Taehyung laboratuardan çıkmış ve elindeki eldivenleri sıyırıp kenardaki çöp kutusuna atmıştı. Bugün Jungkook'un yanına hiç gitmemişti. Saatine baktı, geç kalıyordu ama halletmesi gereken bir şey daha vardı.

Denek odalarının olduğu koridorun ters tarafına yürürken acele ediyor, Jungkook'u fazla geciktirmek istemiyordu. Büyükçe kapılı bir odanın önüne geldiğinde kapıdaki görevli onu durdurmuştu.

"İzniniz olmadan giremezsiniz."

"İznim var."

Elindeki imzalı kağıdı görevliye uzattığında adam önce incelemiş, sonra da kapının kenarındaki tuşlardan şifreyi yazarak kenara çekilmişti. Taehyung içeri girdiğinde derin bir nefes almıştı, sonunda başarmıştı bu odaya girebilmeyi işte.

İzin alabilmek için çok uğraşmıştı ama değmişti. Oyalanmamak adına hemen dosya dolu rafları incelemeye başlamıştı.

"Min Hyunwoo, Kim Seojoon, Choi Hana, Jeon Jungkook... İşte!"

Jungkook'un dosyasını çıkararak ortadaki masanın üzerine koymuştu, ailesinin bu dosyada yazmasını umuyordu. Denekle ilgili bilgiler ilk üç sayfaya, geri kalan sayfalara ise onlara uygulanan deneyle ilgili bilgiler yazılırdı her zaman.

İlk sayfayı açıp okumaya başlamıştı;

İsim: Jeon Jungkook

Doğum Tarihi: 1 Eylül 2002

Aile Durumu:

-Tek çocuk

-Herhangi bir akrabası yok

-Babası bilinmiyor

-Babası bilinmediği için annesinin soyadı verildi

-Annesi 4 numaralı denek

Şaşırmıştı Taehyung, daha önce bu kadar az bilgi bulunan bir denek dosyası görmemişti. Dosyayı kapatarak tekrar diğer dosyalara bakınmaya başlamıştı.

"Park Jisung 2 numara, Seo Taemin 3 numara, Jeon Ji Eun 4 numara...! Sanırım bu."

Dosyayı alarak masadaki Jungkook'un dosyasının yanına koymuş ve incelemeye başlamıştı, bunda da çok fazla bilgi yoktu.

İsim: Jeon Ji Eun

Doğum Tarihi: 29 mayıs 1974

Aile durumu:

-Kardeşi küçük yaşta öldü

-Annesi veya babası yok

-19 yaşında denek olarak buraya getirildi

Ek Bilgi:

-28 yaşında kimden olduğu bilinmeyen bir çocuk doğurdu ve öldü

'Bu Jungkook olmalı' diye düşündü Taehyung. Annesi ölmüştü demek, babası ise bilinmiyordu. Annesi de bir denekti ve çocuğu doğurduktan sonra ölmüştü. Bir akrabası olmadığına göre Jungkook'u da kimse korumamış, bunu fırsat bilen Profesörler de onu ölen annesinin yerine denek olarak kullanmaya karar vermişlerdi.

Ne kadar acımasızlardı, Taehyung şimdiye kadar bunların arasında büyüdüğüne inanamıyordu. Jungkook'tan sadece 2 yaş büyüktü. Kendisi de bir denek olacaktı belki de, tabii Profesör Hwang onu sahiplenmeseydi.

Doğruydu, ne farkı vardı ki Jungkook'tan? Özel bir yeteneği yoktu, sağlıklıydı, denek olmaya uygundu. Taehyung bir kez daha Profesör Hwang'a çok şey borçlu olduğunu hissetmişti.

Jungkook ve annesinin dosyalarını alarak bu büyük odadan ayrılmıştı. Bunları Jungkook'a söyleyip söylememek konusunda kararsızdı. Üzülecekti bunları öğrenince, belki de kurduğu tüm hayaller yok olup uçacaktı.

Bir çocuğun hayallerini yıkmaya değer miydi? En azından bir ailesi olduğunu düşünüyor ve umutlanıyordu ama bunları öğrenirse ne olacaktı? Tek güç kaynağı da gidecekti.

Kararsızdı Taehyung, daha önce hiç bu kadar kararsızlığa düştüğünü hatırlamıyordu. Ne ara Jungkook'un odasının önüne geldiğini bile bilmiyordu.

Kapıyı açarak içeri girdiğinde Jungkook başını çevirip bakmıştı, memnun görünüyordu. Demek ki ısınmaya başlamıştı Taehyung'a...

"O dosyalar nedir Profesör?"

"Seninle ilgili dosyalar Jungkook, aileni bulmaya söz vermiştim. Bilgilerini buldum ama üzülmeni istemiyorum."

"Merak etmeyin Profesör, öldüler değil mi? Sorun değil, sadece kim olduklarını bilsem bile yeter bana."

Çocuğun bu kadar güçlü olmasına hayrandı Taehyung. Kendisi o durumda olsa asla böyle davranamazdı, böyle sakin tepki veremezdi, çabucak kabullenemezdi. Bilmiyordu ki, çocuğun uzun zamandır kendisini buna hazırladığını...

Dosyaları Jungkook'un kollarına bırakmış ve aletlerin bulunduğu masanın önüne gelmişti. Bugün ki dozu vermeliydi...

Taehyung şırıngayı hazırlarken Jungkook dosyaları inceliyordu. "Demek Jeon Ji Eun ha? Gerçekten güzel bir kadınmış."

"Ne?"

Taehyung fotoğraf gördüğünü hatırlamıyordu dosyada. "Son sayfalarda bazı fotoğraflar var da, oradan gördüm."

"Ah, anladım."

Doğru ya, dosyaların son sayfalarına deneklerle ilgili fotoğraflar veya çizimler konulurdu. Elindeki şırıngayla Jungkook'un yanına geldiğinde ona güç verici bir şeyler söylemek istiyordu. Çünkü bugün dozu biraz daha arttırmıştı. Mecburen...

Jungkook hala dosyalara bakarken kolunda artık tamamen morarmaya başlamış kısma şırıngadaki sıvıyı vermeye başlamıştı. Jungkook henüz tepki vermiyordu, daha sıvının tamamını vermemişti çünkü...

Sıvı bitmek üzereydi ki Jungkook acıyla inlemişti, dosyaları bırakmış ve başını kaldırıp derin derin nefes almaya başlamıştı. Dudaklarını ısırıyor, acısını bastırmaya çalışıyordu ama bu seferki acı dayanılacak gibi değildi.

Farkındaydı Taehyung, onun acı çektiğinin farkındaydı. Sıvı bitmişti, şırıngayı yavaşça çekip bir parça pamuk koymuş ve ayağa kalkıp elindeki şırıngayı çöpe atmıştı.

Jungkook kolunu tutuyor, dişlerini sıkıyordu. "Çok mu acıyor?"

Başını sallayarak cevap vermişti Jungkook, Taehyung onu nasıl mutlu edebileceğini, acısını unutturabileceğini düşünüyordu. "Jungkook, hadi kalk."

"Ne?"

"Kalk, biraz hava alalım? Sadece bahçeye çıkacağız zaten."

Jungkook hala acı çekse de hevesle başını kaldırmıştı, ama pek inanmış gibi görünmüyordu. "Ama benim çıkmam yasak-"

"Merak etme, ben senin için izin aldım. Daha doğrusu eğer dışarı çıkıp biraz hava almazsan belki de dayanamayıp öleceğini söyledim ve kabul ettiler."

Korkmuş duruyordu Jungkook, Taehyung açıklama yapma ihtiyacı hissetmişti. "Tabii ki de bu doğru değil Jungkook, sadece izin almak uydurduğum küçük bir yalan."

Tatmin olmuş gibi görünen Jungkook yataktan doğrulmuş ve yerdeki ayakkabılarını giymişti. "Hadi gidelim Profesör."

Room Number 28Where stories live. Discover now