Bu bölümü medyadaki video eşliğinde yazdım, çok güzel *-*
Bilmeyenler için söyleyeyim, ben daima iç sesime güvenir ve onun dediklerini yaparım. Ve bugün iç sesim bu bölümü birine ithaf etmemi söyledi. Tanımıyor olabilirim ama olsun <3
İyi okumalar...
***
İstemiyordu Taehyung... O küçük çocuğa daha fazla acı çektirmek istemiyordu. Profesöre birkaç kez gidip görevini başka birine vermesini rica etmişti ama her seferinde reddedilmişti.
Yine çocuğun odasının önündeydi. Ayakları içeri girmemek için direniyordu sanki... Ama yapmalıydı, bugün ki dozunu vermeliydi. Bekledikçe daha çok zorlanacaktı, daha ağır gelecekti omuzlarına bu yük. Bir an önce yapıp gitmeliydi, her gün olduğu gibi...
İçeri girmiş ve çocuğa hiç bakmadan şırıngaları ve küçük tüpleri dizdiği masaya yönelmişti. Her zaman ki gibi şırıngalardan birine sıvıyı çekip bir parça pamuk hazırlıyordu, sanki her şey aynı gibiydi. Ama hissettiği vicdan azabı artıyordu...
Çocuğun yattığı yatağın kenarına oturup şırıngayı eline aldığında çocuk çoktan kıyafetini sıyırmış bir şekilde ona kolunu uzatıyordu, kaderini kabullenmiş gibiydi. Taehyung bunu görmek istemiyordu, çocuğun bu zavallı halini görmek istemiyordu.
Çocuğun kolunu kavrayıp şırınganın ucundaki minik iğneyi hafif morluklar oluşmaya başlamış yere batırmıştı, canı yanıyordu çocuğun ve Taehyung bunun farkındaydı. Çocuk dişlerini birbirine bastırıyor, ne kadar canı yansa da inatla bir şey demiyordu.
Sanki güçlü olduğunu kanıtlamak istercesine dayanmaya çalışıyordu. Tüm enerjisini harcamak pahasına hem de...
Taehyung işini bitirip şırıngayı çöpe attıktan sonra odadan çıkmıştı. Karşıdan elinde tepsiyle gelen bir personeli görünce durmuştu. Bir anlık düşündükten sonra adamın yanına gidip elindeki tepsiyi kendisine vermesini istemişti.
Adam tanıyordu Taehyung'u, 28 numaralı denekten sorumlu olduğunu da biliyordu. Tereddüt etmeden tepsiyi Taehyung'a uzatmış ve gitmişti. Taehyung daha az önce çıktığı odaya tekrar girmiş, görevlinin gelmesini bekleyen denekse şaşırmıştı.
Taehyung, çocuğun yatağının yanındaki sandalyeye oturup tepsiyi çocuğun kucağına bırakmıştı. Çocuk başını olumsuz anlamda sallayıp tepsiyi itmişti. "İstemiyorum."
Ne diyeceğini bilemiyordu Taehyung, ne zaman çocuğun yanına gelse öyle olurdu. Ama bu sefer konuşmalıydı, itiraz etmeliydi. Çocuğun yemeği yemesini sağlamalıydı.
"Yemen gerekiyor."
"Hayır Profesör."
"Ben profesör değilim Jungkook. Ve itiraz istemiyorum, yemeğini yiyeceksin. Güçsüz düşmeni istemem."
Jungkook gülmüştü, alaylı bir gülüştü bu. "Bu yemek beni güçlendirecek öyle mi?"
Taehyung şaşırmıştı, ne demeye çalışıyordu bu çocuk? "Evet, güçlendirecek."
"Geçen gün verdiğin kapsül gibi mi? Hani acımı azaltacak dediğin."
Taehyung'un boğazına bir şey sıkışmıştı sanki, konuşamıyordu. Farkındaydı çocuk, geçen gün verdiği kapsül acısını artırmıştı. Hâlbuki Taehyung 'Bu acını azaltacak.' diyerek kandırmıştı onu...
"H-hayır." Güçlükle konuşuyordu, çocuğun alaylı gülüşünü gördükçe daha da zorlanıyordu. "Bu gerçekten... Sadece normal bir yemek, normal yemek."
YOU ARE READING
Room Number 28
Fanfiction"Nasıl bir şey bu Jungkook?" "Ne?" "Diyorum ki, nasıl birşey? Bir deneyin kurbanı olmak..."