Bir süredir bölüm gelmiyor üzgünüm...
Üniversite sınavına hazırlanıyorum. Şimdi daha fazla yaklaştığımız için kitap yazmaya fazla zaman ayıramadım. Önceden geceleri yazıyordum ki şimdi uyku düzenimi kurmaya çalıştığım için geç yatmamaya özen gösteriyorum. Temmuz başından itibaren bölümler daha düzenli gelecek. Haftanın iki veya üç günü bölüm atacağım. Tabiki bu günler belirli günler olacak öyle rastgele değil. Okuduğunuz için şimdiden çok teşekkürler...BİLİNMEYENDEN,
Saat daha erkendi. Ben uyanmıştım ama bizimkiler hâlâ uyuyordu. Erken dediğime bakmayın saat 10 buçuk. Ben onlara göre daha erken kalktığım için okul olmasa bile belli bir saatten sonra uyanıyordum hep. Telefonumu elime aldım ve tuvalete gittim.
Telefon yanımda olduğuna göre Ezgi uyanmışsa ona mesaj atabilirdim. WhatsAppa girdiğimde Ezgi'yi çevrimiçi görünce hemen yazdım. O da hemen cevap verdi.
Her ne yediysem karnımı bozmuştum ve kendimi kötü hissediyordum. Telefonu elimden bıraktım. Bu yüzden biraz geç cevap vermiş oldum.
Peki ya bu iğrenç detayı niye size söyledim ki...
İşimi halledip tuvaletten çıktığımda bizimkiler hâlâ uyuyordu. Ne çok uyudular.
Odama geçip yerime uzandıktan sonra telefonu sessize aldım. Çünkü aralarından biri bile sesten rahatsız olup uyansa ağzıma sıçardı. Muhteşem arkadaşlarım vardır.
Mesajlara girdim ve Ezgi'ye cevap verdim. Kısa bir süre konuştuktan sonra yanında arkadaşlarının olduğunu ve sonra konuşmak istediğini söylemişti. Ben de centilmen bir erkek olarak nazikçe karşılamıştım.
Kendi kendime egomu tatmin etmeyi seviyorum ne var ki bunda?
Telefonu kilit tuşuna basıp kilitledikten sonra cebime koydum ve sessizce annemin yanına gitmeye karar verdim çünkü mutfaktan sesler geliyordu. Bu da demek oluyor ki annem kalkmıştı ve bize kahvaltı hazırlıyordu. İyi de bir dakika annem bugün çalışıyor. Bu saatte evde olması imkansız. O zaman evdeki kim?
Yavaş ve küçük adımlarla odadan çıktım ve merdivenlere yöneldim. Merdivenin diğer ucunda paytak paytak yürümeye çalışan bir minnoş vardı. Ayla ablanın bebeğiydi bu. Adı İlayda. Muhtemelen annem bize kahvaltı hazırlaması için Ayla abladan rica etmişti.
Sakince merdivenden inerken İlayda da merdivenden çıkmaya çalışıyordu. Daha küçüktü ve doğru düzgün yürüyemiyordu. Hem hızlı hem de sakin adımlarla merdivenden iniyordum çünkü ben koşarak inseydim korkabilir ve bu yüzden düşebilirdi. Merdivenin sonuna ulaşmama bir basamak kalmıştı ki İlayda tökezledi. Ani bir hareketle uzandım ve düşmeden tuttum.
Şom ağzıma sıçayım.
Onu tuttuğumda bana bakıp gülmeye başladı. Çok tatlıydı lan. Yanağına öpücük kondurup kucağıma aldım. Mutfağa vardığımda Ayla abla kahvaltıyı çoktan hazırlamıştı.
"Kolay gelsin Ayla abla."
"Teşekkürler kuzum uyandırdım mı?"
"Yok abla ben uyanmıştım zaten de bizimkiler hâlâ uyuyor." dediğimde güldü.
"Annem buldun mu sen abini bakalım?"
Buldu buldu. Düşüyordu bebişin haberin yok.
"Düşüyordu az önce minik kuş tuttum Allah'tan."
"Ay ciddi misin. Çok sağ ol. Sen olmasaydın ne olurdu kim bilir of."
Üzülmüştü.
"Abla bir şey olmadı sonuçta tuttum bak üzülme iyi minik kuşumuz."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doğruluk Mu Cesaret Mi?
Fiksi RemajaÇevrilen bir şişe ile başlayan bir aşk yolculuğu. Gizemler, oyunlar, her türlü garip işler... "Doğruluk mu cesaret mi?"/Arda "Cesaret tabiki" "Bizim sınıftan bir kıza anonim olarak yazacaksın ve bu kızı ben seçeceğim. 3 gün dolmadan konuşmayı bırak...