Masal

202 102 104
                                    

Ege Çağlar Aksu

Güne gereksiz Batu'nun beni araması ile başladım.

"Lan kalk artık seni beklemekten ağaç olduk meyve vericez birazdan."
"Sabahın köründe carlama bana."
"Olum geç kaldık çocukların yanına senin uykun yüzünden!"
"Olum ben onu tamamen unutmuşum."
"Sen zaten hep unutmaman gerekenleri unut."
"Tatava yapma ben hemen çıkıyorum. Siz benim dediklerimi aldınız mı?"
"Aldık arabaya yerleştirdik bile tabi sen uyumakla meşguldün o sırada."
"Tamam çıktım ben."
"Görüyoruz seni."
"Olum kapsana o zaman neden hala konuşuyosun."dedim ve suratına kapattım.

Yol bitti ama Batu ve Kaan'ın laf sokmaları bitmedi. Hayır çeneleride ağırmadı ağırsa susarlar herhalde. Neyse çocuklarla ilgilenirken bişi yapamazlar sonrasında da unuturlar diye umuyorum. O değilde çocuklar aç kalmamışlardır umarım bizim için. Yetimhaneye gireceğimiz sırada fark ettim ki bütün çocuklar bahçeye çıkmışlar. Acaba neden dışarda diye düşünürken bir kızın etrafında toplandıklarını fark ettim. Kız bişiler diyodu ama duyamıyordum çünkü biraz uzaktaydım. Çocuklar onu can kulağı ile dinliyorlardı. Kız sustu ve herkes eline bir palet ve fırça aldı ve sıraya girdiler. Kız hepsinin paletine boyaları sıktıktan sonra hepsi birde o berbat görünen binanın duvarlarına birşeyler çizmeye başladılar. Ve bende onları seyrederken kız birden arkasını döndü ve arkasında beni görmeyi beklemediği için korkudan ufak bi çığlık attı.
"Sen kimsin de bizi dikizliyorsun gündüz gündüz ne bu terbiyesizlik." Derken çocuklar birden bağırmaya başladı.
"Ege abi gelmiiiiiiiiş." Diyip bana sarılmaya başladılar.
"Ege abi, Kaan abi ve Batu abi nerde." Dedi çocuklardan biri. Ben tam cevap verecekken Kaan ve Batu ellerinde oyuncaklar ile bahçeden içeri girdiler. Çocuklar bu seferde onların etrafına doluştular. Kız ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Ne olduğunu anladığında.
"Şey ben çok özür diliyorum sizden ufak bir yanlış anlaşılma olduysa demek ki. Ben şey edemedim ama sizde birden arkamdan çıkınca korktum yani kim olsa korkardı. Ama sizi tanımadan ağır şeyler söylememeliydim biliyorum ama napabilirim..." Derken parmağımla ağzını kapadım yoksa kız nefessizlikten gidicekti.
"Arada bir nefes almayı unutma yoksa mazallah gidi verirsin dikkat et" Dediğimde bana ilk bi ters baksada kendi de anladı haklı olduğumu. Sustu ve bişi demedi. Çocuklar bizi çekiştirerek çizmeye başladıkları resimleri gösterdiler. O sırada müdire hanım geldi.
"Çocuklar hadi bakın biraz daha kahvaltı yapmazsanız halsiz düşersiniz hem bakın Ege, Kaan,Batu abileriniz ve Berfu ablanız da buradalar onlarla yaparsınız kahvaltıyı ne dersiniz. Tabi sizlerde müsaitseniz." Adının Berfu olduğunu öğrendiğim kız hemen lafa atladı.
"Ben zaten bu günümü buraya ayırmıştım onun için bana uyar" dedi. Biz de kendi aramızda anlaştıktan sonra kalmaya karar verdik.
"Bizde boşuz aslına bakarsanız hem belki resim yapmanıza da yardım edebiliriz Berfu ablanız içinde sorun olmazsa." Dediğimde Berfu bunu beklemiyordu ki ne diyeceğini bilemedi bir anda.
"Olur tabikide neden olmasın arabamda fazladan fırça,palet ve boya olucaktı ben hemen getiriyorum." Dedi sonunda ve gitti arabasına doğru. 5 dakika olmadan elinde kocaman bir poşetle geldi. Poşetin ağır olduğunu anlayınca hemen yanına gidip yardım etti. Poşeti kenara koyduk ve yemekhaneye doğru gitmeye başladık. Bir güzel kahvaltımızı ettikten sonra hep beraber resim yapmaya başladık. Resimler bittiğinde etrafa bakmaya başladım  ve güneşin batmaya başladığını fark ettim. Birden bir ses geldi ve dikkatimi oraya verdim. Sesin sahibi Berfu'ydu.
"Şimdi son bir dokunuş kaldı oda oldumu resimler tamamlanıcak" dedi. Çocuklar hepsi birden meraklı gözlerle Berfu'ya kenetlendiler işin garibi bende merak ediyordum o resmileri tamamlicak son dokunuşu.
"Herkes bir imzasını atmak istemezmi eserini altına" dediğinde ne demek istediğini anlamıştım ama çocuklar bişi anlamamıştı.
"Ama biz imza nasıl atılır bilmiyoruz ki" dedi içlerinden biri.
"O zaman el izi yaparız" dedi Berfu çocukların hepsi çok sevindi. İlk berfu ellerini boya kovasına daldırdı ve resminin üzerine bastırdı ellerini. Onu gören çocuklarda sıraya girdiler ve sırayla resimlerine imzalarını attılar.

Hepsi bittikten sonra bizlere o kadar minnettar ve mutlu gözlerle bakıyolardı ki. Ben o an gördüm gerçekten mutlu nasıl olunduğunu. Aslında onaları mutlu etmek çok kolaydı onları sadece ufak bir gülümseme ile bile mutlu edebiliriz aslında. Onlar bizler gibi büyük şeyler istemiyorlar sadece sevildiklerini hissetmek istiyorlardı.

Ben bunları düşünürken gereksiz Batu'nun bana seslendiğini duydum.
"Ege gitmicez artık ."diyordu. Çocuklar bunu duyduğunda çok üzüldüler.
"Ege abi,Kaan abi,Batu abi yine geliceksiniz değil mi?" Dedi içlerinde biri.
"Tabikide haftaya yine burdayız ama bir farkla ben daha erken kalkıcam ve daha erken gelicez" dediğimde çok mutlu oldular.
"Ege abi siz gelinde ne zaman gelirseniz gelin." dediğinde içim parçalandı ama beli edemedim sadece onu öpmekle yetindim. Tam çıkıcakken aklıma Berfu geldi ona baktığımda çocukların yanında duruyodu.
"Berfu istersen biz seni evine bırakalım"
"Yok benim biraz daha işim var sonra gidicem"
"Bizde yardım edelim daha çabuk biter işin ailende kızmaz" dediğimde yüzü birden düştü ama hemen toparladı.
"Ben çocuklara masal okicam sonrasın da eve geçicem siz boşuna beklemeyin benim zaten arabam var" dediğinde biz niye yardım etmiyoruz diye düşündüm birden.
"Tamam bizide katılsak olurmu sessiz sedasız bir kösede otururuz çıtımızı çıkarmayız" dediğimde kabul etti. O masalı okurken birden içimde tuttamadım konuştum.
"Acaba ben mi az uyudum yoksa masal mı çok güzel." Dediğimde Berfu bana kızgın bir bakış attı.
"Hani sessiz sedasız oturucaktın" dedi bana.
"Özür dilerim bir daha olmaz" dediğimde beni başıyla onayladı ve masalla devam etti. Sonrasını hatırlamıyorum.

Arkadaşlar bu benim ve _nemesis08 ile birlikte yazdığımız bir kitaptır lütfen oy ve yorum atmayı unutmayın sizleri çok seviyoruz❤❤

KAR TANESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin