Lily derin bir soluk aldı. Eh tabii geliş hikayelerini tek solukta anlatmak o kadar kolay bir şey değildi ne de olsa. Yetişkin Sirius'un gözlerinde bir şey vardı anlamlandıramadıkları.
Harry soluğu kesilmiş, heyecanlı bir şekilde annesi ve babasına bakıyordu. Vay be, gerçekten babasının kopyası gibiydi. Ama sanki babası ondan büyüktü. Annesinin gözlerine gitti gözleri. Aynı onunkiler gibi zümrüt yeşili iki bademdiler. O annesi ve babasına bakadursun, Hermione Remus ve Sirius'un küçük (ne kadar küçükse) hallerine bakıyordu. Bu bakışlar onu rahatsız etmiş olacak ki Remus "Bir şey mi soracaksın?" diye bir soru yöneltti.
Geçmişin ve şimdinin Hogwarts öğrencileri bakışırlarken Sirius kendini çok acayip hissediyordu. İşte orada duruyordu en yakın arkadaşı ve onun sevgilisi. Onun yüzünden- yo, hayır- Peter'ın yüzünden ölen arkadaşları oradaydı önünde. Onlara sarılmak, Peter'a güvendiği için özür dilemek istiyordu. Ama hayır şu an bundan daha önemli şeyler vardı.
Sirius boğazını temizleyerek dikkatleri kendi üzerine çekti. Bütün gözlerin onda olduğundan emin olunca "Evet herkes birbirini tanıdı mı?" soran gözlerle bakışları çocukların üzerinde dolaştı "ve sorusu olan yoksa-" O sırada Sirius (genç olan) "Anlaşılan onlar bizi tanıdı, ama biz hala bilmiyoruz." diye yakındı.
B. Sirius Harry ve Hermione'ye döndü ve "eveet bunlar Harry ve Hermione." dedi. "Evet ya biz de zaten Harry ve Hermione'nin kim olduğunu biliyorduk ya!" dedi Remus. Bu Harry ve Hermione'yi biraz şaşırtmıştı, eh ne de olsa eski Karanlık Sanatlara Karşı Savunma profesörlerinden böyle bir konuşma beklemiyorlardı. B. Sirius açıklamaya girişti "Bu Hermione, Harry'nin arkadaşı ve oldukça zeki bir kız. Ve bu da.. Harry. James ve Lily'nin oğlu." Son cümlenin ardından bir sessizlik yayıldı her yere. Ve James bir anda "İnanabiliyor musun Lily ile evlenmişim! İnanamıyorum, inanamıyorum!" diye bağırmaya başladı. O sırada Lily ise şoka girmiş gibiydi. Remus ve Sirius, James'in sevincine eşlik ediyordu.Şoktan çıktığında James'e "Ben de inanamıyorum ama 'İnanamıyorum' diye bağırmıyorum Potter." diye kızdı.
B. Sirius Harry'ye döndü ve "Yarın ilk görevin var dinlenmelisin. Hadi sizi okula götüreyim" demişti. "Ne görevi?" diye meraklı bir ses geldi zaman yolcuları tarafından. Remus merakla onlara bakıyordu. Lily oradan atıldı "Kadeh falan da demiştiniz o da ne?" James durur mu? "Ron kim?" diye sordu. Gözler tek konuşmayan zaman yolcusuna dönünce, "Ne bütün sorulacak soruları sordular ne sorayım?" diye çemkirdi.
Hermione gözlerini devirdi ve Sirius'a döndü "Onlar nerede kalacak peki?" dedi gözleriyle odanın köşesindeki dört çocuğu göstererek.
Kabul hiç güzel yazamadım. Diğer bölümler daha iyiydi. Uzun süre yazmayınca yazınca bir fark oluyor ilk ve şimdikiler arasında. Tamam boşa konuşuyorum ama ne yapayım? Neyseeee. Okuyan var mıııı? Ülker Çikolatalı Gofret sevmeyen var mı? Skkskdjdjjdkdksj. Gittim tamam.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kum Saati ⏳- Zamanda İleri Gidiş
FanfictionBazıları ait oldukları yere ait oldukları zamanda değiller ve olaylar karmaşık. Elimden geldiğince farklı bir hikaye yazmaya çalışacağım. Hatalarım varsa lütfen mazur görün ^-^