Eheheheh düzyazı
"Beş dakikaya oradayım."
Attığı son mesajın üzerinden beş dakika geçmiş sayılırdı. Taehyung altında siyah dar pantolonu, üzerine geçirdiği geniş bordo hoodiesiyle tamamen hazırdı. Jungkook'un gelmesini beklerken siyah vanslarını da ayağına geçirdi telaşsızca.
Aslında Jungkook'a karşı oldukça önyargılıydı en başta. Sadece dış görünüşü için ona mesaj atmasını yanlış bulmuştu. Ama gruptaki tavrı ve Vita olduğunda ona yardım etmesi önyargılarını hızla yıkmıştı.
Vita olduğu anlaşıldığında ne yapacağını şaşırmıştı. Bir sürü alfa ona sanki yiyecekmiş gibi bakıyordu ve çok gerilmişti. Bu yüzden onu oradan çıkarması için yardım istercesine Jimin'e bakmıştı. Jimin onu fark eder etmez ayaklanmıştı da, tabii Jungkook onu engellemeseydi. Ona hırlayıp onun yerine kendisi Taehyung'a gelmiş, ona sıkıca sarılmıştı. Jungkook'tan gelen yoğun şeftali kokulu feromon yüzünden sakinleşmişti Taehyung. Dolu gözlerle ona bakıp sarılmasına karşılık verdiğinde Jungkook dayanamamış, ellerinden birini kalçasının altına diğerini de sırtına koyup bir bebek gibi kucağına almıştı. Sonrasında hiç bilmediği bir parka dalmış oturup kucağındaki zayıf bedeni sakinleştirmeye çalışmıştı.
Tabii yanağını ısırıp daha çok ağlamasına da sebep olmuştu.
Kapı sesiyle düşüncelerinden sıyrılıp ayağa kalktı Taehyung. Kapıyı açtığında karşısında Kocaman bir gülümseme ile ona bakan Jungkook vardı. Tamamen tesadüf eseri onun da üzerinde bordo bir gömlek ve siyah dar bir pantolon vardı. Ayağına ise asla vazgeçmediği siyah botlarını geçirmişti.
"Hazırsan çıkalım?" dedi Jungkook nazikçe. Ne diyeceğini bilemiyordu. Nedenini bilmese de karşısındaki çocuktan fazlaca etkileniyordu. Okyanus kokusundan da olabilirdi, birçok kişiye yakışıklı gelen ama onun tatlı bulduğu yüzünden de olabilirdi.
"Hazırım." diye mırıldandı ve kapıyı kapayıp arabasına ilerleyen Jungkook'un peşine düştü. Tören günü de yoğun ısrarlar sonucu Jungkook'un kendisini almasına izin vermişti -ki Jimin ve Hoseok da onlarla gelip Jungkook'a kötü bakışlar atmışlardı- ama o zaman bu lüks arabanın kaynağını bilmiyordu. Şimdi ise bir holdingin varisi olduğunu öğrenmişti ama bu sadece merakını dindirmişti. Para avcısı değildi ve sırf para yüzünden Jungkook'a yapışacak değildi.
İkisi de sessizce arabaya bindiklerinde Jungkook telaşsızca arabayı çalıştırdı. Havalı görünmek için uğraşıyordu aslında ama içten içe küçük bir çocuk gibi hissediyordu.
"Bordo çok yakışmış." dedi çapkınca. Bu Taehyung'un hafifçe kızarmasına sebep oldu. Kıyafetlerine özenmemişti.
"Teşekkür ederim, sana da yakışmış." diye mırıldandı. Bu Jungkook'un daha da gülümsemesine neden oldu.
"Aç mısın? Yemek yemek istersen başka bir yere gidelim." dedi ve arabayı biraz daha yavaşlattı Jungkook. Taehyung'un cevabına göre ilerden dönecekti. Dikkatli dikkatli yola bakması ise Taehyung'un ilgisini çekmişti. Şaşkın bir tavşana benziyordu. Jungkook cevap gelmemesi üzerine ona baktığında kendisini izlediğini gördü. Sesli bir kahkaha bırakırken Taehyung utançla hıhladı.
"Yemek yemek ister misin demiştim ama beni az önce yeterince yedin sanırım. Tatlıcıya gidiyorum." dediğinde ten rengine tamamen zıt olarak kırmızılaşmış yanaklarını aşağı yukarı salladı Taehyung. Jungkook onu çok fena ısırmak istiyordu. Ama kendisini tuttu ve yol boyunca sessiz kaldı. Zaten yakın bir konumdaydı gidecekleri yer.
Geldiklerinde arabayı yavaşça durdurdu. Ancak hızla kendini dışarıya attığından Taehyung ne olduğunu anlayamamıştı. Acaba feromonumu kontrol edemedim mi diye düşünmeden edemedi. Ancak daha tam anlayamadan açılan kapısı ve gülümseyen Jungkook ile düşünceleri yok oldu.
"Böyle yapmana gerek yok." dedi yine utanarak. Ona telefonda mesajlaşırken sert sert konuşmak, terslemek kolaydı. Ama yüzyüzeyken ondan aldığı şeftali kokusunun baskınlığı alfa olduğunu sürekli hatırlatacak cinstendi. Jungkook'un bunu bilerek yapmadığından emindi Taehyung, sadece Vita olduğu için fazlaca etkileniyordu.
Yine de kendisine uzatılan eli tuttu ve nazikçe indi arabadan. Biraz daha özenli giyinmiş olmayı diledi. Alt tarafı tatlı yiyeceklerdi ama Jungkook ona kraliyet ailesi ile görüşmeye gelmiş gibi nazik davranıyordu.
İlerleyip bir masaya oturduklarında garson sanki bu anı bekliyormuş gibi ileri atıldı. Menüyü uzattı ve uzaklaşıp bir avcı gibi onları izlemeye koyuldu. Geldikleri arabayı görmüştü. Bahşişi çok almayı umuyordu.
Taehyung'un tatlılara bakarken resmen kalbe dönüşen gözlerini görünce gülümsedi Jungkook. Aslında oldukça zayıftı karşısındaki çocuk. Biraz daha kilo almasını, yanaklarının tombik tombik olmasını isterdi. Bu yüzden bundan sonra buluşurlarsa -ki öyle umuyordu- ona sürekli yemek yedirmeyi aklının bir köşesine not etti.
"Karar verebildin mi?" dedi nazikçe. Taehyung hevesle kafasını salladı. Ne yöne çekilebileceğinden habersiz "Şeftalili pasta" dediğinde Jungkook telaşla eline menüyü aldı.
"Taehyung listede okyanusla alakalı hiçbir şey yok." dedi biraz üzgünce. Taehyung'un kendisi şeftali koktuğu için şeftalili pasta aldığını düşünmüştü. Bu gözüne ufak bir karşılık olarak gelmişti ancak karşı hamle yapamıyor gibi hissetmişti.
Ancak Taehyung söylediklerine güldü ve onun da şeftalili pasta yemesini söyledi. Böylece aralarındaki ciddi hava da yavaş yavaş dağılmaya başladı. Bir süre sonra tatlıları geldi ve kendileri hakkındaki küçük bilgilerden, arkadaşlarının salaklıkları hakkında konuşmaya devam ettiler. Öyle ki vaktin nasıl geçtiğini, sessize aldıkları telefonlarına gelen cevapsız çağrıları bile fark etmemişlerdi.
•
Slm bundan sonra bizim avratlar geri geliyor
Bb
![](https://img.wattpad.com/cover/228985974-288-k634617.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hırr • Taekook ✓
FanficJimin ve Yoongi'nin tesadüf eseri tanışması, iki deli arkadaş grubunu bir araya getirir. [Omegaverse, Texting!]