0.BÖLÜM: MASALLARA İNANMAYAN PRENSES

109 10 19
                                    

Ben bu Hikaye'ye ılık bir yaz gecesi 

23.06.2020 tarihinde

saat 21:00'da başladım sizde başladığınız tarihi atar mısınız?

🎵Nova Norda- Dinazorlar🎵

🎵Sertap Erener- Ben yaşarım🎵

İki demirin arasına bedenimi uzatıp kafamı çakıl taşlarına yasladım. Etrafı aydınlatan tek şey Ay'ın uzaklardan vuran aydınlığıyla parıldayan çakıl taşlarıydı.

Etraf karanlıktı.

Gece bir yığın sise bulanmıştı.

Bedenim esen soğuk rüzgarla titriyordu.

Gözlerim bir ışık huzmesine muhtaçtı.

Neden böyle olmuştu? Neden hayatım alt üst olmuştu?

Düşüncelerim zihnimden taşarken sağ tarafımda günlerdir bana kafayı yedirten bedeni gördüm.

"Gidiyor musun?" dedi cızırtılı sesiyle.

"Evet." dedim bakışlarımı tekrar gökyüzüne çevirip karanlığı izledim tek bir yıldız bile yoktu.

"Böyle kolay mı pes ediyorsun?" dedi yine duygudan yoksun aynı cızırtılı ses tonuyla.

"Dayanamıyorum." dedim. Avuç içlerimi çakıl taşlarında gezdirdim.

"Ölüm bir kurtuluş değil ama." dedi.

"Ben bir kurtuluş istesem yaşamayı seçerdim ben ölmek de istemiyorum ben yok olmak istiyorum." dedim burnumdan derin bir nefes alıp "Kimse tek parçamı bile bulamasın istiyorum."

"Nasıl yani?" dedi sol tarafımdan gelen ince kadın sesi kafamı o tarafa çevirip sesin sahibini inceledim.

Sarı, koyu, kalın dalgalı saçları yüzünün sağ tarafını kapatıyordu. Gözünün rengi karanlık nedeniyle tam görünmese de yeşil olduğunu tahmin ediyordum.

Elinde tuttuğu törpüyü bana doğru salladı. "Ne demek yok olmak istiyorum?" dedi sol tarafındaki kaşı yukarı doğru kalktı. Omuzlarıma batan sivri çakıl taşlarına rağmen indirip kaldırdım omuzumu.

"Misina aptallık ediyorsun." dedi havaya kaldırdığı kaşını indirip çattı, ellerini beline yaslayıp bana doğru eğildi saçları yüzünün hafifte olsa bir kısmını açarken oradaki alnından başlayan bir yara izini gördüm parmağımı uzatıp orayı gösterirken "Bu nasıl oldu?" dedim.

Geriye çekilip boğazını temizledi görünen gözü ışıldarken göz pınarlarının dolduğunu anladım. Yutkunma sesi kulaklarımda yankılandı.

"Misina." dedi başımın üstünden gelen bir başka ses gözlerimi yukarı doğru kaldırıp onu görmeye çalıştım.

Kocaman kahverengi gözleri vardı. Gözleri gerçekten çok büyüktü ve sanki canlı bir anime karakterine benziyordu. Yüzü küçük dudakları inceydi. Sıska ve çelimsiz vücut hatlarına sahip gibi duruyordu. Kahve rengi uzun saçları dağınıktı.

"Bize bunu yapma küçüğüm." dedi tatlı bir ses tonuyla. Yüksek sesli bir kahkaha attım. Gözümden damlayan tek damla yaşı silerken kahkahalarımla uçan ve çığıran kargaların sesi ortama düştü.

Keyifsiz kahkaham soldu.

"Hayatımı tarumar ettiniz." dedim dudaklarıma buruk bir tebessüm konarken "Benim dümdüz olan sokaklarımın her köşesini çıkmaz sokaklarla doldurdunuz."

LaviniaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin