Gökyüzüm Siyah Olsa Da..

19 4 0
                                    

Sana yazdığım hikayeden sonra biraz, hatta çok heyecanlanmış olsam da bu bölümü yazmaya cesaret edebildim sonunda. Sanırım bu bölümü şiirlerle süslemek istiyorum. Ruhunun ruhuma her dokunuşunda bana anlattığı şiirler kadar olamaz lâkin yine de senin gibi değerli birisine bunu yapmak geldi içimden. Bu şiirlerin hepsi nedense seni bana anımsatıyor. Kabul edebilirim biraz acı doluyor içim ama yine de sevdiğim şiirlerden seninde tatmanı isterim biraz.

***

Bir gün adımı silmek istersen, ruhunu yok et!
Aşk seninle olan, seninle gelen en güzel davet.
Nizamsız sensizliğin ızdırabıdır cihana ibret!
Bir gün yalnız kalırsan ruhundaki beni hatırla
Yâr davet et beni o ruha, beraber yok edelim beni
Bensizleş! Unutma, içinde öldüremeyeceksin beni
Darmaduman oldum daha ne yapacaksın ki beni
Bir gün yalnız kalırsan ruhundaki beni hatırla
Sol yanımdan esen rüzgar burcunla karışmış
Korkulan olmuş, bu adam yokluğuna alışmış
Kimileri de seni sevdim diye beni deli sanmış
Bir gün yalnız kalırsan ruhundaki beni hatırla
Seni düşününce, sensizlikle burcum bulanıyordu
Sensizlik düşüncesi bile beni nefesimden ediyordu
İnan bu adam senden başka kimseyi sevmiyordu
Bir gün yalnız kalırsan ruhundaki beni hatırla.

Senden kalan bir hatıra mıdır soluk burcuma
Hatıra kalma, gel yerleş sensiz kalan soluma
Yazdıklarım yüreğine dokunmazsa bırak okuma
Bir gün yalnız kalırsan ruhundaki beni hatırla.

***

Ey kokular ormanında gezen yar, Bensiz yaşar mısın ormanın karanlık derinliğinde,
Bu ormanın müziği üstünde başka ruhlar yüzüyor,
Benim hasret kokan ruhum da yüzer senin hasret kokan ruhun üstünde.
[...]
İklim sıcaklığıyla baygın yattığı yere; Beni alıp götüren dalga olun, ey saçlar!
Ey abanoz denizi, sende göz kamaştıran
Bir yelken, kürek, alev ve direk rüyası var:
Ses dolu bir liman ki orada durmadan içer
Ruhum bol bol kokuyu, güneşi ve renkleri;
Yaldız, hare içinde kayıp giden gemiler Ebedi sıcaklıkla parıldayan bir göğü Kucaklamaya geniş kollarını açarlar. Sarhoşluğun aşıkı başımı daldırayım Bu siyah ummana ki öbür ummandan derin;
Ve benim sallantıyla okşanan ince ruhum
Yeniden bulsun sizi, ey verimli tembellik,
Sonsuz sallanışları gül kokan işsizliğin!
Sümbül saçlar,gerilmiş karanlıklar bayrağı,
Bana veriyorsunuz çepeçevre mavi göğü;
Boğumlu örgünüzün tüylü kıyılarında Sıcakça mest olurum birbirine karışık Hindistan cevizi, mis, katarn kokulariyle
Uzun zaman boyunca elim senin o ağır Yelene, yakut, inci, safir ekecek.
"Ta ki arzuma asla duygusuz kalmayasın
Sen,rüyaya daldığım bir vaha, hatıranın
Şarabını içtiğim bir testi değil misin?''

***

Nasıl bir ruhtu bizimki,
Baştan aşağı yürekten ibaret,
Nasıl bir istekti ve baş edilemez bir tutku,
Yaşadık ama yanılmışız,
Değiştirdik seninle biz yadsımadan yaşamayı.

Bir güvercin gibi ak
O gizli kıyıda
Susadık öğle üzeri
Ama tuzluydu sular
Sarı kumların üstüne
Adını yazdık onun
Ama bir rüzgar esti denizden
Ve silindi yazılar
Nasıl bir ruh, bir yürek
Nasıl bir istek ve tutkuyla
Yaşadık: yanılmışız
Değiştirdik öyle yaşamayı.

***

Ruhuma Dokunan YangınlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin