin bir nefes aldı ve indi. Gizlice odasına çıktı.
Tam uzerindekileri cikaricakken kapısı çaldı. Hemen ceketini çıkardı. Ve kapıyı açtı şahin amcasiydi.
"Güzelim iyi misin"
"İyiyim amca"
"Noldu niye bu kadar soğuk elin"
"Terastaydim ondan "
"Kızım deli misin çıkma bu soğukta"
"Tamamdır."
"Bak konuştuğumuz gibi bilet aldım ama tek bilet kalmıştı. Sen git İzmir'e ben hemen sonra gelicem. O kadar dedim sana uçakla gidelim diye taktın otobüs otobüs"
"Aman amca uçak sevmiyorum."
"Peki peki"
"Ne zmn"
"Yarın"
"Neeee"
"Kızım sussana ne bagiriyon en erkeni iste"
"Nasıl hazirlancam"
"Yaparsın hadi"
"Ama amca"
"İyi geceler"
"Sanada"
Elçin derin bir nefes alıp bilete baktı. Bide saat 10.00 şaka mi bu diye düşündü. Hemen bir duş almak istedi. Sonra vazgeçti valizini hazırladı. Daha sonra duşa girdi.
Bı anda yatağının üzerinde duran çiçekleri görünce şaşırdı. Eline alıp not var mı diye baktı. Not yoktu. Telefonuna. İldirim sesi gelince anladı mirandi.
~en sevdiğin biliyorum. Söz veriyorum sana her gün bu papatyalar dan getiricem~
Elçin yine ağlamaya başladı yarın gidicekti ama onun haberi yoktu.
Yatağına girdi ve uyudu.***
Sabah alarmın cırtlak pis nalet sesiyle uyandi. saat 08.00di kalkıp uzerini değiştirdi. Aşağı inip kahvaltı hazırlanmasına yardım etti elçin. Mutlu gözükse de mutsuzdu. Gitmek istemiyordu burdan. Herkes sessizdi sofrada.
Saat 09.00 olmuştu
''ben artık kalkiyim"
"Daha var kızım."
"Erken gidiyim"
"Nasıl istersen" sevgi anlamisti.
Elçin avluda tek tek herkesi öptükten sonra taksiye bindi. Kimsenin onunla gelmesini istemiyordu. Garaja geldi ve bekleme salonunda oturdu. Miran ise sabah erken uyanıp papatya almaya gitmişti. Bu kez kendi gidicekti. Kimse umrunda değildi.
Çiçekleri aldıktan sonra kokladı ve arabaya binip konağa sürdü. Kapıyı çaldı ama açan olmadı. Bu sefer daha sert çaldı. Semra elinde bez ile geldi. Mirani görünce şaşırdı.
"Ne işin var burda oğlum "
"Elçin nerde semra abla"
"Gitti"
"Nereye"
"İzmir'e"
"Nasıl b.. beni birakip gitti öyle mi"
"Evet"
"Yalan söyleme gitmez "
Miran hızla içeri girdi şahin onu görünce hemen yanına indi
"Niye geldin lan"
"Elçin nerde"
"Sanane"
"Elciiin ciiikkk"
"Yok lan burda "
"Ne oluyor" o sırada elçinin dedesi indi aşağı mirani görünce şaşırdı.
"Dedem elçin"Miran konusamadi.
"Gitti oğlum"
"Ama ama gidemez bırakmaz ki beni"
Miranin gözünden bir damla yaş aktı herkes onun bu haline üzülmüştü. Şahin bile
Hatta öyle ki
"Git getir lan daha var yetişirsin."dedi herkes bu dediğine öyle şaşırdı ki Miran bile donup kaldı.
"Hadi olum gitsene kalsın burda"
"Nerde"
"Garajda saat 10da kalkar"
"Tamam"dedi fırladı Miran koşarak gitti.
Ama sadece 20 dk vardı. Elçin artık kalkmış otobüse yerleşmişti. Muavin biletlere alakalı kontrolü yapmıştı. Araç yavaştan hareket etmeye başladı. Elçin icinden keşke burda olsan Miran keşke diye geçirdi. Kendini ağlamamak için zor tutuyordu.
Kulaklığını takti ve ilk çalan şarkıyı dinledi.
Müslüm Gürses affet radyodan dinliyordu.
Miran koşarak merdivenleri çıkıyordu önüne çıkan ilk kişiye otobüsü sordu. Şansa bugün etraf çok kalabalıktı. İğne atsan bulamazdin. Kalabalığın arasından ilerlemeye basladi. Ama yoktu o sırada giden bir otobüs gördü yazıyı okuyunca anladi gitmişti. Öylece çöküp kaldı yere. Boş gözlerle etrafına bakıyordu. Elçin sarkinin bitiminin ardından kapaticakken radyocu "hayat bazen; otobüsün sol camına bakarken sağ camında kacirdiklarimizdan ibarettir." Elçin on refleks ile saga yani karşı cama baktı ve mirani görür gibi oldu. Geldi diye düşündü içinden. Ve inmek istiyorum dedi.
Apar topar indi valizini hızla sürüp yukarı çıktı. Miran diz çökmüş duruyordu. Kalbi acıdı elçinin bu fazlaydı daha fazla acı istemiyordu. Mutlu son ile okuduğu sözler geldi aklına. Kimin umrunda mutlu yada mutsuz benim sonum onunla dedi ve Miran diye seslendi. Miran sesini duyunca heycanla kalktı ve etrafına bakındı. Elcini karşısında görünce koşarak sarıldı. Tabi biraz zor oldu. İnsanlardan gecilmiyordu.
Sıkıca sarılıp birbirlerinden özür dilediler. İkiside ağlıyordu. Miran elçinin dudaklarına minik bir buse kondurdu. Ve elçinin elinden tutup eve götürmek üzere yola çıktı.Evet hikaye bu kadar açıkçası daha uzun uzun yazmak isterdim. Ama bu karantina dönemi hepimizi yıprattı. Daha fazla devam etmek istemedim. Okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Şimdilik yeni birşey yazmiycam. Ama en kısa sürede dönmek istiyorum. 😊
Bu arada her ne olursa olsun hep mutlu olmanın yolunu bulun. Bı yerlerde mutlaka şans yüzünüze gulucektir.
Meşhur sorumu soriyim;. Peki ya siz mutlu sonlara inanır mısınız?
Hoşçakalın iyi kalın.🙏♥️♥️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞİRET AŞKI
RomanceDaha 18 yaşındaydı adam ise 25 kim bilir belki de kimsenin göremediği o imkansız aşk vardı...