Ruhun, Ruhuma Çok Yakın.

8 3 0
                                    

Ah, şu an da içimin neden bu kadar heyecanlı olduğunu anlamıyorsun, anlıyorsan da belli etmiyorsun ya, çok utanıyorum şu an. Bunları okuyacak mısın bilmem ama okuyacağının bilincinde olarak yazıyorum ya o kadar utanıyorum ki. Ellerim o kadar titriyor ki..hâlâ bu kelimeleri yazıyor olmam bir mucize gibi geliyor. Şu an da kalbim yerinden fırlayacak resmen, gözlerinin her değdiği noktada seni yansıtmaya çalışıyorum. Ruhumun o el değilmemiş köşelerine el değdiriyormuşsun gibi hissediyorum Venüs.. 

Ben burada içimdeki seni yansıtmaya çalışıyorum, umarım güzel yansıtabiliyorumdur. Cidden en karanlık yerimden tuttun ve aydınlığa doğru çekiyorsun beni. Umarım aynısını ben de sana yapabiliyorumdur. Hisleri yazmak cidden çok zormuş. Hani sen diyordun ya hislerimi pek gösteremiyorum sana diye. Bana hissettirdiğin tüm şeyler, diğer kişilerin hiçbir şeyine değişemeyeceğim şeyler. Ki değişmemi de istemediğini biliyorum. Değişmeyeceğim ben. Sen her ne kadar ''Gösteremiyorum pek.'' desen de senin o içtenliğindeki tüm hisleri hissedebiliyorum ben. Hani sana diyordum ya ben ''Bazen aklını okuyabiliyorum.'' diye. İtiraf ediyorum cidden bazen hislerin ruhuma taşınıyor Venüs. Ben sana her zaman boşuna demiyorum ruhumu ruhuna çok yakın bulduğumu. Bütün kelimelerimi sana aitleştirmek çok güzel geliyor biliyor musun? 

Bir tane şarkı var. Sözlerinin bir kısmında şöyle diyor: ''Güneş doğmaz bize, ölmedikçe gece.''  Bunu çok düşündüm ben ama sanki bir yanlışlık var gibi geliyordu bana. Belki anlam olarak mantıklı geliyor kulağa ama ikimizi düşününce, sanki güneşe ihtiyaç yokmuş gibi geliyor aydınlığa ulaşmamız için. Bana her Gece'm deyişinde bu aklıma geliyor nedense. Sanki aydınlığım bir tek sensin gibi hissettiriyorsun. Sana her Venüs'üm deyişimde sanki sana değilde ruhuna sesleniyorum. Bana her cevap verdiğindeyse de nefesimi kesiyorsun. Ağzımın açık kaldığını söylememe gerek yok herhalde:') Şu an bu yazıyı yazmamın sebebini gayet iyi biliyorsun ama iki gün sonra öğreneceksin bunu yazdığımı. İşte tam da bu yüzden çok heyecanlıyım. Saçmalıyor bile olabilirim şu an cidden ah..nefes alamıyorum bile.

Heyecandan bayılabilirim şu an. Bunları yazarken o kadar gülüyorum ki acaba sen bunları okuduğunda ne düşünürsün diye? Sanırım sen de gülüyorsundur Venüs. Seni seviyorum ve bunu defalarca belli ettiğimi biliyorum ama sanki her seni seviyorum deyişimde bedenim yeniden canlanıyormuş gibi hissediyorum. Bu yüzden söylemeyi bırakmak istemiyorum. Venüs şu an bunları okurken ne hissedeceğinden zerre emin değilim ağlar mısın bilemem, gülersin umarım. Hep gülmeni istiyorum. Ben yanında olamayacaksam da gül lütfen, ki yanında olmaya çalışacağım elimden geldiğince. İçine acı yerleşmesin hiçbir zaman. Belki bu biraz kıskançlığa girecektir ama benden başkasına bana güldüğün kadar gülmeni, benden nefret ettiğin kadar nefret etmeni istemiyorum. Nefret etmediğini biliyorum zaten sadece bazı anlar için dedim. Bu şeyleri söylememin sebebi her türlü duygunun çok güçlü olmasıyla alakalı. Nefrette çok güçlü bir duygu ve sadece sevdiğin kişilere nefret duyarsın. Bu yüzden dedim..tabii ufacık da kıskançlıktan:')

Lütfen dediklerimi aklının her bir köşesine kazı çünkü bunlar unutmanı istemeyeceğim şeyler. Böyle cümleleri ilk defa sana kuruyorum, umarım da son kişisindir bu cümleleri kuracağım. Seni seninle değil, benimle bırakıyorum bu cümlelerde. Her ne kadar yakınında olmasam da ruhumun ruhuna dokunduğunu söylemiştim ben. Rüzgarları seviyorum çünkü havaya bıraktığım her bir öpücüğü sana taşıyan şey rüzgarlar. Bazen senin kokunu benim burnuma doldurması için yalvarıyorum rüzgara. Umarım kokun değmiştir kalbime. Hani diyorum ya hep gökyüzünü seviyorum diye. Bunun sebebi beni sanki özgürlüğe ulaştırıyormuş gibi hissettirmesiydi ama şimdi gökyüzünü sevmemin sebebi ise seni anlatabileceğim tek şey olması. Ah, Venüs..ilk zamanlarda senden çok çekiniyorsam da iyiki seninle konuşmaya başlamışım. Nereden nereye geldiğimize baksana.

Hani sen dedin ya bana ''Bir nefes alıp verdiğini bilmek neden kalbimi titretir ki?''  bunları söyleyince benim de kalbimin titrediğini biliyor musun Venüs? Nefesimin kesik kesik çıktığını ya da? Ruhumun bedenimde sızlandığını biliyor musun? Kendimi seninle tanıdım biliyor musun Venüs? Her nefes alışımda ve verişimde sanki bu soluklar seni anıyor. Sanki tüm bedenim seninle doluyor. Nefes almanın çok değerli bir şey olduğunu öğrettin bana Venüs. Bu yüzümdeki gülümsememin çok değerli olduğunu da..ama sen olmasaydın ben yine değersiz görürdüm kendimi. Bunu istemeyeceğini biliyorum ama nefes alıp vermem için tek sebepmişsin gibi geliyorsun bana. O kadar güzel bir nedensin ki hayatımda, bütün sonuçlarına katlanırım ben senle olduğumda. O kadar güzelsin ki Venüs, bu cümlenin ağzımdan hiçbir zaman düşmeyeceğine eminim. Seni bütün kusurlarınla seviyorum ben. Hiçbir zaman olmadığın kişi için suçlamadım ben seni, her zaman olduğun senle sevdim. Her zaman içindeki o enerjiyi, o gülümsemeni çok seviyorum biliyor musun? Yaşamak için tek sebebimsin derken gerçekten söylüyordum sana. O kadar güzelsin ki başka hiçbir şeye bakamıyorum senden başka ama zaten bakmak da istemiyorum başkasına. 

Hep beni senle tamamla olur mu? Çünkü sen olmayınca kendimi bir hiç gibi hissediyorum ben. Ruhunu hep ruhuma dokundur olur mu? Her ne kadar cümlelerin yanaklarımı kızartsa da senden gelebilecek her noktayı çok seviyorum ben. Nefesini nefesimle tamamlamanı istiyorum ben her zaman. Kalbinin benimle aynı anda atmasını istemek çok mu saçma olur? Ama zaten sen benimle beraber tuhaf şeylere alıştığından bahsetmiştin. Sevgilim değilsin Venüs ama önceden de dediğim gibi sevgilim olsaydı seni her zaman ondan da çok severdim. Bütün duygularımın sana dokunmasını istiyorum ve duygularının da bana. Sanırım biraz bencilce konuşuyorum ama beni sensiz bırakmamalısın. Hep beni kendinle tamamlamalısın Venüs..bunları yaparsın değil mi?

Sevgimi anlatamam sana lâkin şöyle bir betimleme yapabilirim sanırım. Bulutlardaki o beyazlığa erişilemeyecek kadar, dokunulamayacak kadar çok seviyorum seni. Senin şu bakış açına bayıldığımı söylemiştim, sana cidden çok bayılıyorum Venüs. Lügâtımızda tek bir kelime kalmayana kadar konuşalım seninle, biterse de kelimeler, susalım hep ama yine seninle olayım ben. Beni senden mahrum bırakmanı hiç istemem, ki zaten bırakırsan da sonum olabilir bu. Kendime güvenemiyorum dediğim gibi. Dengesizce davrandığımı biliyorsun zaten. Senin dediklerini her zaman dikkate almaya çalışıyorum ama içimdeki şu silüetler susmak bilmiyor. Seni kırmak istemeyeceğimi biliyorsun ve seni kırarsam da bunu benim yapmadığıma emin olabilirsin. Yine de özür diliyorum kırdığım ve kıracağım tüm şeyler için. Şu an şu yazılardan bile ruh hâlimin çok değişken olduğunu anlayabilirsin. 

Şey diye düşünüyordum şu Wattpad'de insanlar, hikayeleri nasıl bu kadar betimleyerek uzatıyorlar? Şimdi sana yazarken daha iyi anlıyorum bunu. Sevdiğin bir şeyi yazarken sanki kelimeler, onu anlatmaya yetmiyor gibi anlattıkça daha zevkli geliyor. Hani bugün dedin ya bana karanlıktan korkuyorum diye. O an içimden keşke anlatabilseydim sana, karanlıkta bir senin olmadığını. Karanlıktan korkuyorsun ama karanlıktasın ya hani. Ben korkmuyorum ama buna rağmen karanlıktayım. O karanlıkta bile sanki bir yıldız gibi parladığının farkında mısın Venüs? O karanlıkta hep kalacaksak da ruhum çok yakın ruhuna Venüs. Her karanlıkta kaldığında ikimizin ruhunun çok yakın olduğunu unutma.. Ruhum, ruhuna çok yakın.   

Her zaman..                                                      

Ruhuma Dokunan YangınlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin