2.Bölüm: "Iyi misin?"

36 16 23
                                    

multiye Deniz'i bıraktıım tanışın:) çok hoş bi çocukcağız xösldkf ama içi kan ağlıyor çaktırmayın o gülüşler yalaaan şdödldmd

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Deniz'in Ağzından~

"Ona bir kez daha bağırırsan öldürürüm seni!"
"Defol git, annemi kiminle aldatıyorsan ona git ve birdaha sakın gelme bu eve!"

Onu öldürmemem için ikna edici tek sebep yeterliydi bana. Ama yoktu. Annemin gözlerinden akan yaşlar kalbimi kurşun gibi deliyordu. Bunu haketmemişti. Bu gece bunu öğrenmek zorunda değildik. Annem bunu yaşamak zorunda değildi. Evet, beni 18. yılıma getiren o adam bize bunları yaşatıyordu. Beni 18 yıl büyütmesi, ona baba diyebileceğim anlamına gelmezdi. Tüm bu olanlardan sonra, bir daha bu eve gelmesine asla izin vermeyecektim.

"Neyi bekliyorsun çık git şu evden!"

Sıktığım yumruğumu yüzüne indirmemek için zor duruyordum... Kapanan kapı sesiyle derin bir nefes veren annemin yerde oturuşunu nasıl unutacaktım? Hangi kadın annemin yerini doldurabilmişti? Evde duramayacaktım. Çıkmam gerekiyordu, sığamıyordum. Bir taraftan da anneme karşı güçlü görünmek zorundaydım. Yerde oturan annemi kolundan tutup yavaşça kaldırdım.
Alnını alnıma yasladım. O adamın vermediği değerin milyonlarca fazlasını verirdim ben ona. "Sen benim bu dünyadaki tek varlığımsın. Daha fazla katlanmak zorunda kalmayacaksın o adama. Söz veriyorum bu işi bitireceğim ve bir daha karşılaşmanıza bile izin vermeyeceğim." Gözlerime baktı. Ağlamaktan ufacık kalan gözleri benim için dünyanın en güzel kadınının gözlerinden daha güzeldi.
"Canım oğlum" dedi sadece. Daha fazlasını söylese üzülmemden korkuyordu. Beni hala babası bağırdığında ağlayan, o ürkek çocuk sanıyordu. Ben güçlendim anne, diyemedim. Desem yine üzülürdü. Birde benim psikolojimi düşünmesini istemiyordum. "Gel uzan şöyle, uyu dinlen biraz. Oğluna güven. Söz veriyorum biz birbirimize yeterek çok mutlu olacağız. O adama ihtiyacımız yok. Ben bakacağım sana. Elimden gelenin son damlasına kadar yeteceğim sana."
Alnından öptüm; "Ben biraz hava alayım, sen uyu. Beni bekleme. Kafa dağıtmam gerek, çok gecikmem."

Uyanmaması için sessizce kapıyı çekip evden çıktım. Henüz yeni girdiğim 18. yaşım, bana vurabileceği en büyük darbeyi vurmuştu. Sadece kulaklığımı takıp yürümek istiyordum. Henüz 13 yaşımda keşfettiğim, bu güne kadar her yalnız kalışımda bana eşlik eden şarkımı açtım. Milyonlarca kez dinlediğim bu şarkı, her dinleyişimde bir kez daha beni bana anlatıyordu.

"17.Doğum günüm büyüdüm artık ben anne,
Ve hislerimde var artık bak isteyince karar verebiliyorum,
Artık bi işe girerim gizli yolda
Param yettiğince bakarım artık sana,
Feda olsun alın terim...

Onyedi yaşıma rağmen fazla şey öğrendim,
Çok yavşak tanıdım, affettim.
Bakma sen özden hiç bişeyim değişmedi.
Bi dağ yarattım doğrularımdan,
Sürekli korkularım var dedikçe sorguladılar.

Ben artık yorgun adımlarla ilerlemekten de sıkıldım.
Bak 18 oldum, hayalim yok benim oğlum...
Sürekli koş geri doğru,
Ve koştuk yok yere doğru...
Bilincim iyice gitti,
Dediler ki son veriyorsun hayata..."

Sadece koşuyordum. Nefes nefese kaldığımı bile bile hala koşuyordum. Durmak istemiyordum. Dursam, ya kendime, ya da o adama bir şeyler yapardım. Hayatımı mahvedip, en sonunda da bu darbeyi vurması, içimdeki ufak çocuğu yerle bir ederken, kin tutan tarafım ondan bu güne kadar ettiği nefretin üzerine kaç kat eklemişti bilinmez...
Artık fazlasıyla yorulduğumu farkedip, yan tarafımda duran mezarlığın duvarına yaslanıp dinlenmeyi düşünüyordum. Geldiğim bu yoldan tek kişi bile geçmiyordu ve benim için bir numaralı kafa dinleme yeriydi. Kulaklığımı çıkarmak için, bilmem kaçıncıya yeniden başlatılan şarkımın bitmesini bekliyordum. Yorgundum. Saate baktığımda 23.20 olduğunu gördüm. Kulaklığımın cebime ısrarla girmek istememesi sabrımı zorluyordu, zorla tıkıştırmaya çalıştım.
Ve aniden duyduğum çığlık sesiyle etrafıma baktım. Kimsenin olduğunu sanmıyordum, fakat bir kız sesi duyduğuma emindim. Kafamda canlanan senaryolar sonucunda öfkeyle koşmaya başladım. Mezarlığın içinde deli gibi koşturduğum halde sesi bulamıyordum. Mezarlığın arka taraftaki çıkışından fırladığımda, o ıssız yol kenarında gördüğüm görüntü, kafamda şimşekler çakmasına yetmişti. Tek kişi olduğunu görebiliyordum;
Ve altında, kendini kurtarmaya çalışan o kızı...
Bir dakika düşünmeye vaktim yoktu, koşarak yerde gördüğüm bıçağı ensesine sapladım, kocaman cüssesiyle ona başka şekilde engel olamazdım.
Akmaya başlayan kanı henüz düşüp damlayamadan, yere yığılmıştı bile.
Ellerim titriyordu.
Ne yapacağımı şaşırmış şekilde sadece baktım...
Öncelikle kızın yaşıyor olduğundan emin olmalıydım, onu korkutmaktan çekinerek yavaşça sordum;

"İyi misin?"

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Çook güzel psikolojik bir yansıtma yaptığımı düşünüyoruum. Umarım anlatmak istediklerimi anlatabilmişimdir çünkü canım çıktı dşsmşskskdns
Keyifli okumalarrr, yeni bölümler için oy ve yorum bekleriim😙💜💫

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 18, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

~CEHENNET~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin