"Son çalışmamızı hangi denek üzerinde kullanmayı düşünüyorsunuz Profesör?"

"Sanırım, 28 numaralı odadaki denekte kullanacağız, 18 yaşını geçen gün doldurdu. Onu kullanabiliriz."

"Ama bunu gerçekten kaldırabileceğini düşünüyor musunuz Profesör? Daha önce onun üzerinde hiçbir şey denemedik ve bu en son ki çalışmamızı onun üzerinde denemek doğru mu sizce?"

"Size düşüncenizi soran olmadı Profesör Hwang, onun üzerinde kullanacağız."

"Peki efendim."

"Bana Taehyung'u çağır."

Profesör Hwang ayağa kalkarak odanın çıkışına doğru yürüyordu ama ne yaptığının farkında bile değildi, sadece acıyordu. Çok fazla acıyordu...

İleride ki odanın kapısının önünde duran Taehyung'u görünce gel işareti yapmıştı. Taehyung aceleyle gelirken neler olduğundan habersizdi.

"Profesör Hwang?"

"Taehyung, içeri gir. Profesör seni çağırıyor."

Taehyung başını sallayıp içeri adımlamıştı, alışkındı. Günde birkaç kez bu odaya gelir, buranın başında ki Profesörün ona verdiği emirleri yerine getirirdi. Bu emirlerse genellikle deneklere verilmesi gereken şeylerdi.

"Beni istemişsiniz Profesör."

Masasında oturan profesör her zamanki gibi çatık kaşlı, sert bakışlıydı. Gözlerini Taehyung'a dikip süzerken Taehyung titrediğini hissediyordu.

Profesör süzmeyi sonlandırınca hiçbir şey olmamış gibi masadaki küçük tüpü Taehyung'a uzatmış, Taehyung da hemen almıştı. "Bu nedir Profesör?"

"Bugün tamamladığımız büyük çalışmamız, işe yarayacağını umuyorum. Bunu 28 numaralı odadaki denek üzerinde deneyeceğiz ve bunu ona vermek senin görevin."

"Ama efendim o bunu kaldıramayacakt-"

"Profesör Hwang da aynısını sordu ve ona verdiğim cevabı sana da veriyorum Taehyung. Sana düşünceni soran olmadı, kararları ben veririm. Sen sadece basit bir çalışansın, benim emirlerime uymak zorunda olan biri."

"Haklısınız efendim."

Taehyung sinirden sıktığı dişleri arasından konuşurken kendini dizginlemek için büyük uğraş veriyordu. Önüne geleni aşağılayan bu adama karşı içinde beslediği büyük bir nefret vardı.

"Şimdi çık ve görevini yap."

"Peki efendim."

Elindeki şişeyle odadan çıktığında Profesör Hwang'ı bir köşede diz çökmüş ve saçlarını çekiştirirken görmüştü. Bir derdi vardı ama Taehyung şuan ona yardım edemezdi. Görevini yerine getirmeliydi, ucunda buradan kovulma olan görevini...

Uzun ve beyaz koridorlarda hızla yürürken gözlerini oda numaralarında gezdiriyordu. 28 numaralı odanın kapısında durmuştu, diğer odalardan bir farkı yoktu. Bembeyaz bir kapısı ve kapının yanında içerideki kişinin ismi yazıyordu.

Bu sırada odanın kapısı açılmış ve içeriden birkaç kişi çıkmıştı. "Her şey hazır Taehyung, gerisini sen halledeceksin."

Taehyung cevap vermeyerek başını sallamış ve odaya girip kapıyı kapatmıştı. Ortadaki yatakta makinelere bağlı bir şekilde yatan denekten başka kimse yoktu.

Denek her ne kadar makinelere de bağlı olsa sağlıklı ve dinç görünüyordu. Siyah saçları, bembeyaz teniyle gözlerini Taehyung'a dikmiş bakıyordu.

Room Number 28Where stories live. Discover now